TV 5'te Mehmet Yılmaz'ın sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, 6’lı masanın aday belirleme takvimi için “Seçim terihi beli olur olmaz bu 6 ması toplanır ve çok kısa zamanda da başkan adayı belli olur” dedi
Yapılması gerekenler konuşulacak
Hedeflerinin Meclis’in işler olduğu yeni bir sistem olduğunu anlatan Karamollaoğlu, “Seçimden sonra bu değişiklik yapılana kadar cumhurbaşkanı Türkiye’yi idare edecek. Nasıl idare edecek? “ diye konuştu. Bu noktada bir işbirliğine ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Karamollaoğlu, 6’lı masanın gündemi için ise şunları aktardı:
Bugüne kadar altılı masa olarak neler yapıldı onların üzerinde durduk. Şimdi bundan sonra da somut olarak neler yapılması icap eder? Daha çok onların üzerinde duracağız. Çünkü artık hep şunu söyledim ben. Eskiden koalisyonlar parlamenter sistemde seçim sonrası oluşurdu. Meclis’teki aritmetiğe göre partiler bir araya gelir. ittifak ettikleri konuları aralarında görüşür. Neticede çoğunluğu sağlayacak bir oluşumla meclisten güvenoyu isterlerdi. Şimdi ise öyle bir ortam yok. Şimdi bizim altılı masa olarak temel hedefimiz bu sistemi değiştirmek. Tek adam yönetiminden istişarenin yapıldığı, Meclis’in aktif hale geldiği kanunların meselelerin Meclis’te müzakere edilerek olgunlaştırıldığı bir döneme girmek istiyoruz yeniden. Onun için bir defa aklımız bu noktada net.
"Gül'ün adım atması bence menfi değil, müspet bir şeydir"
Karamollaoğlu, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığı ile ilgili tartışmalarla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı.
Yani şu anda hakikaten bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde hiç müzakere edilmedi. İttifak edilip edilmedi demiyorum. Müzakere bile edildi konu. Geçen sefer Abdullah Bey'in adaylığını ben teklif etmiştim. Kabul görmüştü ama o zamanki şartlar altında önceden cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan edenler, başta Meral Hanım olmak üzere bir ittifak sağlanamadı. Sağlansaydı, seçilir miydi, seçilmez miydi? O da ayrı bir konu. Ama bugün yani Abdullah Bey'in böyle bir adımlar atması bence menfi değil, müspet bir şeydir. Düşünülür. Olur olmaz şimdiden bu konuda kesin bir fikir ifade etmek doğru değil. Ama Abdullah Bey'in de bir tecrübesi var. Aynı zamanda bu konudaki tavrı da net, çünkü geçen sefer aday olabilirim ittifak olursa demişti. O da gündeme gelebilir. Ben bunu garipsemem.
“Sen de suç ortağısın”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘10 bin dolar maaş alan milletvekilleri var’ sözlerini değerlendiren Karamollaoğlu şunları söyledi:
Şimdi düşünün bu tip iddialar gündeme geldikten sonra İçişleri Bakanı çıktı aylık 10 bin dolar alan milletvekilleri var dedi. Ama bunun kim olduğunu ifşa etmedi.
10 bin dolar ayda para alan insanlar var. Bunlardan birisi milletvekili ve ben bunu biliyorum diyor üzerine gitmiyor. Şimdi gelin siz bu meseleyi çözün. Bir İçişleri Bakanı'nın böyle çıkıp bir iddiada bulunmasını ben yani yalan söyleme ihtimalini göremiyorum. Çünkü bildiği bir konuda konuşuyor. Sen kiminle berabersin sorusu ister istemez geliyor. Hem bunu biliyorsun hem üzerine gitmiyorsun gereğini yapmıyorsun. O zaman sen de suç ortağısın manasına gelir.
"Yolsuzluk bizim tahminlerimizin çok ötesinde"
"Tabii bu yolsuzluk dediğimiz zaman anladığımız kadarıyla yolsuzluk bizim tahminlerimizin çok ötesinde. Yani olmaz bu kadar yolsuzluk denilecek mertebededir diye düşünüyorum” diyen Saadet Partisi lideri şöyle konuştu:
Başlangıçtan itibaren bu yolsuzluğun belli bir kısmı belli yetkilere sahip çevrelere aktarılıyor. Sonra onun altındakiler de bölüşülüyor. Hem ihaleyi alanlar, hem de taşeronlar tarafından. Ama en son kademe olarak çalışan insanlara karınlarını bile doyurmakta zorluk çekecekleri bir ücret ödeniyor. Korkunç olan bu. Eğer siz o ihalede çalışan insana geçimini sağlayacak kadar bir ücret verseniz verebilirsiniz. Ama o ücret ona verilmiyor. İşte çalışarak yoksullaşmak buradan geliyor. Hem çalışıyor insanlar ama karnını doyurmakta aciz. Kendilerine verilen her işi yapmak mecburiyetinde hissediyor. Çıkarsa yeni bir iş bulamıyor.
Kendisine yöneltilen "Sen kimlerle berabersin? Erbakan'ın kemiklerini sızlıyor" gibi ithamlara da yanıt veren Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
Hadi bir bakıyorsunuz her taraftan. Vay vay vay sen kimlerle berabersin? Ya kimlerle beraberim?
Bu ülkede yaşayan insanlarla bu insanlar benim gibi düşünmüyorsa, benim gibi yaşamıyorsa, benim gibi idealleri yoksa ben onlara benim düşüncelerimin, ideallerimin, inancımın ne olduğunu, bunun aslında onlara zarar vermeyeceğini anlatmam gerekir. Yapma bunu. Erbakan'ın kemiklerini sızlıyor. Olmaz öyle şey.
Onun için biz bütünü bütün olarak ülkemizin her insanıyla irtibat kurmak onlara mesajlarımızı ulaştırmak onların bizi dinlemelerini temin etmek bu çabamızda, eksiğimiz, yanlışımız tavır olarak söylüyorum varsa onu da onlardan dinlemek mecburiyetindeyiz. Adamın alnına yumruğu vurarak. Otur şuraya dinle bakayım beni diyemezsin. Sen onu seni dinleyecek bir hale icap eder.
Burada başarılıysa adamı alkışlaman gerekir. Allah razı olsun demen gerekir. Onun için biz yaptığımız çalışmaları hangi ruhla, hangi mantıkla yaptığımızı da bizim toplumumuzun idrakine havale ediyoruz.
Kaynak: Independent Türkçe