Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce iki kez ertelediği Diyarbakır ziyaretini dün gerçekleştirdi.
Diyarbakır’da çok sayıda sivil toplum kurumu (STK) temsilcisi, muhtar ve kanaat önderiyle bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, esnafı da ziyaret etti.
Geçtiğimiz yılın kasım ayında “helalleşme” açıklamasını gündeme getiren Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaretinde yeniden “helalleşme”den bahsederek, kavgadan, ayrışmadan, kutuplaşmadan bıktık diyerek “Helalleşmek varken niye kavga ediyoruz? Bütün bunları değiştireceğiz. Yola çıktım Türkiye'yi barıştıracağım ve huzuru getireceğim” dedi.
AHMET KAYA: KILIÇDAROĞLU KÜRT MESELESİNE İLİŞKİN KONUŞMA YAPMADI
CHP Genel Başkanı’nın programına davetli olarak katılan İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’da barış ve helalleşmeden bahsederken duygusal davrandığını ve Kürt meselesiyle ilgili cesur adımlar atmadığını söyledi.
K24’e izlenimlerini aktaran Kaya şunları söyledi:
“Kemal beyin de CHP’nin de Kürt meselesine ilişkin tavrı çok korkakça, çok ürkekçe. Maalesef henüz bu konuda önemli adım atmış değiller. Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki konuşmaları Kürtlere ve Kürt meselesine ilişkin değildi, daha çok partililereydi. Bu çıkışla Kılıçdaroğlu da CHP de Kürtlerden ciddi bir teveccüh alamaz, silik siyasetle yapamaz. Diyarbakır’da Kürt meselesine ilişkin bir konuşma yapması lazımken, duygusal bir konuşmayla ‘Barıştıracağım’ diyor. Partisine yönelik ‘Bizim de hatamız vardır’ diyor. Siyaset ezber bozma sanatıdır. Bugünkü Türkiye koşullarında ezber bozarak siyaset yapmazsanız teveccüh almazsınız. Her türlü başarısızlığına rağmen Tayyip Erdoğan’ı diğer liderlerden ayıran, ayakta tutanın ne olduğunu sorarsanız, cesaretidir. Ezber bozuyor, söylüyor.”
PİA Genel Başkan Yardımcısı, “Diyarbakır halkı, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden çok daha başka bir şey bekliyordu ama hayal kırıklığına uğradı, ben hayal kırıklığına uğradım” diyerek, “İnsanlar bu süreçte CHP’ye kulağını açmış, ne söyleyeceklerini merak ediyor. Benim beklediğim bu siyasal boşlukta CHP’nin iyi politika yapmasıdır. Bu ziyaretteki konuşmanın bir Diyarbakırlı olarak Diyarbakırlıları tatmin etmediğini söyleyebilirim. Bu konuşmayı duyan bir Diyarbakırlı motive olmaz” ifadelerini kullandı.
NURCAN KAYA: KILIÇDAROĞLU’NA YÖNELİK ÖNYARGILAR DEĞİŞTİ
Kılıçdaroğlu’nun programına davetli olarak katılan avukat Nurcan Kaya da, toplantının olumlu geçmesinin yanı sıra, katılımcıların kendisine sorunlar ilettiğini söyledi.
K24’e değerlendirmelerde bulunan Kaya, “Görüşmeye farklı meslek ve kurum temsilcilerinden kadınlar katıldı. Herkes farklı sorunlar aktardı. Kılıçdaroğlu da bu konularda çalışma ve temaslarının bulunduğunu söyledi” dedi.
Kaya, şunları dile getirdi:
“Ben Kılıçdaroğlu’na 6 partinin mutabakat metninin tamamını okuduğunu söyledim, metinde eksik gördüğüm durumları kendisine aktardım. Eşit vatandaşlık vurgusu, din ve inanç, etnik köken ve dil temelinde ayrımcılık, ana dilde referans durumu gibi konuların eksikliğini ilettim. Kürt sorununun çözümü için bunun önemli bir mesele olduğunu söyledim. Cezaevi, mahkumluk durumu, Kürt gençlerinin kimlik ve demokrasi sorunlarına ilişkin talepleri aktardım kendisine. O da Kürtlerle ilgili çalışmalarının olduğunu söyledi.”
