Yerel yönetimler yasasıyla Belediye bünyesinde kurulması gereken kent Konseyi şehrimizde ilk olarak Başkan Mustafa POYRAZ zamanında kurulmuştur. Her ne kadar ilk başkanın bayan olması çeşitli eleştirilere maruz kalsa da Mustafa Başkanla çok uyumlu bir dönem geçirmeleri herkes tarafından bilinmektedir. Bu dönemde Kent konseyinin Kahramanmaraş için neler yapıp neler yapmadığını ayrı bir yere not edelim.
Kahramanmaraş’ımız Büyükşehir olduktan sonra Kent Konseyi daha bir anlam kazanmışken İlk Başkan Fatih ERKOÇ zamanında maalesef hiç kurulmamıştır. Aynı durum ilçe belediyeleri içinde geçerlidir.Neden kurulmadığı nı ya da kurulamadığını Başkan’lara sormak lazım. Artılarıyla eksileriyle birçok projeye imza atan Fatih Başkanın kent Konseyini beş yıllık görev süresi içinde neden aktif hale getirmediğini İnan’ın bilmiş olsak ilk fırsatta sorardık.
Kent konseyi eski başkanının sosyal medyadaki bazı paylaşımları nedeniyle Kent Konseyinin aktif olmasa da var olduğu kanaatindeydik. Ama anladık ki Fatih ERKOÇ döneminde de hiç kurulmamış ve Kahramanmaraş’ımız STK ortak aklından Poyraz döneminde kısmen ERKOÇ döneminde tamamen mahrum kalmıştır. Akıllı idareciler toplumun her kesiminden özellikle STK ‘dan faydalanmasını bilendir. STK’lar toplumla idareciler arasında hava yastığı görevi görür. Kendisi her riski göze alır ama idarecilerle vatandaşların karşı karşıya gelmesini engeller. Çünkü STK’ ların çoğu gönüllülük esasına göre hiç dünyalık menfaat gözetmeksizin çalışırlar.
Ak partinin şu an içine düştüğü durumun temel sebeplerinden biriside siyasilerin ve yerel yöneticilerin vatandaşlarla arasındaki irtibatı sağlayan STK’lar ve kanaat önderleri arasındaki yeterli diyalogların sağlanamamasıdır. Bu bir vebaldir ve buna engel olanlardan hesabı sorulmalıdır. Bunu da soracak tek bir kişi vardır oda tabiiki Reis’tir. Ak partinin yerel seçimler öncesi yayımladığı on bir maddelik seçim manifestosu arasında çok önemli bir yer tutan “Mahalle Meclisleri” maddesine önceki yazılarımızda değinmiş ve mahalle meclislerinin aktif hale getirilmesini Ak partinin kurtuluş reçeteleri arasında belirtmiştik. Mahalle Meclisleri, Kent Konseyi vb sivil ayağı olan örgütlerin aktif çalışmaya başlaması Kahramanmaraş'ımız, Ak parti ve dolayısıyle tüm ülkemizin menfaatine olacaktır.
Yeni bir başlangıç olarak Reis’in teşkilatlarına seslenerek ; ”Bize Ömerler Lazım, İşte biz bu Ömer’leri bulduğumuz zaman şu anda geldiğimiz konumdan çok daha farklı bir konuma Allahın izniyle çıkacağız. Teşkilatlarımızı Kanaat Önderleriyle güçlendireceğiz.“ demesi Tabiiki çok önemli bir gelişmedir. Ama çok geç kalınmış bir durum. Ak parti ilk kuruluş misyonunu kaybetmeden ”Ömer’leri ve Kanaat Önderlerini” Bırakın kadrolarına katmayı sadece dinlese inanın böyle bir duruma düşmezdi. Zararın neresinden dönerseniz kardır derler ama bu farklı bir durum. Diyelim ki Ömer’leri bulmaya karar verdik, bunu kim yapacak. AK parti içindeki AKP’liler buna müsaade edecek mi. Ya da AK partililer Ömer’lere ne kadar tahammül edecekler. Sayın Cumhurbaşkanımız sizi ayrı bir severiz ama bu çok iddialı bir talep geliniz bu arzunuzu siyaset alt yapısını tamamen düzeltmeden daha fazla dillendirmeyelim. Siyasi partiler yasası ve etik yasası çıkmadan,ahlaki değerler tam oturmadan ve tabanda gerçek demokrasi oluşmadan Ömer’lerimizi piyasaya çıkarıp yıpratmayalım. Zaten günümüzde Dinimizin bazı kavramlarına da ortam müsait olmadığı için ( Hizbullah, Cihad, Cemaat )vb. sahip çıkamadık, bari Öner’leri kirletmeyelim.Geliniz Siyasette Alt yapı hazır olmadan bu ismi kullanmayalım.
