Kılıçdaroğlu ne dese iyiydi?

Akif Beki- 09.02.2018

Kılıçdaroğlu ne dese iyiydi?

?Afrin´in içine girmeyelim? önerisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan´dan da sert tepki aldı. Ama heyheylenmelerine bakılırsa, en çok iktidar medyasını kızdırmışa benziyor.

Zehir zemberekti dün manşetler...

CHP liderinin kadrolu Amerikan ajanlığı mı bırakıldı, terör örgütü PKK-PYD´ye yaranıp yalakalık yapmaklığı mı, YPG´yi koruyup sözcülüğüne soyunmaklığı mı, terörist ağzıyla konuşma hainliği mi....

Kimin hesabına çalıştığından girildi, hangi düşman projeye hizmet ettiğinden çıkıldı...

Demediğini bırakmayan baş sayfaları görünce bir şeyleri kaçırdığımı anladım ama neydi?

Düne kadar şöyle bakıyordum...

Tersini söylese, Afrin yetmez Menbiç´e oradan Şam´a kadar girin dese, Esad güçleri dahil terör estiren kim varsa Suriye´den temizlemeye çağırsa, mültecilerin güvenle evlerine dönebilmesi için her köşesiyle ülkelerini kurtarıp kendilerine teslim etmeden durmayalım diye bastırsa, sınır ötesi harekatın siyasi hedefini genişletse, hükümeti askere bu yönde direktif ve yetki vermeye zorlasa...

Yani hükümetin vur dediğine, yetmez öldürelim diye üstelese...

Çıtayı ha bire yukarı çekse, ha bire el yükseltse, üç haftaya geldi hala neyi bekliyoruz, dünyanın en güçlü birkaç ordusundan biriyiz, inelim Afrin  merkezine, tozunu attıralım, taş üstünde taş koymayalım, gökkubbeyi alçakların başına yıkalım, ağababalarına da dünyayı dar edelim, nasılmış görsünler, karşımıza kim çıkarsa önümüze katıp kaçtıkları yere dek kovalayalım söylemine yüklense...

Kısacası; iktidarın bir hamaset yaptığı yerde üste iki fazlasını koysa, galeyansa en alasına ben getiririm siyaseti izlese, kızıştırmaksa ?gün bugün kalkın ey ehl-i vatan´ dolduruşlarına var gücüyle asılsa...

Hatta...

Sadece ABD mi, YPG´nin bize doğrulttukları arasında Rus silahları da yok mu, gerçeği niye karartıyor medya, Rusları bu aklama çabası niye, hepsine yeteriz evvel Allah diye çifte mehteri verse, ajitasyona ajitasyon katsa...

Daha mı iyi, daha mı vatansever, daha mı tavizsiz terörle mücadeleci, daha mı hükümetin ve silahlı kuvvetlerin arkasında dimdik destekçi, daha mı vatan savunmasında samimi, kararlı ve dirayetli bir çizgide durmuş olacaktı?

Benim cevabım hayır, daha doğrusu düne kadar hayırdı...

İktidarı köşeye sıkıştırmak, zaafa düşürmek, halkın gözünde aciz ve yetersiz göstermek adına TSK´yı sınır ötesinde hataya zorladığını düşünürdüm.

Bana sorarsanız, o zaman ağza gelenin yüzüne söylenmesini hak ederdi.

Ana muhalefet sorumluluğuyla davranmamış, iktidara kaybettirmek için TSK´ya ve ülkeye kaybettirmeyi göze almış olurdu.

Oysa...

Terör gibi bir iç ve dış tehdide kazandırma pahasına, siyaseten kazanmaya oynamadığını sanmıştım.

Orduya bir manevra alanı açma, iktidarın da askeri ve diplomatik olarak elini rahatlatma ihtimaline vermiştim.

Kılıçdaroğlu´nun, Afrin´de iktidara gerektiğinde kullanabileceği alternatif bir çıkış imkanı, ihtiyaç halinde öne sürebileceği bir gerekçe sunduğuna yormuştum.

Fakat değilmiş, her neyi kaçırdıysam sandığım gibi çıkmadı.