Koronavirüs karantinası çalışanları birçok yönden etkiliyor. Sigortasız çalışanlar, yevmiye ile günlük işlerde çalışarak yaşamlarını sürdürenler, iş yeri tatil olduğu halde kısa çalışma ödeneği almaya hak kazanamamış olanlar zor bir dönemden geçiyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, 2 milyon 300 bin haneye yapılacak sosyal yardımlardan bu kesimlerin de yararlanacak olması, bir nebze rahatlama sağlayacak.
İş yeri tatil edilip de kısa çalışma ödeneği alanlar nispeten bu dönemi daha kolay atlatacaklar. Ancak, onlar da daha önce ellerine geçen net ücretin en az yüzde 20-25 altında gelir ile yetinmek zorunda kalacaklar.
Üretime faaliyete ara verilen iş yerlerinde çalışanlar, kısa çalışma ödeneği alsın ya da almasın asgari geçim indirimi, yıllık izin, kıdem tazminatı bakımından da etkilenecekler.
Asgari geçim indirimi (AGİ) ücret ve maaş geliri olanlara uygulanıyor. AGİ bekar bir işçi için 2020 yılında aylık 220.73 TL tutarında. Eşi çalışmıyor ve çocukları var ise bu tutar artıyor. Örneğin eşi çalışmayan, 3 çocuklu bir kişinin aylık AGİ’si 375.23 TL’ye ulaşıyor.
İş yerlerinde üretime/faaliyete ara verilmiş olan çalışanlar, işverenden ücret almıyorlar ise bu süre boyunca asgari geçim indiriminden yararlanamayacaklar. Aylık yapılan ücret ödemelerinde yararlanılabilecek asgari geçim indirimi, yıllık AGİ’nin 12’de 1’ini geçemiyor. Bu nedenle, karantina döneminde ücret alamayan veya kısa çalışma ödeneği alan kişiler, bu süreye ait asgari geçim indiriminden 2020 yılında yararlanamayacaklar. Çalışmaya başladıklarında ise sadece çalıştıkları aylara ait AGİ’yi alabilecekler.
Yıllık izne hak kazanabilmek için bir yıl çalışmak gerekiyor. Yeniden izne hak kazanabilmek için bir yılı doldurmak zorunlu. Çeşitli nedenlerle çalışılamayan sürelerin bir kısmı çalışılmış gibi kabul ediliyor. Yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenleniyor.
Buna göre, şu an olduğu gibi iş yerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın 15 günü yıllık izin hesabında dikkate alınır. Ancak, bu 15 günlük sürenin yıllık izin süresinde dikkate alınabilmesi için işçinin zorlayıcı sebeple tatil sonrası işe başlaması gerekiyor.
Buna göre, iş yeri tatil edilen çalışanların ilk 15 günlük süresi yıllık izne hak kazanmak için yapılacak hesaplamada dikkate alınacak, 15 günü aşan süreler ise dikkate alınmayacak.
İşten ayrılırken ödenen kıdem tazminatının hesaplanmasında, çalışılan sürelerin yanı sıra kanun uyarınca çalışılmış sayılan sürelerin toplamı esas alınıyor. Yıllık izinde olduğu gibi kıdem tazminatında da zorlayıcı sebeplerle işin durması halinde 15 günü aşan süreler kıdem tazminatı hesabında çalışılmamış sayılacak.
Yargıtay uygulamalarına göre, işçinin bir defada ihbar süresini 6 hafta aşan istirahat raporu süresi de kıdem tazminatı hesabında çalışılmamış sayılıyor.
Zorunlu sebeplerle işin tatil edildiği dönemlerin sosyal güvenlik primlerini ödemek için borçlanma yapma hakkı bulunmuyor. Ancak, bu dönemlerin primleri isteğe bağlı sigorta ile tamamlanabilir. İsteğe bağlı sigortanın, kısa çalışma ödeneğinin alındığı veya iş sözleşmesinin askıda olduğu sırada yapılması gerekir. Sonradan isteğe bağlı sigorta primi ödemek mümkün değil.
Çalışılamayan bu dönemdeki prim günlerini tamamlamak herkes için gerekli de olmayabilir. Bunu daha çok yaş ve sigortalılık koşullarını yerine getirmiş fakat prim günü eksik olduğu için emekli olamayan kişiler kullanmalı.