AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Kılıçdaroğlu şimdi de ´halkın sanatçısı-sarayın sanatçısı´ gibi yine son derece bölücü ve çirkin bir dil kullanmıştır." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Ünal, devam eden MKYK toplantısında iç, dış siyasi gelişmeler, ekonomik ve sosyal gelişmelerin değerlendirildiğini, olağan kongre süreçlerinin konuşulduğunu kaydetti.
AK Parti´nin Aydın, Denizli, Siirt ve Van il kongrelerinin tamamlanmasının ardından İzmir ve İstanbul dışında tüm il kongrelerini tamamlamış olacağını anlatan Ünal, İzmir il kongresini 28 Nisan´da, İstanbul il kongresini 6 Mayıs´ta yaparak, ramazan ayından önce il kongrelerini bitireceklerini söyledi.
Afrika Siyasi Partiler Konseyi üyeliği
Partisinin kadın ve gençlik kollarının kongrelerinin ardından, olağan büyük kongrenin tarihini belirleyeceklerini dile getiren Ünal, "Yeni il ve ilçe teşkilatlarımız bundan sonraki süreçte inşallah tüm gayretleriyle Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle artık metal yorgunluğunu üzerinden atmış, diriliş heyecanıyla 2019, 2023 hedeflerine yönelik çalışmalarını sürdürecekler." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, 48 Afrika ülkesinden 82 siyasi partiyi bir araya getiren, "Afrika Siyasi Partiler Konseyi" ile uluslararası platformlarda iş birliği içinde oldukları çatı bir kuruluş olduğunu ifade ederek, toplantıda, "Afrika Siyasi Partiler Konseyi" üyeliği için gerekli iş ve işlemlerin yapılmasına karar verildiğini bildirdi.
Çocuk istismarına yönelik kanun tasarısının imzalarının tamamlandığını açıklayan Ünal, tasarının en geç gelecek hafta meclise sevk edileceğini söyledi.
"Son derece bölücü ve çirkin bir dil"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın Hatay ziyaretine ilişkin ana muhalefet partisinin eleştirilerini anımsatan Ünal, şöyle devam etti:
"Sanatçılarımıza dönük kullanılan ifadeler, son derece çirkin ve terbiye dışı ifadelerdi. Sanatçılarımız oraya bu devletin Cumhurbaşkanıyla vatan, millet ve bayrak sevdalarından dolayı gittiler. Bir görevi ifa ettiler. Kendi vicdanlarında hissettikleri bir sorumluluğun sonucu olarak bunu yaptılar. Oraya gelemeyen ve orada olmak isteyen başka sanatçılarımız da vardı. Ama bu sanatçılarımızla birlikte oraya gidildi. Toplumu ´halkın polisi, sarayın polisi´, ´halkın 15 Temmuzu, Sarayın 15 Temmuzu´, ´15 Temmuz şehidi, terör şehidi´ gibi ayıran Kılıçdaroğlu, şimdi de ´halkın sanatçısı sarayın sanatçısı´ gibi yine son derece bölücü ve çirkin bir dil kullanmıştır. Adeta terörü destekleyen, terör seviciliği yapan açıklamalarıyla bu ülkenin hukukuna, anayasasına, hatta bütün ülkelerin hassas olduğu, evrensel hukukun şiddete ve teröre dönük duyarlılığına rağmen terör sevicilerine hamilik yapan, ´bir gerillayı ya da annesini oynamak istiyorum´ diyerek, PKK´yı ve terör seviciliğini adeta ifşa eden sanatçı benzerlerine sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, acaba bu ülkenin meşru seçilmiş Cumhurbaşkanıyla birlikte sanatçıların teröristlerle savaşan, mücadele eden ve bölgeyi terörden temizleyen Mehmetçik´in ziyaret edilmesinden neden rahatsızlık duyduğunu biz çok iyi biliyoruz ve anlıyoruz."
Ünal, "6-7-8 Ekim olaylarında onlarca kişinin hayatını kaybetmesine sebebiyet veren terör sevici, şiddet yanlısı, Kandil´den terör örgütünden talimat alan, şu anda hapiste bulunan bir partinin eş başkanını ziyarete gitmeyi sorun olarak görmezler ama PKK/YPG ile mücadele eden Mehmetçik´i, Mehmetçik ile birlikte olmaya giden sanatçıyı sorun haline getirirler." dedi.
"CHP´nin aklı darbeci, faşist bir akıl"
Siyasetin önemine dikkati çeken Ünal, "Siz eğer Afrin´i, Zeytin Dalı´nı, Fırat Kalkanı´nı siyasetin, siyasi iradenin başarısı olarak görmeyecekseniz, bunu neyle açıklayacaksınız? Fırat Kalkanı´nı, Zeytin Dalı´nı siyasetin başarısı olarak görmeyeceksek, ?devletin kendi başına yaptığı bir şey olarak göreceksek, o zaman siyaseti, demokrasiyi nereye koyacağız?" sorularını yöneltti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, şunları kaydetti:
"CHP´nin darbeci, faşist aklı siyasetten nefret ettiği için milletin temsilcisi olan siyasetçilerden nefret ettiği için maalesef sanki Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ordumuz, bu işi kendi başına yapmış gibi siyasi iradeyi yok saymaktadır. Zeytin Dalı da Fırat Kalkanı da bu milletin yetkilendirdiği siyasi iradenin başarısıdır. Bunu kabul etmek zorundadır CHP. Ama CHP´nin aklı darbeci, faşist bir akıl olduğu için milletin yetkilendirdiği, emrinde olan kahraman ordumuzun, milletimizle beraber siyasi iradenin emriyle hareket ettiğini kabul etmez. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve siyasetimizin başarısıdır bu. Diplomasideki, askeri alandaki başarısıdır. Ordumuzla birlikte yürüttüğü başarıdır bu. Normal olan bu başarıyı takdir etmektir. Anormal olan ise bu başarıyı karalamaktır."
