Başımızı ağrıtan meseleler bir başımızın olmamasından kaynaklanıyor, diyenleri çok işittik.
Canımızı yakan problemler cana yakınlığımızın, can sıkıntımıza galebe çalmasının sonucudur diyenler de cümlelerini kurup kayıplara karıştılar.
?Dünya kötüye gidiyor? cümlesi insanın sorumluluğunu ıskalamak üzere kurulmuş bir bahane cümlesidir. Problemi yanlış yerde aramak bugünün bir başka problemi.
Ne eğitim ne aile ne de ekonomik-sosyal çarpıklıklar bugünün meselelerini açıklamaya yeterli değildir.
Dini yapımızın, ahlak sistemimizin ve geleneksel hayatımızın toplumsal huzur ve esenliğimize beklenen tesiri yapamaması karşıt cereyanlarla baş edebilme mukavemetimizi yitirmemizle yakından ilgilidir.
Kapitalizm tüm dünyayı, başka bir alternatif düşünmeyecek biçimde tesiri altına almıştır.
Değil İslam, kendisine rakip olabilecek komünizme karşı bile hayat hakkı tanımayan kapitalist sistem komünizme karşı sağcı muhafazakâr kesimleri yanına çekmeyi de başarmıştır.
1950´li yıllarda kurulan ?Komünizmle Mücadele Dernekleri? Amerika çıkarlarına hizmet edip ülkemizde de Amerika muhiplerinin sayısını artırmaya hizmet etmiştir.
Bugün bütün dünyayı kendi emellerine boyun eğen şahsiyetsiz ve köksüz yığınlara dönüştüren kapitalizme karşı örgütlenen bir yapı ya da disiplinden bahsedebilir miyiz?
Kapitalizmle Mücadele Dernekleri´nin ülkemizde neden bir tarihi ya da geleneği yok?
Mücadele etmeye değmeyecek bir cereyan mıdır kapitalizm?
Tüketim çılgınlığı, emek sömürüsü, kanaatsizlik ve acımasız rekabet gibi negatif insan ve toplum davranışları kapitalizmin üretip yaygınlaştırdığı unsurlardır.
Hem kapitalizmin umdelerine itaat edip hem Müslüman ve mümin kalabilmek mümkün değildir.
Müslüman bir toplumun dünyada sahte cennet kurmaya ihtiyacı yoktur.