Ukrayna-Rusya Savaşı ve yaptırımlar adeta bir ‘dayanıklılık savaşı’na dönüştü. Kim daha uzun süre dayanacak? Ukrayna mı? Rusya mı? Avrupa mı? ABD daha ne kadar süre Ukrayna’ya yardım edecek? Bu bir spor müsabakası değil, bu bir “savaş”. İnsanlar hayatlarını kaybediyor, aileler parçalanıyor. Savaşın yol açtığı ekonomik yıkım ise onlarca yıl kendisini hissettirecek. Savaş ve yaptırımlar sadece Ukrayna’yı, Rusya’yı, Avrupa’yı değil bütün dünyayı etkiliyor.
Ukrayna’ya 100 milyar doları aşan yardımda bulunan ABD’nin dış borcu 31 trilyon doların üzerinde. Bu savaş, “Amerikan Askeri-Endüstriyel Kompleksi” için tatlı bir büyük pasta tabii, ancak yük sıradan Amerikalıların sırtında. Bu yüzden yeni kuşak Amerikalılar “dışardaki sonsuz savaşlar” veya “vekalet savaşları” hakkında daha fazla sorular soruyorlar. Amerikalı siyasetçiler bu soruları savuşturmada son derece yetenekli ve kurnaz olsalar da nihayetinde sokağın sesine de kulak vermek durumundalar. Her iki parti içinde gelişen popülist kanatlar yerleşik ana akım güçleri giderek köşeye sıkıştırıyorlar. Avrupa’da da durum pek farklı değil.
Amerikan şahinleri “Ukrayna-Rusya Savaşı”nın sadece Rusya’ya verdiği zararı öne çıkarıp parlatıyorlar. Amaçları, Rusya’nın olabildiğince zayıflatılması ve Avrupalıların savunmaya daha fazla para harcamaları. “Avrupa Birliği” içerisinde Rusya ile müzakere edilmesini savunanlarınsa sesleri kısılıyor. Rusya’nın ne ekonomik savaşla, ne de diplomasi yoluyla durdurulamayacağını savunan şahinler için tek yol savaşın uzamasıdır. Savaşın uzaması ise Kiev’e silah ve para akışının devam etmesine bağlı. Şahinler için bu yardımlar Amerikalılar için katlanılabilir bir bedeldir. Avrupalılar da yaptırımların olumsuz etkisine tahammül edebilirler.
Amerikan şahinlerine göre savaşın uzaması Rusya’nın zayıflatılmasından ABD’nin stratejik kazanımlar sağlamaya devam edeceği bir durum. Bu yaklaşımda Ukraynalılarsa bilgisayar ekranlarında oynanan bir sanal savaşın cansız-kansız sanal oyuncuları gibi görülüyorlar.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ‘bazı kabul edilebilir sonuçları’ müzakere etmeye hazır olduklarını söyledi. Ancak ‘kabul edilebilir sonuçlar’ın ne olduğu muğlak. Hem Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, hem de Vladimir Putin “Minsk-2 Anlaşması”nın öldüğü konusunda hemfikirler. Zelenski Rusya ile müzakereler için ön koşulun Ukrayna’nın 2014 öncesindeki toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi olduğunu söylüyor. Rusya ise Kırım dahil ilhâk ettiği bölgeler üzerindeki iddialarının kabul görmesi gerektiğini savunuyor.
Amerikan şahinleri için de müzakereler için ilk adım Rusya’nın güçlerini 2014 öncesi sınırlara çekmeleri ve savaş zararlarının tazmin edilmesi başta olmak üzere tüm ön koşulları kabul etmeleri şart. Bunun dışında diplomatik bir çözüm söz konusu değildir. Şahinler Rusya’yı zorlamak için Rusya Federasyonu topraklarına bir dereceye kadar yıkım ve ölüm getirecek araçların Ukrayna’ya verilmesini savunuyorlar. Bu görüşü savunan şahinlere göre Batı’nın Putin’e “uzun oyun” stratejisinin başarısız olacağını göstermesinin zamanı gelmiştir.
Biden Yönetimi’nden Ukrayna’ya “Patriot” hava savunma sistemleri verilebileceğine dair mesajlar geldi. Bu mesajlar ABD’nin, Ukrayna için sahada oyun değiştirecek nitelikte daha yıkıcı, daha ölümcül, daha etkili silah desteği vermeye hazırlandığının bir işareti sayılıyor.
ABD Senatosu’nun etkili isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin Washington’da ABD Başkanı Joe Biden ile görüştüğü sıralarda “Fox News” kanalında yine ilginç yorumlarda bulundu. Senatör Graham’a göre Ukrayna’da savaşın sona ermesinin tek yolu Rusya’da ‘birileri’nin Putin’i ‘devre dışı’ bırakmalarına bağlı. Geçen Mart ayında da benzer açıklamalar yapan Senatör Graham ayrıca, Biden Yönetimi’nin Kiev’e istediği gelişmiş, uzun menzilli silahları göndermesi gerektiğini savunuyor. Ukrayna’ya askerî yardımların devamı konusunda ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçiler arasında ciddi görüş ayrılıkları yaşanıyor tabii ama gecenin sonunda kazananlar genellikle şahinler oluyor.
Ukrayna’da bir insanlık felaketi yaşanıyor, savaşın son bulmasına dair umutlarsa azalıyor. “AB’nin ise ABD’ye rağmen çözüm üretme yeteneğinin son derece kısıtlı olduğu ortaya çıktı. Birkaç gün sonra dünya yeni bir yıla girecek ama iyimser olmak için ortada fazla neden yok.