Türkiye’deki İslami uyanışın öncülerinden araştırmacı-yazar Fidan Güngör’ün kaçırılıp katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti.
11 Eylül 1994’te kaçırılarak bir daha haber alınamayan Fidan Güngör’ün akıbeti yıllardır aydınlatılmış değil.
Fidan Güngör, küresel piyonların Güneydoğu’yu kaosa itme projelerine karşı uyarıcı misyonuyla tanınıyordu.
Mehmet Güzel, 27. Yılında Fidan Güngör’ü kaleme aldı:
MAZLUM BİR HAREKET ADAMI: FİDAN GÜNGÖR
11 Eylül denince aklınıza ne geliyor deseler, elbette büyük şeytan Amerika'nın şeytani desise planı 11 Eylül geliyor. 11 Eylül denince aklına ilk hangi isim geliyor denilse, tereddüt dahi etmeden Fidan Güngör derim.
O Fidan Güngör ki, kanlı Ortadoğu havzasının barış elçilerinden biri idi.
O Fidan Güngör ki, tabiri caiz ise sahibinin sesi değil, Adaletin, İslam'ın, Vahdetin, ümmetin, vicdanının sesi olmuş bir şahsiyetti.
O Fidan Güngör ki;
Hiçbir getto, hiç bir cemaatçi fikir taraftarı değildi.
Taraftarlık ruhuna işlememiş.
Taraf olmaktan haz etmiyor.
Taraf değil dediysek, öyle de değil yani.
O Fidan Güngör ki vicdanın, hakkın, hakikatin ve adaletin tarafı idi.
O Fidan Güngör fikir adamlığının yanında hareket adamıydı da. İş adamı olmasına rağmen asıl işi Müslümanların derdi idi. Hiç bir etnik aidiyet farkı gözetmeksizin gecesi gündüzü Müslümanların derdi ile, sorunları ile ilgilenmekti. Gerek batıdaki İslami kanaat önderleri ile gerek doğudaki kanaat önderleri ile Müslümanların Vahdet ve kardeşliği için bir araya geliyor, fikir alış verişinde bulunuyordu.
Her çevreden Müslüman, Fidan Güngör'e karşı sempati besliyor, fikirleri mülahaza ediliyordu. Bu kadar ilgi ve sempati onu kibirlendireceğine; daha da tevazuya büründürüyor ve her geçen gün yükünün ve sorumluluğunun ağırlığını hissediyordu.
Fidan Güngör'ün dünya işlerine yönelik malayani sohbetine asla şahit olunmamış. Ağız dolusu güldüğüne dahi şahit olunmamış. Müslümanların mazlumiyetinden dolayı çok mahzun idi. Çok dertli idi. Derdi ümmetin, Müslümanların derdi idi. Alimlerle, aydınlarla gece gündüz hep mülahaza ediyordu.
Hiç kibirli değildi, bir genci kazanmak için saatlerce zamanını verirdi. Deseler falan şehirde sizinle görüşmek isteyen bir genç var, hiç erinmez hemen yola düşerdi.
O Fidan Güngör ki Türkiye'nin en etkili aydın ve alimlerinden daha etkili bir aydındı. Türkiye'nin en etkili hareket adamlarından biri idi.
Türkiye'nin en kallavi vatanseverlerinden daha vatansever, Türkiye'nin en etkili Müslümanlarından daha büyük bir vicdan sahibi, kısacası bir mürşid kadar kamil, bir Allah dostu kadar sevgi dolu, tepeden tırnağa Dava Adamı idi.
O Fidan Güngör ki hiç bir gayr-i İslami düşünce ve anlayışa asla prim vermemiş, düşüncesini ve inancını kanı ile canı ile ispat etmiş, vicdanının sesine kulak kesilmiş muvahhit, mücahit, muttaki bir kalem erbabı idi.
Allah bu memlekette Fidan Güngör gibi şahsiyetlerin sayısını çoğaltsın diyeceğim de, bu aklını kullanamayan bir toplum için pek mümkün gözükmüyor!
Fidan Güngör yaşarken değeri bilinmeyen yitik bir hazine idi.
Bilmeyenler açısından, güzel kalem erbablarının Fidan Güngör'ün tanınması için Fidan Güngör'ün tanıtılması için hayatı ve biyografisinin yazılması gerekmektedir.
Fidan Güngör kayıp İmam Musa Sadr gibi kaybolmuş mümtaz bir imamdır.
Allah ona rahmet etsin, mekanı cennet olsun inşallah..