Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları,
Ramazan´ın bu son günlerinde seçim atmosferinden uzaklaşıp biraz olsun kendimize dönebiliyor muyuz?
Sanırım bu kolay olmuyor. Yazıları okuyup onlara yorum yetiştirme gayretinde olanlara baktığımızda, aslolanın Ramazan değil de seçimler olduğunu üzülerek görüyoruz.
Konumuza geçmeden önce neden böyle dediğimi de söyleyeyim. Ramazan´ın son on günü Hz. Muhammed (sav) itikaf yapardı.
Nedir İtikaf: Ramazan´ın son on günü dünyaya dair işlerden uzaklaşıp, kendini ibadete-düşünmeye ve tefekküre verme. Peygamberimiz bunu Medine´ye hicretten sonra sürekli yapmıştır. Ve hatta O´nunla beraber hanımları da yapmıştır. Hz. Muhammed (sav)´in sürekli yapmasından ötürü, Hanefiler, bunu, müekked sünnet olarak kabul etmişlerdir. Hz. Peygamber itikafı camiye çekilerek yapmıştır.
Günümüzde camiye çekilerek itikaf yapma imkanımız olmasa da, Ramazan´ın son on günü ?kendine dönme, düşünme, tefekkür etme´ye özellikle önem vermemiz gerekir. Hayatın ve dünyanın bu kadar hızlı değiştiği bir zamanda bu inzivaya çekilmeye özellikle ihtiyacımız var. İbadetlere yönelme olmasa bile, müslümanların kendilerini ve hayatı düşünmeleri açısından bu çok önemlidir.
Bunun olmaması bir yana, sanki hiç Ramazan değilmiş gibi, seçimle yatıp seçimle kalkan toplum haline gelmek, bilmiyorum ne kadar sağlıklı?
Evet, konumuz ?Kişisel İçtihat Sistemi´.
Bu konuyu ilk kaleme aldığım 6 Aralık 2016 tarihinde çok eleştirilmiştim. Özellikle dini gruplara mensup vatandaşlarımız beni topa tutmuşlardı.
Olsun, onların eleştirmeleri ve topa tutmaları gerçekleri değiştirmiyor. Hangi gerçekler? İslam´ın nasıl bir din olduğu gerçeği ve hayatın çok hızlı geliştiği ve değiştiği gerçeği.
Bugün artık herkesin akıllı telefonları var. Hatta çocukların bile. İnsanlar bu akıllı telefonlarla dünyaya bağlanıyorlar ve bir bakıma akıllı telefonlar insanların kimliklerinin bir parçası haline geldi.
Dikkat ettiniz mi ya da ediyor musunuz bilmiyorum ama, her kişinin akıllı telefonu kendine hastır.
Marka olarak, kullandığı App´ler olarak, indirdiği programlar olarak, kullandığı mesajlaşma programları ve o programlardaki desenler ve renkler olarak.
Kimsenin akıllı telefonu bir diğerininkiyle aynı değil. İki yakın arkadaş bile olsa tıpa tıp aynısı değil.
Bir kişinin akıllı telefonu bozulsa ya da kaybolsa yenisini tedarik edene ya da tamir ettirene kadar geçici bir telefon ya da akıllı telefon kullanır ama o geçici telefonu ?kişiselleştirmez´. Yani o geçici telefonu kendi telefonu haline getirmez.
Akıllı telefonu tamirden gelene kadar geçici telefonla idare eder ve sonra kendi telefonuna kavuşunca kendini tam ve bütün hisseder.
Ya da gidip yeni bir akıllı telefon alır ve hemencecik onu kişiselleştirir ve kendine ait hale getirir.
Bunları neden mi söylüyorum? Başıma geldi de o yüzden. Ve o zaman çok daha iyi farkettim ki; akıllı telefonlarını bu kadar kişiselleştiren, kendine özgü haline getiren müslümanların İslam anlayışları nasıl oluyor da hala daha 1000 yıl öncesinin fetvaları ve hükümleri ile dolu oluyor.
Her kişinin akıllı telefonu bu kadar kişiselleştirilirken, birbirinden çok farklı kişilikleri, hayat görüşleri, sosyal-ailevi-bireysel şartları olan müslümanlar kesin olan tek bir fetva ile İslam´ı yaşıyorlar.
Hayatın işleyişini hücrelerinde hissetmeyen hocalar kalkıp insanlara tek düze bir İslam sunuyorlar.
O İslam´ı da orjinaline uygun sunsalar canım yanmayacak.
İslam´ı din ve düzen anlayışından çok uzak olarak sanki bir korku imparatorluğu olarak lanse ediyorlar.
Sonra da gençler bu İslam´da kendilerinden birşeyler bulamayıp da kendi düşüncelerini dile getirdiklerinde ?deist´ oluyorlar.
Gençlerin deist olmaları ya da deizme kaymaları sizin sunduğunuz tek düze ve yanlış İslam anlayışı sebebiyle oluyor.
Her kişinin sahip olduğu akıllı telefonların bile kişiselleştiği bir zamanda ve dünyada artık bizim ?kişisel İçtihat sistemine dayalı İslam´ anlayışından çok daha fazla bahsetmemiz gerekiyor.
Kişisel İçtihat Sistemine dayalı İslam için yeni eserler ortaya koymamız gerekiyor. Tek tek kelimelerin anlamlarının olduğu Kuran´lar zaten mevcut ama yeterli değil.
Her surenin ayrı ayrı ele alındığı ve içinde kelimelerin birçok anlamlarının olduğu yeni tarz Kuran´lar olması çok önemli.
Yeter mi? Hayır.
Hadis ilminin, Tefsir ilminin kısa özetleri de ortaya konulmalı.
Madem akıllı telefonlardan örnek verdik, akıllı telefonlar düzleminde devam edelim.
Ayetlerin ve hadislerin nüzul sebebi App´leri, ibadetlerin hangi ayetlerde ele alındığı ve ne zaman farz kılındıkları ve müslümanlar nasıl farklı farklı anladıklarının mevcut olduğu App´ler de olmalı.
Ve hatta biraz daha ilerletelim.
Nasıl bir çocukluk ve gençlik geçirildiğinin, eş durumunun, hangi iş sektöründen olunduğunun tuşlandığı, kişilik özelliğinin, hayata nasıl bakıldığının vb. bilgilerin verilerek, kişinin kendine uygun sahabe örneklerinin ve fetvaların bulunduğu App´ler de çok yararlı olacaktır.
Eleştirseniz de, topa tutsanız da, geleceğin İslam´ı ?kişisel içtihat sistemine dayalı İslam´ olacaktır.
Belki bugün bunu dile getirmek size acayip geldiği için bunu yazanları bu kadar topa tutuyorsunuz. Ama hayat bu kadar hızlı değişirken, sizler bile değiştiğinizin farkındasınız. Önemli olan da, İslam´ın değişiminin nasıl olacağı. İslam´a uygun mu olacak, bazı müslümanların bağnazlıklarına uygun mu?
Yaşayarak göreceğiz.
Kim bilir, belki gençler işin aslı neyse o, diyerek İslam´a uygun değişimi isteyecekler?
Sevgi ve Bilgiyle kalın.