Gazete Duvar'dan ğitimci yazar Hasan Aydın, “konu ile ilgili” görüşlerini dile getirdi.
Zamların, enflasyonun önünün kesilmediği ve güvencesiz istihdamın devam ettiği bir dönemde KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) kamu emekçisinden işçiye, asgari ücretliden emekliye, çiftçilerden kadınlara ve öğrencilere kadar farklı toplumsal kesimlerin hakları için, 30 Kasım günü saat 13.00'de Ankara Tandoğan Meydanı'nda "Geçinemiyoruz, Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!" şiarıyla bir miting düzenliyor. Bu mitinge, usta müzik sanatçısı Suavi de kendi orkestrası ile birlikte katılacak.
Bu mitingin örgütlenme çalışmaları, TBMM'deki bütçe görüşmeleri öncesinde; 14 Ekim tarihinde, KESK Yürütme Kurulu üyeleri ve KESK'e bağlı kamu sendikalarının MYK üyelerinin katılımıyla, 56 ili kapsayacak şekilde başlatıldı. Daha sonra, farklı tarihlerde ve farklı bölge illerinde mitingin altyapısını oluşturmak için mitingin amaçları, emekçilerin hak ve talepleri çeşitli propaganda araçlarıyla anlatıldı. İşyerleri ve halkın uğrak alanları birebir ziyaret edilerek farklı toplumsal kesimler mitinge davet edildi. Yapılan basın açıklamaları ile de giderek ağırlaşan ekonomik ve siyasi sorunlara yer verildi.
Yine bu miting öncesinde; KESK’e bağlı sendikaların Genel Başkanları, Tüm Emeklilerin Sendikası ve DİSK Emekli-Sen' in Genel Başkanları, TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Başkanları, sinema oyuncusu-yazar Ercan Kesal, müzik sanatçıları Suavi ve besteci-yazar Erdal Güney, mitinge katılım ve destek için sosyal medyadan görüntülü mesaj yayınladılar.
KESK, çalışma yaşamında üyelerinin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, mesleki, hukuksal özlük haklarını ve çıkarlarını korumayı, geliştirmeyi, demokratik ortak bir sendikanın yaratılmasını, tüm emekçilerin toplu sözleşme ve grev haklarından yararlanmasının yanında iş güvencesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Sınıf ve kitle sendikacılığını temel ilke olarak kabul eden, üye sendikaların irade ve inisiyatifi temelinde demokratik merkeziyetçi işleyişi esas alarak 8 Aralık 1995'de kurulan KESK, önüne çıkartılan tüm engellere rağmen fiili ve meşru mücadele çizgisiyle, bazı kısa kesintiler dışında kamu emekçileri sendikal hareketinin öncüsü olmuştur.
Diğer yandan özellikle 2002'den bu yana mevcut iktidar desteğinde hızlı gelişim gösteren yandaş kamu sendikaları, kamu emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarını toplu sözleşme masalarında gerçek anlamda savunamamıştır. Memur-Sen, yetkili konfederasyon olarak katıldığı 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşme görüşmelerinde kamu emekçilerinin çıkarını korumada veya katkı sağlamada yetersiz kalmış, işveren heyetinin emekçilere layık gördüğü zam oranlarına karşı yaptığı çıkışlar danışıklı dövüş şeklinde devam etmiştir. Toplu sözleşme görüşmelerine katılacak çalışanlar heyetinin hem de hakem heyetinin oluşturulmasındaki adaletsizlik nedense gözden kaçırılmıştır.
2023 Ağustos'undaki Toplu Sözleşme görüşmelerine 3'üncü büyük konfederasyon sendikası olarak katılan KESK'in, 4 milyona yakın memur ve 2,5 milyon emekli için "Grevli gerçek bir toplu pazarlık- toplu iş sözleşmesi; yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret; güvenceli istihdam, güvenli gelecek; demokratik, adil çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, temel gelir" gibi altı ana başlıktan oluşan teklifi, kamu işvereni heyeti tarafından görmezden gelinmişti.
O dönem, KESK tarafından çözülmesi istenen sorunlar ne yazık ki her geçen gün büyüdü. 2023 Temmuz'unda emekçilerin maaşlarına yapılan ve daha sonraki dönemlerde tutarı artırılan 8 bin 77 liralık seyyanen zam da düşük maaş sorununu çözemedi. Emekliler ise bu seyyanen zamdan yararlandırılmadı.
Çalışanlardan alınan vergi oranları artırılırken, bazı büyük sermayedarların ve müteahhitlerin büyük miktardaki vergileri bir çırpıda silindi. Bir yıldan bu yana asgari ücretliye zam yapılmazken, TÜİK'in gerçekle ilgisi olmayan enflasyon verilerine bakılarak çalışanların, emeklilerin maaş zam oranları düşük tutuldu. Sonuçta milyonlarca emekli 12 bin 500 lira maaşla açlık sınırı altında yaşam mücadelesi vermeye başladı. Çeşitli harçlara yapılan son zamlar vatandaşı bezdirirken, sağlık ve eğitim hizmetlerinde özelleştirmeye ağırlık verilmesiyle de bütçeden ciddi oranda maddi destek, özel hastanelere ve özel okullara çeşitli gerekçelerle teşvik olarak aktarıldı. Yenidoğan çetesinin insanlık dışı olarak bebek ölümlerine sebebiyet vermelerinin yanında SGK'yı maddi açıdan zarara uğratmaları da tartışılmaya devam edilmektedir. Yüzbinlerce öğretmen adayının atamalarının yapılmamasının, önce yapılmayacak denilen, sonra şaibeli bir şekilde yapılıp tartışmalara neden olan öğretmen mülakatlarının gündem oluşturmaması mümkün mü? Özellikle 31 Mart yerel seçimlerinde önemli oranda oy ve belediye başkanlığı kaybeden iktidarın, CHP'li ve DEM'li belediyelere alakasız gerekçelerle kayyum ataması, özellikle CHP'li büyükşehir belediyelerine açtıkları kreşleri kapatmaları için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yazı gönderilmesi, gündemi işgal etmeye devam ediyor.
Tüm bu gelişmelerin yanında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 30 Ekim Çarşamba günü bütçenin geneli üzerindeki görüşmelerin ardından Bakanlık ve kurumların 2025 yılı bütçe görüşmeleri 29 Kasım Cuma günü tamamlanacak.
Eğitimci yazar Hasan Aydın