Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Kardeş, aramızda daha kaç Afgan köyü var?

Özkan YAMAN(*)

Kardeş, aramızda daha kaç Afgan köyü var?

Dört gün önce ajanslar, hiç dikkat çekmeyen, sıradan, alışılmış, dünyalı için artık umursanmaz hale gelmiş, çok tanıdık bir haber geçtiler. Daha önce on yıl Sovyetlerin, on yedi yıldır da, ABD´nin yeni ürettiği balistik, konvansiyonel, çok gelişmiş, akıllı, süper silahlarını, bombalarını, füzelerini üzerinde denediği Afganistan´ın doğusundaki Kunar kentinde dört köy haritadan silindi.

Büyük Şeytan, Noel hediyesi olarak onlarca kadın ve çocuğa ölüm atarken, yarın o mazlumlarla aynı cennete birlikte girmek umudunda olan İslam coğrafyasının dört bir tarafındaki din kardeşleri, kendilerinden olmayan öteki mezhep, camia, grup, ekol, parti, çevre vs.nin yanlışlarından beri oldukları için rahat bir vicdan ile uyuyorlardı.

Olayı yorumlayan dünya Müslümanları arasında mesela şöyle başlayanlarını bile duymak mümkündür: ?O köylüler de..?

Ne oluyorsa hep, imanın altı şartı yerine, ?ne olursa olsun var olmanın´ menfaat, çıkar; ama mazeret, acizlik, zorluk gibi yeni esaslarıyla yola devam ederken ittihad gibi telkinleri duyduğunda, tekrar satılmış ve kendisiyle alay edilmiş olduğunu düşünerek deliye dönen şeytan taşlayıcılarının gözleri önünde oluyor.

Neyse kalanını, her birimizin payına düşen cürümlerin de son Afganlı çocukların cesetleri gibi mahşere getirileceği güne bırakarak, cepten parmak ucuyla herkesin malumu olan şu anekdota bir kere daha dokunalım:

2005 yılında İngiltere´de Hıristiyanların meşhur bir web sitesi, dinî içerikli bir fıkra yarışması düzenler. Yarışmaya farklı dinlerden, felsefi ve siyasi gruplardan 1000´e yakın fıkra katılır. Siteyi ziyaret edenler en çok şu fıkraya oy vermişler:

Güya dinine sıkı sıkıya bağlı bir Hristiyan, adamın birinin köprünün kenarında intihar etmek üzere olduğunu görür. Hızlıca yanına gelir ve ?ne yapıyorsun, asla atlama´ der. Adam, ?neden´ deyince dindar hristiyan; ?intihar etmemen için birçok sebep var´ der ve karşılıklı olarak aralarında şu konuşma geçer:

- Sen hayata veda etmek yerine söyle bakalım dindar mısın?

- Evet, dindar olduğumu düşünüyorum. 

- Güzel, ben de dindarım. Peki, hangi dine mensupsun? Hıristiyan mısın Budist mi?

- Hıristiyan.

- İyi, ben de Hristiyan´ım. Söyle bakalım, Katolik misin yoksa Protestan mı?

- Protestan.

- Ooo Ben de... Eee hangisindensin; Anglikan´a bağlı Episkopal misin yoksa şu güneyli Baptistlerden mi?

- Baptistim.

- Aaa ne güzel, ben de... O halde hangisinin üyesisin? Tanrının Baptist Kilisesi´nin mi, yoksa İsa´nın Baptist Kilisesi´nin mi?

- Tanrının Baptist Kilisesi´nin.

- Ben de... Reformcu olanlardan mı? Yoksa orijinal olanlardan mı?

- Reformcu.

- Ben de... Peki 1879 tarihli mi, yoksa 1915 tarihli reformdan yanasın?

- 1915.

Dinine sözde bağlı Hristiyan, bunu duyunca intihar edecek olan şahsı kurtarmaktan vazgeçer ve, ?vay kafir vay´ diyerek adamı köprüden aşağı iter.

Temsilde hata olmasın..

____

(*) Basit, sade, anlamlı ve içeriği bizi çok mu çok ilgilendiren bir değerlendirmeyi gerektiren bir yazı...



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER