Koronavirüsün ortaya çıkardığı gelişmelerden dolayı bazı ülkelerden sermaye çıkışları sürüyor. Türkiye’de bu durumdan negatif etkilendi. TL dolar karşısında 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yaptığı atağı yeniden tekrarladı. Piyasaların tatil olmasına rağmen psikolojik olan 7 lirayı aşan kur, burada kalıcılık sağladı.
Önceki gün yeni bir zirveye oynayan dolar, gün içinde 7.27 liraya merdiven dayadı ve Ağustos 2018’deki rahip Brunson, krizinin de üstüne tırmandı. Uzun bir süredir döviz ihtiyacı için swap görüşmeleri sürerken, net bir sonuca varılamamıştı. Önceki günde Türk Lirası’na yönelik yeni atak Londra’dan geldi. Londra merkezli alımlar sonucunda dolar kuru 7.27’ye yaklaştı. Tabi sadece Londra değil, gelişmelerle TL üzerinde yaratılan baskı, Türkiye’nin borçlanma takvimindeki sıkışıklıklar da söz konusu atağın kurlar üzerindeki etkisini artırdı. Ancak Londra satın aldıkları döviz için Türk bankalarına ödemeleri gereken TL’yi daha önce Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) attığı adımlar nedeniyle swap piyasasından da bulamadı.
Bunun üzerine yükümlülüklerini yerine getiremediler. Hatta Merkez Bankası’nın EFT sisteminin kapanış saatini uzatmasına rağmen temerrüde düştüler. Söz konusu işlemleri tespit eden düzenleyici kurumların hukuki süreç başlattığı ve işlemleri yapan yurt dışındaki bankaların ağır cezalar ve işlem yasakları ile karşılaşabileceği öğrenildi. Londra merkezli yapılan saldırı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Geçen yıldan beri ikinci defa yapılan saldırı kim tarafından nasıl ve neden yapılıyor? BDDK, Türk bankalarına döviz işlemleri kaynaklı TL yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmeyen BNP Paribas SA, Citibank NA ve UBS AG’ye işlem yasağı getirdi. Fakat, bu bankaların yurtdışından borç ararken yetkili olduğu da söyleniyor. Sosyal medyada yer alan eleştirilerin başında ekonomi geliyordu. Yapılan kur saldırısı karşısında ekonominin 3 bankaya mı yenik düştü? Sorularına cevap arandı. Hazine Bakanlığı yetkilileri kısa bir süre önce Londralı yatırımcıları Türkiye’ye para akışı sağlanması için sunum yaptı. Bu yüzden, Londra’nın yaptığı kur saldırısına da anlam verilemedi. Öte yandan bilindiği üzere yap-işlet-devret modeliyle yapılan otoyollar, köprüler, tüneller ve hastanenler de İngiliz mahkemelerinin yetkili olduğu biliniyor.
SWAP GÖRÜŞMELERİ SONUÇLANMADI
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, uluslararası yatırımcılarla telekonferans aracılığıyla geçtiğimiz hafta bir araya geldi. Albayrak G20’de ticaret açığı verilen ve Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle birebir swap görüşmeleri yapıldığını, birden fazla ülke ile swap anlaşması yapılması olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Albayrak “G20’de ticaret açığı verdiğimiz ve serbest ticaret anlaşmamız olan ülkelerle bire bir swap görüşmeleri yapıyoruz. Sonuçlanmadan yorum yapmak doğru değil ama birden fazla olma olasılığı yüksek” dedi. Citigroup ile Societe Generale tarafından organize edilen ve basına kapalı gerçekleşen telekonferans görüşmesine katılan yatırımcılar, Albayrak’ın swap görüşmelerinin devam ettiğini ve birden fazla anlaşma yapılabileceğini söylediğini aktardı.
ZİRVE GELDİ BASKI DURDU
TL’de bu hafta başında belirginleşen değer kaybı önceki itibarıyla durmuş oldu. Küresel piyasalarda Fed’den negatif faiz oranları beklentileri risk iştahını desteklerken iç piyasada Hazine’nin Nisan ayı nakit dengesi de takip edilecek veriler arasında yer alıyor. Asya borsaları, yatırımcıların yaklaşık 70 yılın en kötü ABD işsizlik oranını yansıtması beklenen veri yerine, ABD ve Çin ticaret yetkilileri arasındaki görüşmelere ve güçlü gelen şirket bilançolarına odaklanmasıyla yükseldi. Gelişmekte olan para birimleri doların değer kaybetmesinden destek buldu. ABD para piyasalarında negatif faiz oranları ihtimalinin fiyatlanmaya başlaması da doları olumsuz etkiledi.
GEÇEN YIL DA KUR ATAKLARI YAPILMIŞTI
Londra merkezli yatırım bankaları 2019 yılının mart ayında da dolar işlemlerinde temerrüde düşmüştü. Yerel seçimlerin hemen öncesinde ellerinde TL olmadan yüklü miktarda dolar alan bankalar Türk lirası bulamadıkları için Türk bankalarına ödeme yapamamıştı. Temerrüde düşen bankalar Londra piyasasında yüzde 1000’i aşan faizlerle Türk lirası bulmaya çalışmışlardı.
SORUMLUSU BİR AVUÇ TEFECİ Mİ?
Yükselen dolar kuru ve ekonomideki gidişatı değerlendiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Şimdi şu söyleniyor, ‘Türk lirasına karşı Londra’dakiler operasyon yaptılar.’ Akıl var, mantık var. Bu Londra’da oturanlar niye dolara operasyon yapmıyorlar? Niye yuana, avroya, sterline operasyon yapmıyorlar da Türk lirasına yapıyorlar. Türk lirasını Londra’daki bir avuç tefecinin operasyon yapabileceğini para birimi haline kim döndürdü? Biliyorum ‘bunu CHP yaptı’ diyecekler. Hepimizin düşünmeye ihtiyacı var. Hepimizin oturup düşünmesi lazım, Türk lirası neden bu hale geldi? Diyorlar ki ‘Sayın Albayrak finans kuruluşlarıyla görüşmeler yaptı.’ Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’nin gerçeğini bütün dünya biliyor. Merkez Bankasının rezervlerini, bankaların durumunu izliyorlar. Merkez Bankasının bağımsız olmadığını biliyorlar. Bütün bu gerçekler ve bu tabloyu yaratanlar ortadayken, Türk lirası değer kaybediyor. Müthiş bir devalüasyon yaşıyoruz aslında. İşin sorumlusu kim? Sorumlu olarak biz Londra’daki bir avuç tefeciyi mi sorumlu tutacağız yoksa bizi tefeciye mahkûm eden yönetimi mi sorumlu tutacağız?” dedi.
FİNANSMAN İHTİYACI İÇİN EN ÖNEMLİ SEÇENEK
Koronavirüs salgınının ardından Mart ayında kapsamı genişletilen swap hattı mekanizmasında FED’in yanı sıra 14 ülke merkez bankası daha yer alıyor. Türkiye de son dönemde swap hattına katılmak istediğini açıklayan ülkeler arasında bulunuyor. Piyasa uzmanları, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını karşılamak için önündeki en önemli seçenekler arasında swap anlaşmasıyla sağlanacak kaynak olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin swap anlaşmasına dahil olması halinde, dolar likiditesinin artırılabileceği ve 7,26’yı aşarak tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaşan Dolar/TL kuru üzerindeki satış baskısını da hafifletebileceği belirtiliyor.