Keşfedilmemiş Bir Düşünür: Voegelin

Yeni Söz gazetesi´nden Abbas Primoğlu, ünlü Alman düşünür Eric Voegelin´ini, onun hakkında Bengül Güngörmez´in Türkçe olarak kaleme aldığı Eric Voegelin. İnsanlık Draması. Din-Politika İlişkileri? eseri üzerinden değerlendirdi.

Keşfedilmemiş Bir Düşünür: Voegelin

´ Eric Voegelin insanlık draması - din / politika ilişkileri - BENGÜL GÜNGÖRMEZ

Nice kitaplar vardır ki on paralık muhtevaya sahip olmamasına rağmen onlarca baskı yaparlar.

Bazı kitaplar da vardır ki hem içeriğe sahiptirler, hem de iltifata mazhar olurlar. Daha doğrusu diğeri kadar olmasa da yine de erbabınca farkına varılırlar. Gündemi oluştururlar.

Lakin kimileri de vardır ki dopdolu içeriğe rağmen hep keşfedilmeyi sabırla beklerler. Bu belki de bazı düşünürlerin kaderi olsa gerektir.

İşte bu yazgıyı paylaşan düşünürlerden birisinin de Alman düşünür Eric Voegelinolduğunu zannediyorum. Voegelin oldukça sıra dışı, bir o kadarda cesur bir eleştirmen. Çağın genel geçer doğruları ile kıyasıya mücadele ediyor. Ayrıca son derece velut bir yazar; kırk cilde yakın eseri var. Lakin yanlış bilmiyorsam tek bir eseri dahi Türkçeye henüz çevrilmiş değil.

Düşünürü Bengül Güngörmez tarafından kaleme alınan  ? Eric Voegelin. İnsanlık Draması. Din-Politika İlişkileri? isimli çalışması ile tanıdım. Yeri gelmişken hakkını vereyim Paradigma yayınlarından çıkan bu eser son derece titiz, mükemmel ve detaylı bir gayretin sonucu. Gel gör ki bu eser de yazarı da Voegelin´in kaderini paylaşmakla malul.

Dediğim gibi, Bengül Hanım´ın eseri son derece kapsamlı. Düşünür hakkında oldukça geniş malumat veriliyor. Yıllar önce kitabın pek çok bölümünü okumuş ve tekrar elime almak düşüncesi ile kütüphanemde beklemeye almıştım.

Kıymetli dostum Mustafa Tekin, Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Yetkin Düşünce dergisinin önümüzdeki sayının kapak konusunun ?Ateizm, Deizm ve Agnostisizm? olduğunu bildirince aklıma aniden Voegelin geldi. Bu konuda oldukça geniş bir malumata ulaşabileceğimi düşündüm. Kitabı elime alıp tekrar gözden geçirmeye başlayınca yanılmadığımı, kitabın ne denli okunmaya değer olduğunu bir kez daha fark ettim.

Üstelik birden fazla okumaya.

Elbette Voegelin´in düşünceleri hakkında bahsedilecek pek çok detay var. Umarım ileride yine bu düşünürümüzün fikirlerine yeri geldikçe değinirim. Ancak burada Hegel hakkındaki düşüncelerine kısaca değinmeye çalışacağım. Voegelin, Hegel´i ?Modern büyücü? olmakla niteler. Hegel´e atfettiği bu misyonu temellendirmek için önce modernizmin dünyayı nasıl kuraklaştırdığına değinir. Tanrı ölünce anksiyetenin karanlığında kalan insana Hegel içerisindeki beyhudelikten çıkmak için bir dal uzatmanın kurnazlığına sarılır. Yahut değişik bir ifade ile hayata musiki katmaya çalışır. Zira mânâ hayatın musikisidir ve insanlık can sıkıntısı içerisinde kıvranmaktadır.

İşte bu bağlamda Hegel antik çağın filozoflarından ziyade ?teslis?in İsa´sı gibi davranır. İsa´yı taklit etmek suretiyle onun gibi tarih ve toplum üzerinde iktidar ve güç oluşturmaya çalışır. Tanrı ölmüşse zaman Tanrı-insanlara gebedir,  bunun en canlı örneği de kendisidir.

Zira Voegelin´e göre Hegel ?Tanrı öldü? korosuna dâhil olmakla yetinmeyip buradan hareketle kendisine bir görev biçer.

Hegel felsefeyi ?hikmet? boyutundan çıkarıp ?bilim? formuna sokar. Daha doğrusu hikmet onun terminolojisinde ?mutlak bilgi?ye dönüşür. Hegel, aşkınlığı içkinliğe dönüştüren bir tarih felsefesinin mimarlığına soyunur. Kutsal tarihi seküler tarih üzerine indirgerken, seküler tarihe de kutsal tarihin konumunu bahşeder.

Hegel felsefe yoluyla Tanrı iradesini dünya Geistına dönüştürür. Diğer bir ifade ile içkin bir spiritüalizme pencere açar.

Bunun neticesinde dünya üzerinde zamanın ruhu bazı uluslarca belirlenirken ?devlet?  Tanrı´nın yeryüzündeki yürüyüşüdür. Çünkü Hegel devleti Tanrı´nın yerine ikame eder.

İşte bu nedenledir ki Hegel geçen yüzyılın iki canavarı olan Faşizmin ve Komünizmin babasıdır.

Faşizm ve Komünizmin yani modern dünyanın iki politik dininin?

Ve kolayca tahmin edilebileceği gibi büyücü Hegel´in çırakları da bulunmaktadır: Marks, Engels, Hitler, Mussolini gibi?

Son olarak şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim: Merak edipte eseri okuyanların asla pişman olmayacaklarından eminim?

Benden duyurması?

Kaynak: yenisoz.com.tr