KORONA VİRÜS VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Meğer insanoğlu ne kadar da zayıfmış, meğer insanoğlu ne de boş yere böbürlenirmiş.

KORONA VİRÜS VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Koronavirüs öncesi dünya gündeminde öne çıkan birçok konu vardı. Adı geçen virüs nedeniyle bunların hepsi rafa kaldırıldı. Dünyanın tek gündemi koronavirüs oldu. Meğer insanoğlu ne kadar da zayıfmış, meğer insanoğlu ne de boş yere böbürlenirmiş. Meğer aslan zannettiğimiz ülkelerin çakaldan farkı yokmuş. Bir tek virüs bile anlı şanlı süper güçlerin havasını almaya yetti ve arttı bile. Ekonomik gücü ile sanayisi ile askeri güç ve donanımı ile dünyaya meydan okuyan, efelenen, mazlumları yer ile yeksan etmek isteyen küresel güç odakları şimdilerde başı dertlerine düşmüş gözüküyorlar. Amerika’sı, Avrupa’sı, Asya’sı ve tüm dünya adeta şok oldu. Beklemiyorlardı herhalde böyle bir felaketi. Ama geldi beklemedikleri felaket.

Güçlülerin kaybedecekleri çok şey var. En önemlisi güçlerinin beş para etmediğini gördüler. Güçsüzlerin ise kaybedecekleri bir şey yok. Onlar zaten kendilerini güçlü zannedenlerin zulmü, sömürüsü, katliamları altında ezilmiş hissediyorlardı.. Sanıyorum şimdilerde güçsüzler, güçlülere caka satarak bakıyorlar. Sokaklar, caddeler; yalın ayak, bağrı açık güçsüzlerle dolu. Korkmuyorlar, cesaretle yürüyorlar. Adeta geçmişini, anını, geleceğini hiçe saydıkları Dünya ile adeta dalga geçiyorlar. Haksız da değiller, zira o böbürlenen küresel güç odakları çeşitli konvansiyonel, kimyasal, biyolojik, nükleer silah sahipleri adeta Allah’ı yok sayarak, sanki bu kâinatın, mazlumların sahibi yokmuşçasına ezdikleri, hiçe saydıkları insanlar onlardan daha cesur ve kararlılıkla hayatlarını sürdürüyorlar.

Sanki korona virüs öncesi ortaya çıkan petrol fiyatlarındaki düşüş ne diye unutuldu? Güçlü Amerika Ortadoğu’daki emir eri olan Suudi Arabistan kral ve prensine dikte ettiği petrol politikası ile neler yapmak istiyordu? Benim kuşağım Vietnam Savaşını gördüğü gibi 1973-1974 Petrol Krizini de gördü ve yaşadı. O kriz döneminde ABD Başkanı Nixon’un Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Henry Kissinger o kriz döneminde İran Şahını ikna ederek Vietnam Savaşı’nın artığı olan ABD silahlarını İran’a sattı. O günün parası ile 100 milyar dolarlık satış gerçekleşti. O dönemdeki petrol krizinin arkasında ABD ve İran vardı. Şimdiki krizin arkasında ABD ve Suudi Arabistan var. Sözde Suudi Arabistan – Rusya anlaşmazlığı ya da restleşmesi olarak dünya kamuoyuna sunulan bu kriz ne getirir ne götürür bunu zaman gösterecek. Bir hatırlatma 73 Krizinde ekonomik hedef Avrupa’ydı. Bu kez hedefte Rusya gözüküyor. Hele koronavirüs işlevini tamamlasın neler olacağını Allah ömür verirse hep birlikte göreceğiz.

Dün, İran Şahının başrolünü oynadığı 73 Krizi İran Devrimini doğurdu. Kissinger İran Şahı Rıza Pehlevi’ye: “ Siz Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi olmalısınız.” Telkini ile sattığı 100 milyar dolarlık silah Şah’a yar olmadı. Bakalım şimdiki ABD - Suudi Arabistan ortak yapımı petrol krizi ABD’ye, Suudilere yar olacak mı? Hele de Suudi Hanedanlığı içerisinde kaotik bir ortamın hâkim olduğu bir zaman diliminde. Gerek petrol krizi, gerekse yaşadığımız korona virüs dalgası ABD v.b. ülkeleri güçsüz hale getirirse ve yine Suudiler, BAE gibi müstekbir ülke ve ülke yönetimlerini yer ile yeksan ederse şaşmayın, ben şaşmayacağım. Zira 73-74’de gördüklerimiz ve sonrasında yaşadıklarımız bana bunları söyletiyor. Hem sonra unutmayalım ki; Ömer Muhtarı idam eden Libya’yı kan gölüne çeviren İtalya, Cezayir Kurtuluş Savaşında her türlü katliamı yapan ve 2 milyon Cezayirliyi katleden Çad, Nijer gibi Afrika ülkelerinin yer altı ve yerüstü kaynaklarını talan eden, insanlarını ve haklarını hiçe sayan, onları bir dilim ekmeğe muhtaç eden Fransa yaptıklarının karşılığını görmeyecek mi? Keza kendilerine ve tüm Avrupa’ya insani ve ilmi olarak önderlik eden Endülüs Devletini yıkan, yakan İspanya iflah olacak mı? Şu anda sessizliğe bürünen İsrail ve onlara 1917’den beri destek olan İngiltere v.b. ülkeler abad mı olacak? Beşar Esed ve ona destek verenler bir ülkenin yok olmasına, insanlarının yurtlarından yuvalarından edilmesine dahası yüz binlercesinin nahak yere öldürülmesine neden olanlar iflah olur mu sanırsınız?

Orta Afrika’da küçük bir ülke olan Ruanda’da 1994 yılında tarihin en korkunç soykırımına imza atanlara ve o katliamda Hutular ve Tutsiler’den 1 milyon insanın katlini teşvik eden Avrupa ve Amerika bu yaptıklarının bedelini ödemeyecekler mi?

ABD’nin müttefikleri ile başlattığı Irak İşgali sonrası Irak’ta 10 yılda sivil ve asker toplam 1 milyondan fazla insan katledildi. Keza 1,5 milyondan fazla insan evini barkını terk etti. Suriye’de 15 Mart 2011’de başlayan rejim karşıtı olaylardan günümüze kadar 100 binlerce insan katledildi, milyonlarca insan ülkelerini terke mecbur edildiler. Evet, bunlar faillerinin kesesine kar mı kalacak? Arakanlı, Yemenli, Mısırlı Müslümanlara yapılanlar ve de yapanlar sizleri tarih, insanlık ve hepsinden önemlisi Allah affedecek mi sanıyorsunuz? Ümitsiz olmayınız, yerde ve gökte ne varsa hepsinin hükmedicisi Allah’tır. O, ihmal etmez imhal eder. Zaten şanı yüce Allah Kuran-ı Kerim’de buyurmuyor mu : “HER HABERİN GERÇEKLEŞECEĞİ BİR ZAMAN VARDIR. YAKINDA SİZ DE GERÇEĞİ BİLECEKSİNİZ." (6/67)

Bu da gelir bu da geçer. Lakin bu sefer herhalde bazılarını deler de geçer. Sabredelim, tedbirli şekilde tevekkül edelim. Bu virüs adresi şaşırmayacak gibi gözüküyor. Bakalım mevlam ne eyler ne eylerse güzel eyler.

Bekleyin, görecektir duranlar yürüyeni!

Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez yeni!

NFK

HerTarafHaberSitesi