KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişiyle ilgili olarak kasım ayında yaptıkları ankette sisteme desteğin yüzde 40 olduğunu, pandemi sürecinde ise şikayetlerin arttığını belirtti. Ağırdır şöyle konuştu: “Anlaşılıyor ki sistemin bir mimari tasarımı yokmuş. Yapılan ve geri alınan değişikliklere ve devlet dediğimiz bürokrasinin çalışmasına bakılırsa, iş deneme yanılma ile yürüyor. Siyaset başkanlık meselesini bir kişiye atfederek tartışmışız. Kurumsal yapıların nasıl olması gerektiğini tartışmadık. Çok yüzeydeki gerilimlerle tartışmışız. Özellikle sistemi yürütmek zorunda olan Erdoğan ve ekibi, devasa bir mesele ile karşı karşıya kaldılar. Anladığım kadarıyla kurumsal yapı oturmadığı gibi hala da sistemik tasarım da yok ortada. İnat uğruna yetkilerin bir merkezde toplandığı, bir gecede çıkarılan kararnamelerle işlerin yürütüldüğü bir yönetimin içine düştük. Kurumsal bir yapı tasarlanmış olsaydı geçiş süreci daha kolay atlatılabilirdi.”
Yasakları bugün koyup, yarın kaldırmak gibi tartışmaların sistemsizlik ve keyfiyete bağlı yaklaşımın sonucu olduğunu söyleyen Ağrıdır, “Bireyler de bunu görüyor ve anlıyor. Yerel yönetimlerin yardım kampanyalarının yasaklanması gibi gerilimler, sınav tarihinin değiştirilmesi gibi kararlar yüzde 75 oranında insanları rahatsız ediyor” dedi. Karar TV’de katıldığı programda gündeme dair değerlendirmeler bulunan Bekir Ağırdır’ın verdiği mesajlar şöyle:
UMUTSUZ KİTLE YÜZDE 36: 30 yaşın altında 19 milyon seçmen var. Bu gençlerin yarısı mevcut siyasi aktörlerden umudunu kesmiş durumda. 2023’te de ilk kez oy kullanacak 4 milyon genç seçmen de mevcut siyasileri reddediyor. Kendini şu anda partisiz, boşlukta, umutsuz hisseden yüzde 36 civarında bir kitle var.
İYİ PARTİ TABAN BULDU: Yeni partilerin kitleyi yakalama potansiyeli var. En iyi örnek İYİ Parti’nin vücut bulması. Sadece Meral hanımın başarısı değil. Ülkem-bayrağım diyen ve farklı kimliklerle iç içe olan seçmen İYİ Parti’de, muhafazakar kesime yakın olan geleneksel seçmen ise MHP’de kaldı. İktidar bloğu, İYİ Parti’ye engelleyemedi. Sosyolojik bir taban var.
AK PARTİ’NİN OYU YÜZDE 30’LARA DÜŞTÜ: AK Parti oy kaybediyor, kaybetmiyor meselesi değil. Çözülüyor, gidecek yer bulamıyor. Yüzde 45’den 30’lara düştü. Bu bir alamettir, ama gidecek yer bulamadı. Su kaynıyor, çayın altı açık, buhara döndüğü gün fark edeceğiz. Şubat ayı ölçümümüzde AK Parti yüzde 30’un altında idi.
İKİ OYDAN BİRİNİ AKP SEÇMENİNDEN ALACAKLAR: Davutoğlu ve Babacan’ın partilerinin ölü doğduklarını sanmıyorum. İkisi de Tayyip Bey için zorlu rakip olacak. Mücadeleden kaçmıyorlar, ‘Tırsmışlar, vazgeçiyorlar’ gibi halleri de yok. Tayyip Bey’in beklediğinden de öte mindere davet etmeye çalışan dil karşısında AK Parti bocalıyor. İki oydan birini AK Parti seçmeninden alacaklar. Her bir puan AK Parti’nin iktidar gücünü etkiler. Futbol jargonu ile müthiş maç oldu ama golsüz bitti diyeceğimiz bir tablo oluşacak. Kimse de ringlerden kaçmıyor.
YÜZDE 29 BORÇLU: Koronadan önce yaptığımız ankete göre 100 kişiden 29’u ya borçlanarak, ya yardımlarla veya aile-komşu dayanışması ile karnını doyuruyor. Ocak ayı itibariyle her 100 kişiden 47’si çalışma hayatında. Çalışan her 38 kişiden 30’u ise işini kaybederse geçinemeyecek düzeyde. Yüzde 55’i gelecek kaygısı yaşıyor. İnsanların elinde bir aylık erzak ya da geçimini temin edecek paraları yok.”