Kasım Süleymani’nin PKK ajandasında neler vardı?

Mehmet ACET ANALİZ ETTİ...

Kasım Süleymani’nin PKK ajandasında neler vardı?

İran’ın en güçlü komutanı olarak tarif edilen, aynı zamanda istihbaratçı yönüyle de bilinen Kasım Süleymani’nin her konuda atak bir tutum sergilerken PKK meselesine bîgâne kalmış olacağını düşünmek abesle iştigal olsa gerek.

Türkiye, PKK’ya dönük aktif mücadele stratejisini geçmişten günümüze Suriye ve Irak topraklarında uygulamaya devam ediyor.

Ancak İran mevzu bahis olduğunda sınırın öbür tarafının, Kandil dâhil olmak üzere ‘kapsam dışında’ kaldığı da bir gerçek.

Bir başka gerçek, PKK’nın özellikle üst düzey lider kadrosunun sınırın İran tarafını Irak ve Suriye’ye göre çok daha güvenli bir liman olarak görüyor olmaları.

KASIM SÜLEYMANİ/CEMİL BAYIK GÖRÜŞMELERİNE DAİR ÇIKAN HABERLER

Kısa bir arşiv taraması yapınca, İran’ın PKK’nın Türkiye kolu ile el altından temas kurduğuna dair bir takım haberlerle karşılaşabiliyorsunuz.

Örneğin, geçmişte Musul’u DEAŞ’tan kurtarmak için yapılacak operasyon dönemine ait küçük bir gazete kupüründe geçen şöyle bir haber:

“İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Süleymaniye kentinde KCK Eş Başkanı Cemil Bayık ile görüşerek, PKK güçlerinin Musul Operasyonu’na katılmasını istediği öne sürüldü.”

Cemil Bayık’ın PKK içinde İran’a yakınlığını bilmeyen yok.

Hatta böyle bir cümleyi ‘İran’ın adamı’ diye kuranlarla daha fazla karşılaşırsınız.

Musul Operasyonu öncesi sağlanan bu irtibatın, öncesinde, örneğin çözüm süreci dönemlerinde, tabii ki ondan önce de devam etmediğinin bir garantisi yok.

Herhangi bir bilgi sahibi olmadan mantık yürüterek ilerlemeniz halinde bile, aklınız sizi, İran’ın PKK kartını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyeceği fikrini götürür.

Reel politik açısından baktığınızda, işbirliği alanlarını parantez içinde tutmak kaydıyla, iki ülkenin bölgesel güç dengelerini kendi lehlerinde tutma çabaları ve bunun ürettiği rekabet alanı inkâr edilebilecek bir şey değil.

Böyle bir rekabette ‘PKK kartının’ elden ele dolaşıp kimin avucunda kaldığı/kalacağı sorusu büyük bir soru olarak karşınıza çıkar.

ARŞİVDEN ÇIKAN TUHAF BİR MURAT KARAYILAN HABERİ

Arşiv taraması yaparken 2011 yılına ait Anadolu Ajansı çıkışlı tuhaf bir haberle de karşılaştım.

Haberin konusu Murat Karayılan…

Anadolu Ajansı’nın haberinin kaynağı ise Fars Haber Ajansı gözüküyor.

Araya girmeden o haberin detaylarını aktarayım:

“İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi, Fars Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Karayılan’ın, İran tarafından yakalandığını doğruladı.

Konuya ilişkin haberleri değerlendiren Burucerdi, “Bu haberler doğrudur, İran istihbarat birimleri PKK’nın iki numaralı ismini tutuklamıştır” ifadesini kullandı.

Burucerdi, “İstihbarat güçlerimiz, Karayılan’ı yakalayarak önemli bir iş başarmışlardır” diye konuştu.”

Aradan 9 yıl geçtikten sonra, Murat Karayılan’ın serbest şekilde dolaşmaya devam eden bir PKK ileri geleni olduğunu düşündüğünüzde, zihninizi bir sürü yeni soruyla meşgul halde bulabilirsiniz.

Acaba işin özünde başka bir şey yaptığı halde, bir kamuflajla yaptığı işin başka türlü bilinmesini isteyen bir ‘kurnazlık’ olabilir miydi?

Her durumda bu türden haberler, İran’ın PKK ile yakından ilgilendiğini, Ortadoğu’da nereden bir toz kalksa ayak izine rastlanan Kasım Süleymani’nin böyle bir konu ile yakın mesai harcadığını düşünmemek için bir gerekçemiz bulunmuyor.

İRAN İLE PKK ARASINDA KARŞILIKLI ‘SALDIRMAZLIK’ ANLAŞMASI VAR

Bugünkü mevcut şartlar üzerinden biraz kafa yorduğunuz takdirde de, zihni melekeleriniz sizi aynı soruları sormaya yöneltecektir.

Birkaç gündür yaptığım ‘sözlü araştırmalar’ şu iki önemli bilgiyi önümüze koydu:

- İran ile PKK arasında karşılıklı saldırmama anlaşması var. Yani PKK İran’a saldırmıyor, İran da PKK’ya.

- Ama bu durum ABD ile İran arasındaki gelişmelerin seyrine göre değişime uğrayabilir.

Son bir iki soru daha…

Kasım Süleymani’nin ABD Başkanı Trump’ın verdiği emirle öldürülmesi acaba Kandil’de nasıl karşılanmıştır?

PKK’nın yönetici kadrosu birkaç gündür acaba ne düşünüyordur?

Bilenler vardır ama ben bilmiyorum.

Şu kısmıyla ilgili net bir tahmin yapabilirim yalnız.

Amerika’nın bu eylemle ne yapmak istediği, bu gelişmenin başka ne tür çıktılarının olacağı, kendi pozisyonlarının ne olacağı konularında herkes kadar onlar da ciddi ciddi kafa yoruyorlardır.