Kitap fuarları ile ilgili bugüne kadar çok yazı yazdım. Fuarlar devam ettiği müddetçe de yazmaya devam ederim herhalde. Genel bakış açısının aksine fuarların olumlu taraflarını görmeye çalışanlardanım. Neticede fuar demek kitap demek.
Tokat´tan sabah ezanları okunurken on öğretmen arkadaş ile Samsun´a doğru yola düşerken içimizdeki kitap aşkının mesafe tanımadığını söylemeye gerek yok. Bugüne kadar birçok kitap fuarına da gitmişliğimiz olmuştu. Hatta geçen yıl tam da aynı gün yine Samsun kitap fuarına daha geniş bir katılım ile gitmiştik. Mesele kitapsa hemen yollarda buluyoruz kendimizi.
Amasya´da simit molası, yollarda çay içecek uygun bir yer arama gayreti derken fuarın açılış saatiyle birlikte ulaştık Samsun´a. Elbette Samsun kitap fuarının Tüyap işbirliği ile yapılıyor olmasının en büyük avantajı yayınevi sayısı bakımından katılımın geniş olması. Profesyonellik fuarın her noktasında hissediliyor. Bu hissin fiyatlara da yansıması fuara katılan herkesin en büyük temennisi.
Bizler Tokatlı çocuklarımızı, gençlerimizi en iyi kitaplarla buluşturmak için fuarın içinde bir oraya bir buraya koşuşturduk. Hedefimiz belli; ?Tokat kitabın başkenti? olacak. Fuarın son iki gününün olması ve hafta sonu olması dolayısıyla adım atamayacak kadar kalabalıktı her yer. Elbette herkesin kitaplarla, yazarlarla buluşma telaş ve heyecanı fuarların en önemsediğim yanı. İnsanların bir yere kitap için toplanıyor olması bütün olumsuzlukların üstünü örten bir gerçek. Gençlerin kitap ve yazar tercihi, fuarın önemli bir bölümünün test kitapları tarafından gasp edilmiş olması ayrı mesele.
Kitaplara dokunmak, kitaplar hakkında konuşmak, gençlerin birbirlerine kitap tavsiye ettiğine şahit olmak gelecek adına iyi şeyler düşünmemiz için bir umut ışığı olarak yaşamaya devam ediyor.
Benim için bu Samsun gezisinin iyi yanlarına geleyim. İlk olarak Konya´dan gelen Şener İşleyen ile hasbıhal ettik. Daha sonra uzun yıllar aynı dergilerde yazdığımız, sosyal medyadan tanıştığımız Fatma Albayrak Esti ile ayaküstü de olsa şiirden, edebiyattan, dergilerden konuştuk.
Timaş Yayınları´nda imza günü olan ?Aşk Kapını Ben Geldim? ve ?Hayal Denizi? kitaplarının yazarı Aydın Hız ile yüz yüze ilk tanışmamızı gerçekleştirdik. Kısa ama gönle şifa bir selamlaşmaydı bu.
?Şehirde Yeni Bir Rüzgâr? kitabımın yayıncısı, değerli dostum Adem Özbay ile edebiyattan, kirlenen değerlerden, Anadolu´nun samimiyetinden mevzular açtığımız bir muhabbetimiz oldu.
İmza günü olan Serkan Türk ile de sohbet ettik, ?Uyur Gezer Bir Gölge? kitabını imzalattım Türk´e. ?Sık Dişini Helası Cinayeti? kitabından hareketle; ?Değer bilmeyene değer vermeyelim.? ana fikrini bir kez daha tekrarladık.
Ve Selçuk Küpçük. 90lı yılların başından bu yana adımın yanına en çok yakışan dost. Şiirleriyle, albümleriyle, dergi ve müzik üzerine yazıları ile seviyesini her dem muhafaza eden güzel insan Selçuk Küpçük ile TYB ödülleri, (Selçuk Küpçük ?Aşk ve Teselli? kitabı ile TYB 2018 Türk müziği ödülünü aldı.) şiirler, dergiler, silinenler, kaybolanlar, ışığını kaybetmeyenler, yeni dergiler, eski dergiler derken su gibi akan bir sohbet etme imkânımız oldu. ( Bu yazıyı okuyan herkesten, Selçuk Küpçük´ün bir eserini mutlaka dinlemelerini ve bir kitabını okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum.)
Selçuk Küpçük ile sohbetimizin en hararetli anında arkadaşlarımın beni beklediğinin anonsuyla birlikte daha uzun soluklu sohbetler etme temennisi ile çıkışta bekleyen Tokat yolcuları ile buluştuk. Fuar alanından çıkarken anons yapan ablanın yüzde tebessüm, gönülde serinlik oluşturan anonsları hâlâ kulaklarımızda çınlıyordu.
Dönüş yolunda kısa da olsa deniz havası almak için Karadeniz´in sert rüzgârı eşliğinde deniz manzaralı pozlar verdik. Sözde ?kısa? vakitte ?uzun? bir çay molasından sonra yola düştük. Heybemizde kitaplar, bütün günün keyifli yorgunluğu ile karanlık yollardan Tokat´a doğru yol almaya başladık.
Yol, mola, polis kontrolü geçsin çay molası veririz umudu, dikiz aynası, unutmanın dayanılmaz sancısı, ansızın verilen mola, şoförümüz Burhan abi ve bir çayın öç alırcasına yudumlanması da bir başka yazının ya da hikâyenin konusu olmayı bekleyecek içimde. Her şey bir cümleden ibaret. Gerisi geliyor nasıl olsa.