3 Aralık Cumartesi günü CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” programında Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi yönetirken takip edeceği yolu açıkladı. Kılıçdaroğlu konuşmasında 70 kişilik “siyaset üstü” bir beyin kadrosuyla Türkiye’nin yönetileceğini ifade etti. Daron Acemoğlu bu kadronun kurmaylarından biri. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “gelecek yıllarda Nobel ödülü alacağına %100 eminim” dediği Daron Acemoğlu’nun ismi daha önce ekonomi bakanlığı için de geçmişti.[1] James Robinson ile birlikte yazdığı Dar Koridor ve Ulusların Düşüşü gibi Türkçe’ye çevrilmiş kitapları var. Ulusların Düşüşü kitabını birkaç yıl önce okumuştum. Acemoğlu kitabında adına “kapsayıcı ekonomik ve siyasi kurumlar” dediği net bir reçete sunuyor. Bu yazıda Acemoğlu’nun kitabı ve CHP’nin açıkladığı vizyon belgesi hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
*
2014 Aralık ayında Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin[2] İsveç Başkonsolosluğu’yla ortaklaşa düzenlediği "Hukuk ve İktisat İlişkisi: Özgürlüğün Toplumsal Refah Boyutu" konferansında Daron Acemoğlu kapsayıcı ekonomik kurumların ve kapsayıcı siyasi kurumların olmadığı bir yerde "kadın haklarının", "azınlık haklarının", "dini hakların", "eşcinsel hakların" olmasının da çok zor olduğunu belirtmişti.[3]
“Kapsayıcı ekonomik kurumlar” Acemoğlu’nun düşüncesinin temelini oluşturuyor. James Robinson ile birlikte yazdıkları Ulusların Düşüşü kitabında “82 kez” geçiyor bu ifade.
Daron Acemoğlu tanınmış bir iktisatçı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) çalışıyor. Dolayısıyla “Eşcinselliğin ekonomiyle ne alakası var?” diyebilirsiniz. LGBT dünyada anaakım politika haline getirilmek istendiği için her alanla ilişkilendiriliyor. Ekonomi de LGBT özgürlüklerinin genişletilmesi için esas alanlardan biri olarak görülüyor.
Aslında Şeffaflık Derneği’nde yapılan konuşmadan 4 ay önce, 15 Ağustos 2014’te Rockefeller Vakfı’nın internet sitesinde yer alan bir yazı Acemoğlu’nun düşüncelerinin kaynağı hakkında bir fikir veriyor. Yazının başlığı şuydu: “Kapsayıcı Ekonomiler, Cinsel Yönelim, Toplumsal Cinsiyet Kimliği ve İfadesi/Dışavurumu”[4]. Rockefeller Vakfı’nın “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” başlıklı konferans serisinde konuşan iki kişinin görüşlerinin özetlendiği yazı ekonomik gelişmişlik ile cinsel çeşitlilik arasında bir ilişki kuruyor ve LGBT bireylerin zenginliğini artırmaya vurgu yapıyor.
Özetle LGBT’leri kapsamayan bir ekonomi ve siyasetin işlemeyeceği mesajı veriliyor. Anlayacağınız ekonominizin iyi olmasını istiyorsanız nesnel kuralların ötesinde ideolojik dayatmalara da katlanmak zorundasınız. Acemoğlu ve beslendiği kaynakların sözlüğünde “kapsayıcı ekonomik ve siyasi kurumlar” dayatmada bulunmanın bir diğer adı; bunlara direnmek ise “dışlayıcı ekonomik ve siyasi kurumlar”a karşılık geliyor. Bu bakımdan Kılıçdaroğlu’nun “vizyon belgesini” açıkladığı programda Faik Öztrak’ın “ İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe sokacağız.” İfadesi şaşırtıcı değil.[5] Nitekim Kılıçdaroğlu, iktidara gelir gelmez ilk işlerinin bu olacağını pek çok konuşmasında açıkladı.[6]
Bu arada Acemoğlu’nun konuşmasında, kuruculuğunu eski ABD Başkanı Roosevelt’in, şimdiki başkanlığını eski CFR üyesi Michael Abromowitz’in yaptığı Fredoom House’ı[7] “uluslararası bir örgüt” olarak tanımladığını da not edelim.[8] Acemoğlu, daha önce yaptığı konuşmalarda da Fredoom House’ın verilerine dayanarak Türkiye’ye “uyarılarda” bulunmuştu.[9]
Ulusların Düşüşü Kitabının Anlattıkları ve Anlatmadıkları
“Güç, Zenginlik ve Yoksulluğun Kökenleri” alt başlıklı Ulusların Düşüşü kitabının ilk sayfalarında Kuzey Kore ve Güney Kore'nin uydudan çekilmiş bir fotoğrafını gösteriyor bize Acemoğlu.
