Kaşıkçı Cinayetinde 43 Gün Sonra, Suudi Başsavcılığı, vahşete İlişkin Riyad´dan Gelen En Net Açıklamayı Yaptı:

Başsavcılık, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklamasında, ölümde boğuşmanın ve öldürücü dozda verilen ilaçın etkili olduğunu söyledi.

Kaşıkçı Cinayetinde 43 Gün Sonra, Suudi Başsavcılığı, vahşete İlişkin Riyad´dan Gelen En Net Açıklamayı Yaptı:

 

Kaşıkçı cinayetinde 43 gün sonra Suudilerden ?resmi itiraf´ geldi. İnfaz timindeki 5 kişi için idam isteyen Suudi Başsavcılığı, vahşete ilişkin Riyad´dan gelen en net açıklamayı yaptı: Boğuşma ve öldürücü dozda ilaç nedeniyle öldü. Cesedi parçalara ayrıldıktan sonra konsolosluktan çıkarıldı.

Suudi Arabistan Başsavcılığı, Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklamasında, ölümde boğuşmanın ve öldürücü dozda verilen ilaçın etkili olduğunu söyledi. Muhalif gazetecinin parçalara ayrılarak konsolosluktan çıkarıldığını belirtti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu´ndan tepki geldi: Gerçek azmettiricilerin de ortaya çıkması gerekiyor.

 

 

Suudi Arabistan Başsavcılığı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı´nın öldürülmesi olayında 5 kişinin idamının istendiğini açıkladı. Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan, başkent Riyad´da düzenlediği basın toplantısında, ?Kaşıkçı´nın cesedi, konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldı? dedi. Kaşıkçı´yı öldüren ekibi kurma emrini eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri´nin verdiğini, öldürme emrinin ise ekibin başkanı tarafından verildiğini söyleyen Şelan, ?Kaşıkçı´nın öldürülmesi olayında 5 kişinin idamı istendi.? ifadesini kullandı. Şelan ayrıca Kaşıkçı cinayetiyle ilgili 21 şüpheliden 11´ine suç isnat edilerek dava dosyasının mahkemeye gönderildiğini belirtti. Kaşıkçı´nın cesedini teslim alan yerel işbirlikçinin yaklaşık görüntüsüne ulaşıldığını kaydeden Şelan, Suudi gazetecinin öldürülmesi olayında suçlananlardan birinin, konsolosluktaki kameraları bozduğunu dile getirdi. Şelan, görevden alınan eski Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud el-Kahtani hakkında ise yurt dışına çıkma yasağı getirildiğini aktardı. Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü ayrıca, ?Türkiye´den olayla ilgili delil ve ses kayıtları talebimize olumlu yanıt vermesini istiyoruz? ifadesini kullandı. Öte yandan Suudi Arabistan Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada söz konusu bilgilere, Türkiye-Suudi Arabistan ortak çalışma grubu ile Suudi Başsavcılığın sürdürdüğü soruşturma neticesinde ulaşıldığı aktarıldı.

 

Başsavcılığın açıklamasını değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi Arabistan´ın bunu geç de olsa kabul ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün başsavcının yaptığı açıklamada, biraz daha detaylar geldi. Başsavcı bu açıklamayı yapmadan önce Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı beni aradı ve yaklaşık yarım saat sonra başsavcının bu açıklamayı yapacağını önceden şahsıma bildirdi, ben de Sayın Cumhurbaşkanımıza bu bilgileri arz ettim. Bugünkü açıklamaya baktığımız zaman 11 kişinin şu anda tutuklu olduğunu anlıyoruz. Daha önce 18 kişi tutuklanmıştı. Bu cinayeti gerçekleştirmek için İstanbul´a gelenlerin sayısı ise 15´ti. 11 kişinin 5´i ile ilgili idam istemi var ve yargılama sürecinin başladığını söylüyor başsavcı. Diğer taraftan diğer kişiler neden serbest bırakıldı? Tabii ki başsavcılık gerekli bilgileri bizim başsavcımıza da iletecektir. Ama burada bazı açıklamaları tatmin edici bulmadığımı da şahsen söylemek isterim. Bu şahsın ülkelerine geri götürülmesine direndiği için orada öldürüldüğü söyleniyor. Oysa bu cinayet daha önce de açıkladığımız gibi önceden planlanmış.... Cesedin parçalanmasının, anlık bir şey olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, ?Önceden öldürülüp, sonradan cesedin parçalanması için gerekli şahıslar ve cihazlar buraya getirilmiştir. Yani bu şahsın nasıl öldürüleceği ve parçalanacağı önceden planlanmıştır? diye konuştu. Ayrıca Türkiye´ye gelen 15 kişinin de Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre yargılanması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: ?Çünkü Viyana Sözleşmesine göre de bu yargılamada ve soruşturmada Türk kanunları geçerlidir. Her ne kadar bu cinayet Suudi Arabistan´ın İstanbul Başkonsolosluğu içinde işlense de. Henüz cevaplanmamış bir soru var. Hunharca öldürülen ve cesedi parçalara ayrılan Kaşıkçı´nın cesedi nerede, nereye atıldı, nereye gömüldü, nerede yakıldı? Ne yapıldıysa? İşte bu konuda henüz ortada bir cevap yok. Biz, Tükiye Cumhuriyeti olarak bu cinayetin tüm boyutlarıyla açığa çıkması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. 

