Kara; Her zirve öncesi aynı oyun

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in görüşeceği 8 Ocak zirvesi öncesinde İdlib’te Şam güçlerinin ilerleyişi hızlandı.

Kara; Her zirve öncesi aynı oyun

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in görüşeceği 8 Ocak zirvesi öncesinde İdlib’te Şam güçlerinin ilerleyişi hızlandı. Rusya’nın hava ve denizden büyük destek verdiği saldırılarda TSK’nın 8 No’lu Suran Gözlem Üssü de kuşatma tehdidi altında. Yüzbinlerce sivil de yönünü Türkiye çevirdi. Moskova, 27 Ağustos 2019’daki Erdoğan Putin zirvesi öncesinde de aynı oyunu oynamıştı.

Suriye’nin 9’uncu yılına giren kanlı iç savaşınıda düğümün kilitlendiği noktalardan biri olan İdlib yine ağır saldırıların hedefinde. Rusya ve Şam güçlerinin günlerdir vurduğu bölgeden kaçan onbinler, yönünü Türkiye sınırına çevirmiş durumda. Türkiye Rusya arasında 17 Eylül 2018’de imzalanan mutabakat çerçevesinde Türkiye’nin bölgede kurduğu 13 gözlem üssünden ikincisi de Şam güçlerinin kuşatması aldına girmek üzere. Bu kanlı hesaplaşmada asıl dikkat çeken ise Moskova’nın hamlelerini hep belirli bir tarih aralığında yapması.

Türkiye, 2011’de başlayan Suriye iç savaşında kaçan 3 milyonu aşkın mülteciye ev sahipliği yapıyor. Rusya’nın savaşa Şam yönetimi lehine dahil olmasının ardından sahada muhalifler lehine olan denge de değişmeye başladı. 2018’e gelindiğinde Şam bir önceki sene Şam içlerine kadar uzanan çatışmalar artık Hama Humus kırsalına kadar gerilemişti. Halep’in kenar mahallelerinde sıkışan muhalifler ile rejim arasındaki çatışmalar rutin bir sürece girmiş görünüyordu. Türkiye ile Rusya arasında süren diplomatik görüşmelerin ilk somut adımı 17 Eylül 2018’de geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasında imzalanan Soçi mutabakatıyla muhalifler ile rejim güçleri arasında İdlib’te Gerilim Azaltma Bölgesi kurulacak, çatışan taraflar arasına da Rusya, Türkiye ve İran güçleri gözlem üsleri kuracaktı. Türkiye bu mutabakat çerçevesinde İdlib’te toplam 13 gözlem üssü kurdu ancak 3 milyonu aşkın sivilin yaşadığı bölgede çatışmaların yoğunluğu azalsa da hiçbir zaman bitmedi. Rusya ile Türkiye arasındaki diplomatik müzakerelerde de İdlib, her zaman en üstteki dosya oldu. Son iki yılda onlarca kez görüyşen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasındaki en önemli gündem maddesi haline dönüşen İdlib, Moskova’nın oyununda en hep en kanlı hamlelelirin de yapıldığı bölge oldu. 17 Eylül 2018’de sağlanan ateşkesten kısa bir süre sonra bölge yeniden ısındı. Şam güçleri Rusya’nın hava desteğiyle İdlib’e yönelik saldırılarını hızlandırdı. 2018 yazının ortasında yüzbinler yönünün Türkiye sınırına çevirmişti bile. BM ‘Bu yüzyılın en büyük trajedisi olabilir’ uyarısı yaptığı çatışmalar Ağustos başında iyice şiddetlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in 27 Ağustos’ta yine Soçi’de yapacağı zirve öncesinde ize Rusya ve rejimin saldırıları zirve yaptı. Morek’teki 9 Numaralı TSK gözlem üssü 23 Ağustos’ta Şam güçleri tarafından tamamen kuşatıldı. Yüzbinlerce sivil Türkiye sınırındaki kamplarda ve ağaçlık alanlarda hayata tutunmaya çalışıyordu. Bu koşullar altında Soçi’ye giden Erdoğan, Rusya lideri ile acil ateşkesi gündeme aldı. 27 ağustos’taki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin arasında yeniden bir ateşkes sağlanması konusunda uzlaşı çıktı. Ancak, Rusya ve rejim açısından ise hedeflenen her şey gerçekleşmişti bile.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin 8 ocak 2020’de yeni yılın ilk zirvesini İstanbul’da gerçekleştirecek. İki liderin zirvesi öncesi Moskova, İdlib’te yine aynı senaryoyu tekrarlıyor. Gerginliği Azaltam Bölgesi’ne yönelik son günlerde Rusya destekli saldırılar tavan yapmış durumda. Rusya’nın Akdeniz’demi savaş gemilerinin de katıldığı saldırılarda ölenlerin sayısı 100’lerle ifade ediliyor. Sadece son iki günde Türkiye sınırına doğru hareketlenen sivillerin sayısı ise 85 bini geçmiş durumda. BM İnsani Yardım Örgütü’nün 19 ocak’ta açıkladığı rakamlara göre 60 bin kişi hali hazırda yerinden oldu. Dün de 25 kişi daha Türkiye sınırına doğru harekete geçti.

19-12/23/manset.png

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde yerinden edilen sivillere ilişkin veri çalışması yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallaj’dan alınan bilgiye göre, Esed rejimi ve İran destekli yabancı terörist gruplardan oluşan rejim güçleri ile Rusya’nın saldırıları nedeniyle son 2 günde en az 25 bin sivil evlerini terk etti.

İdlib’in güneyindeki yerleşimler ve özellikle Marratinnuman ilçesi kırsalı, göç veren bölgelerin başında geliyor. Yerlerinden edilen aileler, barınak, çadır, battaniye ve yatak gibi yaşam malzemesine acil ihtiyaç duyuyor. Rejim güçlerinin, önceki gün Marratinnuman ilçe ve kırsalında başlattığı kara operasyonunda ele geçirdiği köy sayısı 15’e yükseldi. Rejim güçleri ile Rusya’nın hastane, okul, cami, Sivil Savunma merkezi ve evleri vurduğunu söyleyen Hallaj, “Bu sayede sivillerin geri dönüşünü engellemek istiyorlar” dedi.

Yine 17 Eylül mutabakatı ile kurulan TSK gözlem üslerinden biri daha rejim kuşatması altına girmek üzere. 8 No’lu Surman gözle noktasının iki yanından ilerleyen rejim güçlerinin kuşatmayı tamamlaması için bir kilometreden az bir mesafe kaldığı bildiriliyor.
Ağustos ayında hedef alınan 9 No’lu Morek Gözlem Üssü ise hala rejim kuşatması altında. Üsse lojistik ikmal, Rus askeri polisin kontrolünde yapılıyor.

Türkiye ile Rusya arasında, 17 Eylül 2018’de imzalanan mutabakattan bu yana İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde, rejim ve Rusya’nın saldırılarında 1300’den fazla sivil öldü. Saldırıların yoğun olduğu yerlerden, nispeten sakin yerlere ve özellikle Türkiye sınırı yakınına göç edenlerin sayısı ise son bir yılda 1 milyonu aştı.