Judo sporcusu olan ve 28 yıldan beri Avusturya’da yaşayan 52 yaşındaki Boşnak Beganoviç, rotası boyunca 10 ülkeyi aşarak ilerlemeyi sürdürüyor.
Mekke’ye haziran ayında varmayı hedefleyen Beganoviç, Irak’ta Kerkük, Salahaddin, Diyala, Bağdat, Babil ve Necef kenti üzerinden Suudi Arabistan’a geçecek. Beganoviç, kutsal topraklara gençliğinden beri gitmeyi çok istediğini ancak bu yıla kısmet olduğunu söyledi.
“Aylardır yürüyorum hiç yorulmadım”
Sporcu ve uzun mesafeli yürümeye alışık olduğu için böyle bir yöntemle hacca gitmeye karar verdiğini belirten Beganoviç, binlerce kilometre mesafeyi yürüyerek büyük sevaba nail olmak istediğini aktardı. “Rahmetli annem ve babam dininizden uzaklaşmayın şeklinde bize vasiyet etti” ifadesini kullanan Beganoviç, kutsal topraklara varmak için aylardır yürüdüğünü ve hiç yorulmadığını bildirdi. Geçtiği ülkelerde çeşitli milletlerle, farklı inanç ve dine sahip olan toplumlarla tanıştığını aktaran Beganoviç, en çok dünya Müslümanlarını merak ettiğini ve bu yolculuk sayesinde Müslüman ülkelerdeki insanlarla tanışmanın mutluluğunu yaşadığını kaydetti.
Hac için yürüyerek 10 ülkeyi aştı
Yaklaşık 160 gündür yürüyerek 10 ülkeyi aşan ve geçtiği her ülkenin bayrağını sırtında taşıyan Beganoviç, Avusturya’dan başladığı yolculuğu sırasında Slovakya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Kosova, Makedonya, Yunanistan ve Türkiye’yi geride bıraktı.
Malzemelerini taşımak için kullandığı iki tekerlekli el arabasını iterek Irak’a varan Beganoviç, yolculuğu sırasında yaklaşık 4 bin 600 kilometre mesafeyi yürüdüğünü söyledi. Yolculuğuna başladığı günden beri hiçbir sorunla karşılaşmadığını anlatan Beganoviç, şöyle devam etti: “Binlerce kilometre mesafe sırasında hiçbir sorunla karşılaşmadım. Tersine insanlardan beklentilerimin üzerinde yardım ve destek gördüm.”
Beganoviç’i sosyal medyadan takip eden Kerkük Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emir Kasapoğlu, “Eşine az rastlanan bir yöntemle hacca giden bu dindaşımıza destek olmak istedim ve iki gün kendisini evimde ağırladım” diye konuştu. Seksenli yılların başında eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nde üniversite eğitimi gördüğünü ve Boşnakça iyi bildiğini aktaran Kasapoğlu, sosyal medyadan irtibata geçerek kendisine yardımcı olmayı daha önce önerdiğini söyledi. Kasapoğlu, “Kerkük Türkmeni olarak onu misafir etme ve ağırlama görevimizi severek yaptık” ifadesini kullandı.