Bir inşaatçı olarak bu durumu şöyle özetleyebilirim. Bina yapmak isteyen bir kişi önce uygun bir yer tespitinden sonra zemin etüdüne göre proje hazırlatır. O zemine göre hesaplamalar yapılır ve inşaat projesi tam teşekküllü olarak çizilir. Daha sonra bina iyi ve güvenilir bir kontrol nezaretinde yapılırsa ortaya sağlam bir bina çıkmış olur. Ondan sonra o binanın iç bölümleri ihtiyaca göre dizayn edilir ve sonunda bir yönetici tayin edilir. Her yönüyle sağlam ve güvenilir olan bina ve işletmenin liyakat ve ehliyet sahibi bir yöneticisi, çok bir problem olmadan o binayı ya da işletmeyi idare eder.
Tam tersi olan,temelsiz, çürük, plansız bir binanın ya da işletmenin idareciliğine ne kadar ehliyet ve liyakat sahibi bir yönetici atasanız da o kişiyi orada heba edersiniz. Niye çünkü bina temelden problemlidir. Siz böyle bir binaya Ömer’ler getirseniz ne yazar. Ancak Ömer’leri yıpratır ve Ömer’lere olan güveni sarsarsınız. Bu duruma Adalet sistemi, ihale sistemi, eğitim sistemi vb bir çok örnek verebiliriz.
31 Mart seçimlerinde Fatih Başkan’ın yerine Seçilen Hayrettin Güngör Başkan görevi devraldı. Çok beklentimiz olan Hayrettin Başkan hala asıl kadrosunu kuramamışken Kent Konseyine daha çok sıra var diyenler olabilir.
Lakin Kent Konseyi, STK ya da (muhtarlar daire başkanlığı, Kültür ve sosyal işler daire başkanlığının Kahramanmaraş Platformuyla uyumlu çalışması Başkanın her zaman elini güçlendirir.
Kent konseyi Belediye seçimler den sonra üç ay içerisinde Başkanın talimatı ile oluşturulması gerekmektedir. Öyle inanıyorum ki Başkan Beyin Kent Konseyini kurması ve STK ‘larla diyaloga geçmesi kendi menfaatinedir, dolayısı ile Kahraman şehrimizin hayrınadır. STK’lar toplumumuzda aktif olursa, vatandaşlarla idareler arasında bir harç vazifesi görevi görebilir.
Buradan Sayın Başkanımıza seslenmek istiyorum. Kahramanmaraş’ımız şehirlerden bir şehir değildir.Tarihiyle, Kültürüyle, coğrafyasıyla cennetten bir köşedir ve Medeniyetimizin mihenk taşlarından biridir.Yeni Başkanımız döneminde yapılacak çalışmalarla;
" KÜLTÜRÜMÜZÜN VE MEDENİYETİMİZİN BAŞKENTİ KAHRAMANMARAŞ"ünvanını kazanacak çalışmalar yaomalıdır. Bu yüzden Kent Konseyi Başkanı ve üyeleri Tarihimize kültürümüze örf adet ve geleneklerimize sahip, liyakatli, ehliyetli, STK geleceğinden gelen birileri olmalıdır. Her ne kadar şu an aktif olmasa da Kahramanmaraş Platformuyla istişareli çalışarak bu memlekete değer katacak projelere imza atacak bir Başkanı olmalıdır. Kent Konseyi, STK daire başkanlığı ve Kültür daire başkanlığı ile Kahramanmaraş Platformu birbirleriyle uyumllu, özümüze, kültürümüze dönük çalışmalar yapabilmesi için donanımlı,vizyon sahibi ehliyet ve liyakat sahibi insanlar tarafından bir an önce yeniden oluşturulmalıdır. Ak partinin kurtuluş reçetesi daima STK’lar ve kanaat önderleriyle istişare içerisinde ortak aklı ön planda tutmasıyla mümkündür.