Ankara’nın Çubuk ilçesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişimiyle ilgili 67 kişinin yargılandığı davanın karar duruşması Çubuk 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mart ayındaki duruşmada savcı esasa ilişkin mütalaasını açıklamış, Kılıçdaroğlu'na yumruk atan sanık Osman Sarıgün'ün, 'hakaret ve yaralama' suçlarından 3 yıl 10 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Çubuk’taki linç girişimi davasında karar çıktı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün’e “Basit yaralamadan” 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Sarıgün, “Suç işlemeye tahrikten” ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
‘YUMRUK SALLAYANI TEBRİK ETSELERDİ ÇOK DAHA İYİYDİ’
Duruşmanın ardından açıklama yapan CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, karara tepki gösterdi, “Bu linç girişiminin ardında kimlerin olduğunu, kimlerin planladığını, kimlerin organize ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu linç girişimi planlı bir şekilde öldürmeye teşebbüstür. Mahkemede sonuçlanan bu dava aslında Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeliydi. Maalesef siyasallaşan yargı adaleti her geçen gün daha da çürütüyor. Tek adam sisteminde maalesef yargı yürütmenin tahakkümü altına girmiştir. Onun için adalet tecelli etmiyor” dedi.
Cezaların çok büyük bir çoğunluğu ertelendiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını belirten Erkek, “Artık bu suçlardan istinafa gitmek mümkün değil. Onun için burada zaten adalet tecelli etmedi. ‘Ben pişman değilim’ diyen sanığın cezasını bile ertelediler. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk sallayan Osman Sarıgün’ü tebrik etselerdi herhalde çok daha iyiydi” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hukuk her şeyi sonuna kadar takip eder. Bu dosyalar bir gün gelir yeniden açılır. Gerçeğin üzerini hiçbir güç örtemez. Burada yargılanan ve ceza alan sanıklardan öte bu işi planlayanların, organize edenlerin bir gün mutlaka yargı önünde hesap vereceğini unutmayacağız. Bugün sanıklardan biri ilginç bir şey söyledi. ‘Bir yıl sonra bizim köyümüze geldiğinde hiçbir şey olmadı. Arkasındakiler çıkartılsın’ dedi. Maalesef yargı bağımsız ve tarafsız olmadığı için gerçeklerin üzerine gidilemiyor."