?RİYAD PARAYLA ÖRTBAS PEŞİNDE´ 

Türk Arap Medya Derneği  Başkanı Turan Kışlakçı, Başkonsolosluk binasının Kaşıkçı´ya kabir olarak tahsis edilmesine ilişkin kampanya, Medine´de kabir önerisi ve uluslararası medyanın Kaşıkçı olayı ile ilgili tutumunu değerlendirdi. Türkiye´nin başından itibaren tüm bilgileri uluslararası medyayla paylaştığını vurgulayan Kışlakçı, böylece cinayetin dünyanın ana gündem maddesi olduğu, dünyanın en iyi gazetecilerinin olayı takip etmek için Türkiye´ye gelip Kaşıkçı´ya, gazeteciliğe sahip çıktıklarını kaydetti. Uluslararası medya örgütlerinin olayı yeterince desteklemediğini hatta bu olay karşısında suskun kaldığına dikkati çeken Kışlakçı, ?Uluslararası gazeteci örgütlerinin bu olaya çok büyük destek vermesi gerekiyordu, maalesef vermediler. Bunun tek açıklaması, Suudi Arabistan´ın bu kuruluşlara yüklü paralar aktarması olabilir? dedi.  

VELİAHT´IN İKİ KARA KUTUSU HEDEFTE 

ABD´de New York Times gazetesi, Suudi Arabistan Velihat Prensi Muhammed bin Selman´ın iktidarı ve siyaseti üzerinde etkili olduğunu iddia ettiği iki yakın danışmanının portresini sayfalarına taşıdı. ?Suudi Prensin yükselişinde iki sadık destekçi? başlıklı makalede, Suudi Velihat Prensin iki yakın arkadaşı Saud el Katani ile Turki el Şeyh´in, Suudi prens ve icraatları üzerindeki etkisi değerlendirildi. Suudi hanedanı üyelerinin dahi El Katani ve El Şeyh´ten korktuğu kaydedilen makalede, Bin Selman´ın hanedan içinde darbe yapıp iktidara gelişinde, yolsuzluk soruşturması adı altında kraliyet üyeleri ve Suudi zengin iş adamlarının Riyad´taki Ritz-Carlton Otelinde hapis tutulmasında, Lübnan Başbakanı Saad Hariri´nin Suudi Arabistan´da alıkonularak istifaya zorlanmasında, Katar ve Kanada ile ilişkilerde yaşanan siyasi gerginliklerde bu iki ismin önemli rol oynadığı iddia edildi. Makalede, Washington´daki Arap Körfez Devletleri Enstitüsünde araştırmacı Kristin Smith Diwan´ın, söz konusu iki danışmanın Velihat Prense en yakın isimler olduğu ve ?Bin Selman´ın en yakın siyasi destekçileri, içeride ve dışarıda ?Suudi önce gelir´ duruşunun yeni yüzü.? değerlendirmesine yer verildi. 

SUUDİ BAKAN: CİNAYET BÜYÜK BİR SUÇ VA HATAYDI  

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı´nın öldürülmesinin büyük bir suç ve hata olduğunu söyledi. Cubeyr, başkent Riyad´da düzenlenen basın toplantısında, Kaşıkçı´nın öldürülmesine sebep olanların yargılanmasına ilişkin talimatların açık olduğunu belirterek, ?Kaşıkçı´nın öldürülmesinin büyük bir suç ve hata olduğunu kabul ediyoruz. Cinayetin işlenmesinde suçlu olanları yargı yoluyla sorumlu tutmaya kararlıyız? dedi. Soruşturma kapsamında Türk tarafıyla iletişim halinde olduklarına dikkati çeken Cubeyr, Suudi Arabistan Başsavcılığı´nın meseleye ilişkin daha fazla delil beklemekte olduğunu ifade ederek, soruşturmanın devam ettiğini ve henüz cevaplanmamış bazı soruların olduğunu dile getirdi. Cubeyr, bu olayın, siyasileştirilmesini ve ülkesinin içişlerine müdahale çabalarını reddettiklerini kaydederek, ?Kaşıkçı davasının uluslararası boyuta taşınması kabul edilemez ve bu meselesinin siyasileştirilmesi, İslam dünyasının bölünmesine neden olur? diye konuştu.