Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Kıbrıs'tan Türkiye düşmanı çıkmaz. Türkiye'nin yeterince düşmanı yok mu zaten?" açıklamalarında bulundu.
Gazeteci Cüneyt Özdemir'in YouTube'da yaptığı canlı yayına konuk olan Akıncı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaşadığı polemik, Doğu Akdeniz, Suriye ve Güney Kıbrıs konularına ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan'ın "Mustafa Akıncı Rumları cesaretlendiriyor. Türkiye'nin garantörlüğünü kabul etmiyor" sözlerine yanıt veren Akıncı, şu ifadeleri kullandı:
"Rahmi Turan benimle bir defa bile hayatında görüşmedi. Beni tanımadan hakkımda yazılar yazıyor. Rumları cesaretlendirmek diye bir durum olmadı. Tam tersine Kıbrıs halkının eşitlik ve barış içinde yaşaması gerektiğini söyledim"
"Üçüncü yol tercih edildi, herkes kendi yoluna gitti"
Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin Yunanistan'la yaşadığı gerilime ilişkin Akıncı, "Doğu Akdeniz'de izlenebilecek üç yol söz konusuydu. Önce herhangi bir araştırma faaliyetine geçmeden sorunların aşılmasını hedef koyarak bir morotoryum ilan edilebilirdi. Doğu Akdeniz'de enerji paylaşımında Kuzey Kıbrıs'ı da Türkiye'yi de dışlayamazsınız. Ona göre sorunları halledip anlayış sergilense olabilirdi. İkinci yol; 13 Temmuz 2019 tarihinde masaya bir öneri koyduk Türkiye'nin de desteğiyle. Birlikte bu işi planlayalım, geliniz Kıbrıs sorunu çözümsüz olsa bile arayışına girelim çağrısı yaptık. Bu da kabul görmedi. Üçüncü yol tercih edildi. Herkes kendi yoluna gitti" şeklinde konuştu.
Yunanistan'ın Meis adasında yaptığı hamleleri "Türkiye'yi Antalya kıyısına sıkıştıracak anlayış, adil bir anlayış değil" yorumunu yapan Akıncı, "Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminde Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayacak bir anlayış kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
Erdoğan ile ilişkileri
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasında bir sorun olup olmadığına yönelik soruya yanıt veren Akıncı, "Aramızdaki münasebet, iki devlet liderinin münasebeti nasıl olması gerekiyorsa öyledir" dedi.
"15 Temmuz'da sesi çıkmayanlar daha sonra sahneye çıkmaya başladı"
"Türkiye'nin demokrasisinin bizim için ne denli olduğunun altını çizmek istiyorum" diyen Akıncı şöyle devam etti:
"15 Temmuz 2016 darbe girişiminde kimse ses çıkarmazken biz ilk ses çıkaran ülkelerden biriydik. Sayın Erdoğan'a uçakta olduğu için ulaşamadım, Sayın Çavuşoğlu'na ulaştım. Ama daha sonraki aşamalarda konu parti mitinglerine dönüştüğünde ben yoktum. O akşam ses çıkaramayanlar sahneye çıkmaya başladılar. Ben zor zamanda sahneye çıkılması gerektiğini düşünüyorum"
"Bizden Türkiye düşmanı çıkmaz"
"Kıbrıs Türklerinden Türkiye düşmanı çıkmaz" diyen Akıncı, "Ama bir şey daha çıkmaz; her söyleneni ast-üst ilişkisi çerçevesinde yerine getiren, biat eden bir anlayış da çıkmaz. Kıbrıs toplumu Türkiye'nin iyiliğini isteyen bir yaklaşım şeklindedir. Her söyleneni yanlış bir şekilde yorumlanıp olmadığımız noktaya itmeye çalışmanın yanlış olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Suriye politikası konusunda "Suriye topraklarını Suriye askeri korumalı. Türk askeri topraklarını korumalıdır" sözlerini kullanan KKTC Cumhurbaşkanı, "Bizim söylemediğimiz çerçevede olaylar algılandığında olumsuz şeyler de yaşandı" düşüncesini dile getirdi.
"Türkiye'nin yeterince düşmanı yok mu?
Optimar'ın "Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Akıncı'ya net tavır almalı, şahsıyla olan tüm ilişkileri durdurmalı" anketinde çıkan yüzde 50'lik orana ilişkin Akıncı, şu açıklamalarda bulundu:
"Abesle iştigal ediliyor. Bizlerden Türkiye düşmanı yaratmaya çalışılıyor. Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti'nin yeterince düşmanı yok mu? Gereğinden fazla var. Kıbrıs'ın Türkiye'ye dostluktan başka ne gibi yaklaşımları olabilir ki? Bunları konuşmak bile abes. İç politika uğruna bazı şeyler yapılıyor."
Akıncı, "Kıbrıs Türk halkı, ne Rum tarafının bir azınlığı olmak istiyor, ne de Türkiye'nin bir alt yönetimi gibi algılanmak istiyor" sözlerini kullandı.
"Türkiye'nin bu adadaki varlığının ana gerekçesi bu topraklardaki Kıbrıs halkının varlığı değil miydi?" diye konuşan Akıncı, "Kıbrıs Türkü olmasaydı Türkiye'nin bu ada üzerindeki haklarından bahsedemezdik. Tarihten gelen coğrafi hakları ayrı. Uluslararası hukuk anlamında Türkiye'nin hakkı bu adadaki Kıbrıs halkının varlığıyla oluşmuştur" dedi.