CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi.CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Faize karşıyız´ diyorlar. O zaman çıkar bir KHK faizi sıfırla? Yüksek faize mahkum olması yetmiyor, vatandaşımız dünyanın en ağır vergilerini ödüyor. Dışarıya, bir avuç faiz lobisine ödenen 140 milyar dolar. İçeriye ödenen faiz miktarı 620 milyar lira. Tam bir faizci hükümet." dedi.
Kılıçdaroğlu´nun konuşmasından satırbaşları:
Münir Özkul ve Aydın Boysan´ı andı
"Yaşar Usta (Münir Özkul´un canlandırdığı tipleme) ne kadar değerliyse bizim için, alınterinin karşılığını almak isteyen her emekçi, her işçi kardeşimiz de o kadar önemlidir. Ve bir de Aydın´ımızı, Aydın Boysan´ı kaybettik. Çok sayıda eseri vardı, bir İstanbul beyefendisiydi. ´Sofraların Kralı´ diye biliriz. Sohbeti olağanüstü güzeldi. Evinde balkonunda yaptığım sohbeti hayatım boyunca unutmadım, unutmayacağım. Her ikisine de Allah´tan rahmet diliyor, milletimizin başı sağolsun diyorum.
İşçilerin sendikal örgütlenme hakkı
Siyasette zaman zaman sert kavgalar olur, birbirimizi eleştirir ve bir araya gelmeyebiliriz, daha gerilimli bir ortam ortaya çıkabilir. Ama sonuçta siyasetin bir amacı var, ne olursa olsun ülkeme hizmet etmeyeceğim. Her siyasi parti sonuçta vatandaşa hizmet etmenin yollarını gösterir. Ama bunu yaparken asgari değerler vardır. Bu asgari değerleri hepimizin ortak taşıması lazım. Nedir onlar? Örneğin hepimiz demokrasiyi, insan haklarını, örgütlenmeyi savunmalıyız. Eğer insanlar bir araya gelip sendika kurmak, anayasal haklarını kurmak istiyorlarsa, yönetenler onların önündeki bütün engelleri kaldırıp, onlara bu hakkı tanımalıdır. Hem siyasetçiyim, demokrasi, örgütlenme, işçiler örgütlensin diyeceksin, işçiler örgütlenince de fabrikanın kapısını göstereceksin. Buyrun buradan çıkın biz sizi fabrikada çalıştırmayacağız diyeceksin. Bunu hangi siyasi görüşten olursa olsun siyasetçilerin yapmaması gerekir. İşçi kardeşlerimize seslenmek istiyorum, sizin haklarınızı sonuna kadar savunan bir parti vardır, o partinin adı CHP´dir.
Siyasetçi partidaşlarını değil, toplumun çıkarlarını düşünür
Farklı düşüncelere saygı göstermemiz gerekir. Her düşünceye saygı göstermek insan olmanın da gereğidir. Biz o nedenle farklı düşüncelerden olanların hakkını ve hukukunu koruduk. Siyasetçi kendisini ve partidaşlarını değil bütün halkı, toplumun çıkarlarını düşünür. Siyasetçinin temel görevlerini tanımlayan düzenleme güçlü bir sosyal devlettir. Güçlü bir sosyal devlet, aç ve açıkta hiç kimsenin gelecek endişesi taşımadığı bir devlet demektir. İşsizlik, yoksullukla mücadele, üniversitelerin bilim üretmesi, fabrikaların çalışması, emeğin hakkının aranması bütün bunlar güçlü bir sosyal devletin olmazsa olmazlarıdır.
Siyasal iktidarı kullanıp iktidar olanların da baskı yöntemini değil, demokrasiyi savunması lazım. ´Ben iktidar oldum her istediğimi yaparım, yargıyı dizayn ederim, medyayı istediğim gibi düzenlerim´ derseniz demokrasiden uzaklaşmış olursunuz, vatandaş hakkını hukukunu arayamaz noktaya gelir. Bu geldiği gibi.
Biz demokrasimizi güçlendirirken üreten bir Türkiye istiyoruz. Üreten bir Türkiye dünyada saygınlığı olan bir ülke demektir. O nedenle üretmeliyiz, üreteceğiz ama hakça bölüşeceğiz, sorun burada. Ne diyordu rahmetli Ecevit? ´Ne ezilen, ne ezen, insanca hakça bir düzen.´ Aynı şeyi diyoruz; ne ezen, ne ezilen olsun. Üretelim çalışalım ama hakça bölüşelim. Birisi cebini doldururken komşumuz yatakta aç uyumasın. Bu hedeflere acaba yaklaşıyor muyuz, uzaklaşıyor muyuz? Geldiğimiz nokta bu hedeflerden uzaklaştığımızdır. En tipik örneğini de buraya gelen işçi arkadaşlarım veriyor. İşçi kardeşlerim unutmasın ben ve milletvekili arkadaşlarım haklarınız teslim edilene kadar yanınızda olacağız.