İndependent Türkçe'den muhabir Cihat Arpacık'ın "konuya dair" haberi...
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ün geçtiğimiz hafta İstanbul’a yaptığı ani ziyaret, bir süredir Milli Görüş’ün son temsilcisinde perde gerisinde yaşanan krizi gün yüzüne çıkardı.
Aslında bu ziyaretten önce, partinin il başkanı Abdullah Sevim, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu tarafından görevlendirilen biri eski bakan üç kişinin “istifa talebine” direnmiş ve “Delege ne derse o olur” demişti.
Krizin büyümesi üzerine makam aracına atlayan Asiltürk, Cevizlibağ’daki binaya gitmiş ve “Hassasiyetinizi anlıyorum, Abdullah Bey görevde kalsın” demişti.
Henüz kısa bir süre geçmişken, Asiltürk’ün “Görevde kal” dediği İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim, partinin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun imzasıyla görevden alındı.
YİK’in önemi
Teamül gereği Milli Görüş hareketinin lideri sıfatı, Saadet Partisi YİK Başkanı koltuğunda, yani Asiltürk’te bulunuyor.
Asiltürk bu sıfatı hareketin merhum lideri Necmettin Erbakan’dan sonra kullanan ilk isim.
Asiltürk’ün görevde kalmasını istediği Sevim’in, partinin genel başkanı tarafından görevden alınması iki kutup arasındaki sıkıntının en net göstergesi.
Genel Merkez’in hamlesinin ardından Sevim, geri çekilmeyeceğini belirten bir açıklama yaptı.
Sevim, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 29 Kasım’da kongre yapılacağına işaret ederek sorunu delegenin çözeceğini belirtti.
Milli Görüş tarihinde çok da örneği olmayan bir şekilde bu kongrede iki aday ve iki liste olacak: Biri Oğuzhan Asiltürk’ün icazet verdiği Abdullah Sevim diğeri ise Genel Merkez’in görevlendirdiği Faruk Yazıcı.
Genel Merkez kararlı: İstanbul’a “taze kan” isteniyor
Sevim, İstanbul teşkilatının yıllardır tanıdığı ve sevdiği bir isim olarak biliniyor. Daha önce Milli Görüş’ün gençlik yapılanması olan Milli Gençlik Vakfı’nın da il başkanlığını yapmıştı. Ama Genel Merkez, İstanbul İl Teşkilatına “taze kan” istiyor. Bu nedenle daha genç bir ismin il başkanlığına getirilmesinde karar kıldı.
Genel Merkez’den bir kaynak, “Değişime Genel Merkez kararlı” diyor. Dolayısıyla partinin il kongresinde yönetim diğer aday Faruk Yazıcı lehine çalışacak.
İstanbul kongresi, kongre sürecine giren Saadet Partisi’nin tek kongresi olmayacak.
Endişe: Gerilim Genel Kurul'a yansır mı?
En fazla 3 yılda bir yapılması gereken kongrelerin tamamlanması ve en sonunda genel kurul yapılması gerekiyor. İstanbul kongresinde yaşanan gerilim diğer il ve ilçelere de yansırsa bu durum delege yapısının değişimini beraberinde getirebilir.
Şimdi partinin ağır topları, bu durumda genel kurulda da ikili listenin ortaya çıkmasından endişe ediyor.
51 yıllık Milli Görüş hareketinde genel kurullarda birden fazla aday çıkması alışılmış bir durum değil. Daha önce sadece Abdullah Gül ve Fatih Erbakan kongrede “liderliğin” talebinin hilafına aday olmuştu. 2010’da yapılan genel kurulda partinin önceki genel başkanlarından Numan Kurtulmuş’un listesine karşılık farklı bir çıkarılmış ama her iki listede de aday Numan Kurtulmuş olarak gösterilmişti.