KHK’lıların pasaportlarının iptal edilmesi, Anayasa’ya aykırı bulundu..

Anayasa Mahkemesi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin pasaportlarının iptal edilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.

KHK’lıların pasaportlarının iptal edilmesi, Anayasa’ya aykırı bulundu..

Anayasa Mahkemesi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin pasaportlarının iptal edilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.

Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 6 Şubat 2018 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali talebiyle açtığı davaya ilişkin yeni bir karar verdi.

Mahkeme, kamudan çıkarmaya gerekçe gösterilen kanunun bazı maddelerini iptal etti. Kamudan çıkarma kararlarının yargılama süreci bitmeden verilmesinin masumiyet karinesine aykırı olduğuna dikkat çeken Yüksek Mahkeme, şu ifadeleri kullandı:

“Dava konusu kural kapsamında haklarında kesin bir mahkûmiyet kararı verilmediği hâlde kişilerin suçlu sayılmasına neden olabilecek ifadelerin kullanılması, Olağanüstü Hâl şartlarında dahi dokunulması yasaklanan masumiyet karinesine aykırılık oluşturmaktadır. Haklarında kesin bir mahkûmiyet kararı verilmediği hâlde kişilerin suçlu sayılmasına neden olabilecek ifadelerin kullanılması, olağanüstü hâl şartlarında dahi dokunulması yasaklanan masumiyet karinesine aykırılık oluşturmaktadır.

Kamu görevinden çıkarılan kişilerin pasaportlarının iptal edileceğini öngören kurallar, kişilerin seyahat hürriyetine olağanüstü dönemde durumun gerektirdiği ölçüyü aşan bir sınırlama getirmektedir. Hâkim kararına dayanmaksızın kişilerin pasaportunun iptal edilmesine imkân tanıyan kurallar, olağan dönemde Anayasa’nın 23. maddesinin üçüncü fıkrasındaki seyahat özgürlüğü için öngörülen güvencelerle bağdaşmamaktadır. Bu nedenle kuralların olağanüstü dönemlerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlanmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerekir.

Seyahat özgürlüğünün olağanüstü dönemlerde kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulması veya bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilmesi Anayasa’nın 15. maddesi uyarınca mümkün olmakla birlikte bu husus, yapılacak düzenlemelerde sınırsız bir takdir yetkisi tanındığı anlamına gelmemektedir. Anılan maddede olağanüstü hâllerde durumun gerektirdiği ölçüde söz konusu düzenlemelerin yapılabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle seyahat özgürlüğüne getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında durumun gerektirdiği ölçüde olduğunun kabul edilebilmesi bunu aşan keyfî müdahalelere izin verilmemesi gerekir.”

Hukuk davasının 9 yılı aşkın sürmesi hak ihlali

Anayasa Mahkemesi (AYM), açılan hukuk davasında yargılamanın 9 yıl 2 ay sürmesinin “makul sürede yargılanma hakkının ihlali” olduğuna hükmetti ve başvurucuya 15 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

AYM’nin kararına göre bir kişi, Nisan 2009’da yaşadığı uyuşmazlık nedeniyle Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davası açtı. Yerel mahkemece 2014’te hüküm verilmesinin ardından dava dosyası, temyiz için Yargıtaya gitti. Dosyaya bakan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise 20 Haziran 2018’de davayı sonuca bağladı.

Bunun ardından yargılama sırasında delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapıldığını, adil olmayan karar verildiğini, yargılamanın uzun sürdüğünü iddia eden başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, 9 yıl 2 ay süren yargılama nedeniyle “makul sürede yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetti ve başvurucuya 15 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

AYM’nin kararının gerekçesinde 9 yıl 2 aylık yargılama süresinin makul olmadığı belirtilerek, “Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır.” ifadesi kullanıldı.

Kararda, başvuru konusu yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan “adil yargılanma hakkı” kapsamındaki “makul sürede yargılanma hakkı”nın ihlali olduğu belirtildi. Yüksek Mahkeme, karar örneğinin bilgi için Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ve Adalet Bakanlığına gönderilmesini kararlaştırdı.

AYM, başvurucunun “delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verildiği” iddiasının ise açıkça dayanaktan yoksun olduğuna hükmetti.