Tarih: 07.10.2019 03:18

Korkunun ecele faydası var

Facebook Twitter Linked-in

KENAN BUTAKIN 

Silivri açıklarında 26 Eylül’de yaşanan 5.8’lik sarsıntı İstanbul’un olası Marmara depremine hazır olmadığını bir kez daha ortaya koyarken uzmanlar daha büyük bir deprem için uyarmaya devam ediyor.

19-10/07/mans.png

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür “26 Eylül’de meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem büyük depremi öne çekti” dedi. Görür “İstanbul’daki yaklaşık 70-75 kilometrelik uzunluktaki fayın kırılması bekleniyor. Bu fayın enerji biriktirdiğini eğer kırılırsa minimum 7.2 büyüklüğündeki deprem oluşturabileceğini yıllardan beri söyledik. Maksimum değerleri Adalar’ın güneyindeki fay hattı veya Marmara’daki fayın tümünün kırılması halinde ise 7.6 büyüklüğünde bir deprem beklenebilir. Bu tür depremler oradaki gerilimi, iç dinamikleri daha fazla etkileyecektir. Dolayısıyla kırılma noktasında daha da fazla tahrik edici bir etkileşim yaratacaktır” ifadesini kullandı.  

CNN TÜRK’te katıldığı programda konuşan Prof. Görür “Silivri açıklarında meydana gelen ve İstanbulluları korkutan 5,8’lik deprem 7 civarında bir deprem olma ihtimalini arttırmış mıdır?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Evet arttırmıştır. Ve zaman dilimini de öne çekmiştir. Fayın kırılma olasılığı da artmıştır. Tüm Marmara Bölgesi bu depremden etkilenecek. Ancak daha fazla etkilenmesini beklediğimiz Kuzey kesim İstanbul ve batı alanları olacaktır. 99 depreminden beri her yeri geldiğinde Marmara’da büyük bir depremi beklediğimizi söyledik. Marmara’da büyük bir depremin olma olasılığı 99 depreminden sonra ortaya çıktı. Yani 99 depremleri olmamış olsaydı enerji birikimi fazla olmayacak ve dolayısıyla Marmara’da büyük bir deprem beklemeyecektik. Ancak 99 depremi bu fayların üzerine inanılmaz bir enerjiyi yükledi 55 saniyede 250 yılda yüklenmesi beklenen enerjiyi yükledi. O yüzden biz burada büyük bir deprem bekliyoruz.” 

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ayrıca depreme karşı yapılan hazırlıkların yetersiz olduğunu ve kentsel dönüşümün doğru yapılmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazırlık aşamasına geldiğimizde maalesef biz bu işi planlı programlı yapamadık. Depremden sonra afetle mücadele merkezleri kuruldu, afet yolları hazırlandı, ilçelerin birçok yerlerine konteynerler konuldu. Daha sonra İstanbul’da bir proje yapıldığı valilik tarafından Dünya Bankası’ndan alınan krediyle, bütün resmi binalar okullar hastaneler güçlendirildi. Ama bu gün de görüyoruz ki maalesef 5.8’de bile 60-70 tane okul devre dışı kaldı. Birtakım şeyler yapıldı daha sonra da kentsel dönüşüm başlatıldı. Bütün bu yapılanlar uygundur ancak yeterli değildir. Kentsel dönüşüm doğru başlatılmadı.”  

Öte yandan uzmanlar 4-4.5 milyon konut stoku bulunan İstanbul’un 2 milyon konutunu depreme karşı yenilenmesi gerektiğini söylüyor. 

'MARMARA VE BİNGÖL HER AN SARSILABİLİR'

İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Eski Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Okan Tüysüz çarpıcı bir tespitte bulundu.  Bir yerde bir kez deprem olduysa yeniden olacağını söyleyen Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Kuzey Anadolu’dan geçen fay hattında stres artmış durumda. Fayın iki ucu, yani Marmara ve Bingöl’de deprem her an olabilir. Depremin yerini, şiddetini ve zamanını aynı anda bilemiyoruz” dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş ise “Marmara’nın kabuk yapısı 7’den küçük deprem oluşumunu destekler” dedi. Prof. Dr. Bektaş, 1999 İzmit depreminden sonra kuzey Marmara’da, Tekirdağ, Orta Marmara ve Çınarcık çukurları doğrultusunda 150 kilometre uzanan fay boyunca olabilecek kırılmanın tıpkı karalarda olduğu gibi 7’den büyük bir deprem oluşturabileceği yaygın görüşünün bugün de geçerli olduğunu belirtti. Prof. Mehmet Nuray Aydınoğlu da depremin her an olabileceğinin altını çizerek alınacak tedbirler konusunda uyarıyor: “Deprem anında toplanma, ulaşım ağı, temel ihtiyaçlarımızı karşılama açısından nasıl hareket edeceğimizi önceden kapsamlı senaryolar altında değerlendirmeliyiz.”

RİSKLİ BİNALARA İLK KEPÇE

Deprem tartışmaları devam ederken Sultangazi’de olası bir afet durumunda can güvenliği riski taşıyan binalara ilk kepçe vuruldu. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında 2012’den beri 2 bin 70 riskli bina tespit edildi. Riskli olduğu belirlenen binalara Sultangazi Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünce uyarı levhaları asılıp, konut ya da bina sakinleri bilgilendiriliyor. Uyarı ve güvenlik önlemleri sonrası belediye ekipleri kepçelerle riskli binaları yıkmaya başladı.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —