Milat Gazetesi yazarı Cenap Şirin Analiz Etti...
CHP sözcüsü Öztrak, Ayasofya hakkında konuştu:
“Bu kararlar yıkılmış Osmanlı'nın hukukuna dayanarak Cumhuriyet'in hukukunu yok sayıldı" potunu kırdı.
Kemalist/laikçi/sol çevreler ve CHP bunu sıklıkla yapıyor.
“Cumhuriyet” ve “Kemalizm” kelimelerini “eş anlamlı” olarak kullanıyorlar.
Taktik, ”Cumhuriyet” kavramının ardına saklanarak muhataplarını suspus etmektir.
Eğer bu iki kelime eş anlamlı iseler, neden cesaretle “Kemalizm” diyemiyorlar da, “Cumhuriyet” diyorlar?
Amaç, muhataplarını “Cumhuriyet karşıtı” durumuna sokmak, töhmet altında bırakmaktır.
“Kemalizm”e karşı olanlar, neden “Cumhuriyet”e de karşı olsunlar, neden monarşi istesinler?
Bu çevrelerin varsayımlarının aksine, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Umman rejimlerini “Kemalist rejimler” sayan düşünürler de vardır.
Kemalizm, Türkiye’de de “Cumhuriyet”le değil, 1820’lerde monarşi döneminde başlayan “modernleşme” yerine, “Batılaşma”yı tercih eden bir paradigmadır.
“Kemalizm” için “Cumhuriyet” şart değildir.
Kemalizm, Osmanlı monarşisinde, 110 yıl boyunca uygulana gelmiştir.
Kemalistlerin akıl hocalarından Doğan Avcıoğlu’na göre;
“Laikliğin kabulü ve kadın hakları gibi önemli reformlar İttihatçılarca düşünülmüş ve bir bölümü de gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Gregoryen takviminin kabulü, dil reformu, ağırlık ve uzunluk ölçülerinde birlik ve Latin harflerinin deneme niteliğinde orduda uygulanması ve benzerleri yine bu dönemde İttihatçılarca başlatıldığını unutulmamak gerekir.”
Yani;
Laiklik, Harf devrimi, Kadın Hakları, Dil reformu, Takvim değişikliği, Ağırlık ölçüleri gibi devrimler öncelikle Osmanlı monarşisinde hayata geçirilmiş, CHP bunları tekrar etmiştir.
Demek ki, Kemalist uygulamalar için, Cumhuriyet olmazsa olmaz değildir.
Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi de halkın, cumhurun değil, Kemalistlerin keyfi icraatıdır. Son tahlillere göre, Ayasofya oldu-bittisinde Mustafa Kemal imzasının gerçekliği tartışmalıdır.
Öztrak’ın itirazı, kendi keyfiliklerine, kendi saltanatlarına yapılan halk müdahalesidir.
Gerçek “Cumhuriyet”;
Son Ayasofya kararında olduğu gibi, egemenliğin, “siyasal elit”lerde değil, kayıtsız, şartsız, “MİLLET”te olmasıdır.
***
YIKILMIŞ OSMANLI!
Öztrak’ın diğer gafı ise “Yıkılmış Osmanlı”dır.
Eskilerin tabiri ile “Şecaat arz edeyim derken, sirkatin söylemiştir”.
Osmanlı’yı kim yıkmıştır?
İttihat Terakki Partisi (İTP), yani CHP.
Osmanlı’yı yıkıma götüren Balkan ve I. Dünya Savaşlarına kim sürüklemiştir?
İTP, yani CHP.
CHP, İTP’nin, uzantısı ve devamıdır.
Nizam, Selamet, Refah, Fazilet, Saadet nasıl aynı parti iseler, İTP ile CHP de aynı partidir.
İTP’nin ruhu reenkarnasyon-tenasüh yoluyla CHP’ye hulul etmiştir.
İTP’nin sadece ruhu değil, kadroları da olduğu gibi CHP’ye intikal etmişlerdir.
Tevfik Rüştü Aras, 2 Şubat 1909’da İttihat Terakki kongresinde İttihat Terakki’ye Genel Sekreter seçildi.
İTP’nin Genel Sekreteri Tevfik Rüştü Aras, 1923-1939 yılları arasında 16 yıl boyunca, CHP’nin Dışişleri Bakanlığını yapmıştır.
CHP’nin üçüncü-beşinci dönemleri arasında milletvekilliği yapan Naki Yücekök, İttihat Terakki’nin kurucu üyelerindendir.
CHP Milletvekili Edip Servet Tör, İTP’nin kurucularındandır.
Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, İttihatçılara yakın bir isimdi.
Kabinesinde Dahiliye Nazırı Ali Fethi Okyar, Maliye Nazırı Cavid, Bahriye Nazırı Rauf Orbay gibi İttihatçılar vardı.
Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, kabinesinin Harbiye Nazırlığı Müsteşarlığına CHP’nin tarihi Genel Başkanlarından İsmet İnönü’yü getirmişti.
Rauf Orbay, Ali Fethi Okyar gibi İttihatçılar da CHP’nin önemli isimleridirler.
İttihat Terakki Partisi’nin Genel Sekreteri ve kurucularından Mithat Şükrü Bleda 1935-1950 yılları arasında CHP’den milletvekili olmuş , yine İttihatçı Yusuf Akçora 4 dönem CHP’den milletvekili olmuştur.
İTP’nin 40 ila 80 kadar milletvekili CHP saflarına katılmışlardır.
CHP’nin başbakanlarından Celal Bayar ve CHP’nin kalemşorlarından, aynı zamanda 27 yıl CHP milletvekilliği yapan Falih Rıfkı da ünlü İttihatçılardırlar.