´Bu kadar rahatlık siyasette olmaz´
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun kürsüye çıkarak istediğini söylediğini belirten Ünal, "Antidepresan kullanmış, sakinleştirici almış bir ruh haliyle her türlü ağır hakareti, çirkin ifadeyi kullanıyor. Sanatçılara hakaret ediyor, işine gelmediği zaman hukuka hakaret ediyor. Her türlü hukuksuzluğu yapma hakkını kendisinde görüyor. O hukuksuzluğu yaptığı zaman ´ben bu hukuku tanımıyorum´ deme hakkını kendinde görüyor. ´Anayasayı tanımıyorum´ deme hakkını kendinde görüyor. Bu kadar konfor, bu kadar rahatlık siyasette olmaz." ifadelerini kullandı.
CHP´nin muhalefet olarak sorumluluk almadığını, kendilerinin ise evcilik oynamadığını vurgulayan Ünal, bir taraftan dört tane terör örgütü ile mücadele ettiklerini, bir taraftan da 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sarmaya çalıştıklarını, bir taraftan da sözde siyaset yapıyormuş gibi görünen terör sevici Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesiyle uğraştıklarını söyledi.
"CHP´ye dava açmaktan bıkmış durumdayız"
Ünal, siyasetin edepli bir üslupla yapılması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Kimse bize hakaret etme, kimse bizimle ilgili tekrar yalanları ve iftiraları kamuoyunun önünde parmağını sallayarak söyleme hakkına sahip değildir. Burada kendilerinin adeta hakaret etme hedefine oturmuş bir iktidar yok. Bunu anlamaları, bunu bilmeleri gerekiyor. Biz bugüne kadar verdiğimiz siyasi mücadeleyi demokrasi ve hukuk zemininde vereceğiz. Müsaade etsinler, insanın da bir sabrı var. Sabır taşı olsa çatlar. Her gün aynı hakaretler, aynı yalanlar. Siyaseti ve Türkiye´nin gündemini rehin alıyorsunuz. Yalanlarınızla iftiralarınızla bunu her gün tekrar ederek tehditlerinizle bunu yapıyorsunuz ve bunun da bir hak olduğunu söylüyorsunuz. Bizler de artık CHP´nin yalanlarına cevap vermekten, hakaretleriyle ilgili dava açmaktan, Kemal Kılıçdaroğlu´nun hezeyanlarından, histerilerinden, histeri krizlerinden bıkmış usanmış durumdayız. Türkiye bunu hak etmiyor, Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor."
CHP´lilere bu duruma el koymaları çağrısında bulunan Ünal, durumun patoloji ve mitomaniyi geçtiğini, Türkiye´yi geren, siyaseti ve Türkiye´nin gerçek gündemini rehin alan bir hale geldiğini söyledi. İktidar olmanın gerektirdiği sorumlulukla hareket etmeye çalıştıklarına işaret eden Ünal, "Karşımızdaki anamuhalefet adı altında güya sözde siyaset yapan terör sevici Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, her gün bir hukuksuzluk, tehdit, Türkiye aleyhine yeni bir kumpasın, kulaklarına sufle edilen talimatın adeta uygulayıcısı ve eylemcisi gibi davranıyorlar. Bunun da sahiden tahammül edilebilir hali kalmamıştır." dedi.
CHP´nin, "tazminat davası yerine ceza dava açılması" çağrısının sorulması üzerine AK Parti Sözcüsü Ünal, davanın nasıl açılacağına hukukçuların ve avukatların karar vereceğini söyledi.
"CHP milletvekilleri, hukuksuz bir şekilde ihaleyi bastılar"
Ünal, şeker fabrikalarının 2000´de özelleştirme kapsamına ve 2008´de programa alındığını, 2012´de özelleştirmek için harekete geçildiğini, ancak ertelendiğini anımsattı. Şimdi ise özelleştirme için alınan karar ve yapılan düzenleme etrafında bugün ihalesinin yapıldığını belirten Ünal, şeffaf bir şekilde kameraların önünde gerçekleşen ihaleyi, CHP milletvekillerinin hukuksuz bir şekilde bastığını söyledi.
Ünal, şunları kaydetti:
"Yani ihaleyi basmayı, şeffaf bir şekilde kameraların önünde gerçekleştirilen bir ihaleye fesat karıştırmak olarak değerlendirebilir miyiz? Evet, değerlendirebiliriz. Her türlü hukuksuzluğu, anayasaya aykırı davranışı kendileri için hak gören bu sözde milletvekilleri. Milletin vekaletini almak anayasa, hukuka aykırı bir şekilde bir ihaleyi basmak değildir."
"Her ikisi de ruh ikizi gibi hareket ediyor"
Muhalefetin ittifak formülüne ilişkin bir soru üzerine ise Ünal, muhalefetin, ittifak formülünün henüz ne olduğuna dair bir şey söylemediğini ama CHP ile HDP arasında geçmişten gelen bir fikri, düşünsel iş birliği olduğunu belirterek, "Yani her ikisi de ruh ikizi gibi hareket etmekte ve davranmakta. Tepkileri de aynı, refleksleri de aynı, sempatileri de aynı." diye konuştu.
Ünal, CHP ve HDP´nin aynı terör örgütüne sempati duymaları açısından da aralarında ciddi bir ortaklığın söz konusu olduğunu belirtti.