Kaya ayrıca, “Bölgede son dönemlerde genel olarak Kemal Kılıçaroğlu’na yönelik ön yargıların biraz değiştiğini, ona yönelik sempatinin biraz arttığını düşünüyorum. 6’lı ittifak oluşturulması ve muhalefetin birleştirilmesi konusunda oldukça yapıcı bir rolü oldu. Bu ılımlı siyasetle muhalefeti birleştiren rolü nedeniyle ona yönelik bir sempati olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
DAĞHAN: GENÇLER CHP’YE OY VERECEK
İş insanı Şeyhmus Dağhan da Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaretin gençler, kanaat önderleri ve STK temsilcileri tarafından olumlu karşılandığını ifade etti.
K24’e konuşan Dağhan, şunları söyledi:
“Kemal Bey sivil toplum kurum temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarlarla görüştü. Görüşme Diyarbakır’da yapıldığına göre bu kişilerin hepsi Kürt. Kemal Bey’in ve CHP’nin yeni süreçteki siyasetinin Kürtlere olan yaklaşımı olumlu karşılanıyor. Diyarbakır’da birçok gençle yaptığım görüşmede gençler, Kürt partilerinin kendi kimliklerini temsil ettiğini ancak gelecek seçimlerde CHP’ye oy vereceğini söylüyor. Kürt meselesinin konuşabilmesi için CHP’yi destekliyorlar. CHP’nin Diyarbakır’da oyları artmışsa bu gençlerin sayesinde olmuştur. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması üzerine bir ‘helalleşme’ söylemi gelişti. Bunun içerisinde Kürt meselesi, adalet, hak, hukuk ve özgürlüklerle ilgili her şey var. Kemal Bey bu ziyaretinde bunları yeniden teyit etti. CHP’nin bölgede etkili olduğunu görüyoruz. Genel başkanın buraya gelmesi de bunun sonuçlarıdır.”
Dağhan, “Kılıçdaroğlu, Kürt meselesiyle ilgili çok özel bir şey söylemedi. Ama güzel karışlandığını düşünüyorum. Özellikle AK Parti tabanından CHP’ye katılım çok oldu. İçlerinde eski AK Partili Atik ailesi de var” dedi.
KILIÇDAROĞLU'NDAN PARTİSİNE ÖZELEŞTİRİ
Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da yaptığı açıklamada, "CHP, bu bölgeye fazla gelmedi onun farkındayım. CHP’nin de Diyarbakır’da fazla oyu yok onun da farkındayım. Ama bunun kabahati Diyarbakırlılarda değil, bizde. Gelmedik, oturmadık, konuşmadık. Niye bize oy vermiyorlar; oy istiyorsan gideceksin, derdini dinleyeceksin. Çayını içeceksin; derdini dinleyeceksin, ondan sonra diyeceksin ki ben sizin dertlerinizi çözmeye talibim…” şeklinde konuşmuştu.
Açıklamasında 'helalleşme' vurgusu yapan Kılıçdaroğlu üyelerine seslenerek, “Barışı, dostluğu her yerde seslendireceksiniz. CHP’li olmanın böyle bir sorumluluğu var” demişti.
CHP lideri ayrıca şunları söylemişti:
"Birlikte yapacağız. Büyük acılar çektiniz, dertleriniz, işsizlik, evlerde yoksulluk var hepsinin farkındayım. Türkiye büyük bir ülke imkanlarımız var. Bu imkanlar savurganca kullanılıyor. Helalleşmeyi hep birlikte yapacağız. Bu ülkenin kaynakları vatandaşları için kullanılmıyor.
CHP, bu bölgeye fazla gelmedi onun farkındayım. CHP’nin de Diyarbakır’da fazla oyu yok onun da farkındayım. Ama bunun kabahati Diyarbakırlılarda değil, bizde. Gelmedik, oturmadık, konuşmadık… Çayınızı, kahvenizi içmedik, sofranıza oturmadık; Ankara’da oturduk güzel güzel laflar ettik… Niye bize oy vermiyorlar; oy istiyorsan gideceksin, derdini dinleyeceksin. Çayını içeceksin; derdini dinleyeceksin, ondan sonra diyeceksin ki ben sizin dertlerinizi çözmeye talibim…”