Kuzey Kore koyu bir karanlık içine gömülmüşken Güney Kore ışıl ışıl parlıyor.
Güney Kore’nin “ışıl ışıl” olmasının sebebini sade bir şekilde açıklıyor Acemoğlu: Çünkü Güney Kore "kapsayıcı siyasi ve ekonomik kurumlara" sahiptir.
Acemoğlu'na göre, özellikle fakirlik ve açlıkla damgalanmış Afrika'nın da temel sorunu bir türlü "kapsayıcı ekonomik kurumlara" sahip olamamasıdır. Ama bu karanlığa gömülmüş kıta içinde yine ışıl ışıl parlayan bir ülke vardır: Botsvana.
Acemoğlu ve arkadaşı Botsvana'ya o kadar sık gönderme yapıyor ki, pek de bilgim olmayan bu ülkeyi araştırma ihtiyacı duydum.
Kıta'daki diğer ülkelerin kaderini paylaşmaması sebebiyle "Afrika'nın İsviçresi" olarak isimlendiriliyor Botsvana.[10] Tabii bunun da sebebi Acemoğlu ve arkadaşına göre, Botsvana'nın "kapsayıcı ekonomik kurumları" geliştirmeyi başarabilmesidir. Fakat biraz daha araştırınca bu başarının ardında başka sebeplerin de olabileceğini öğreniyoruz.
Botsvana, Elmas ve İsrail
Botsvana elmas zengini bir ülke, ihracat gelirinin %80'ini elmas oluşturuyor.[11] Bazı kaynaklara göre bu oran %90.[12] Dünyanın en büyük ikinci elmas üreticisi unvanına sahip. Suudi Arabistan’da petrol neyse, Botsvana’da da elmas o. Buna karşılık Botsvana'da üretim sektörü çok zayıf; GSYH'nin %4'ünü oluşturuyor.[13]
Elmas, Botsvana-İsrail ilişkilerinin de temelinde yer alıyor. Acemoğlu-Robinson ikilisinin kitabı bundan hiç söz etmiyor. Bütün bir kitap boyunca İsrail üç kez geçiyor, o da Botsvana’yla ilişkisiz bir bağlamda.
Botsvana'nın1993 yılından beri İsrail’le diplomatik ilişkileri var. Dahası, 6 İsrail merkezli elmas firması Botsvana'da elmas madenlerini işletiyor. 2020 verilerine göre İsrail Botsvana’nın en çok elmas ihraç ettiği ülkeler arasında yer alıyor.[14]
İsrail ve elmas arasında geçmişi çok eskiye dayanan bir ilişki var. Takılarda kullanılan küçük taşlarda dünya üretiminin %40’ını İsrail yapıyor. 1200 elmas şirketinin bağlı bulunduğu[15] İsrail Elmas Borsası dünyanın en büyük elmas alım satım salonu.[16] Elmas İsrail’in endüstriyel ihracatının yaklaşık %30’unu oluşturuyor[17] ve sektörün İsrail Savunma Bakanlığı'nı yılda 1 milyar dolar finanse edeceği tahmin ediliyor.[18]
Elmas denilince bütün dünyada tek bir şirket akla geliyor: De Beers. De Beers 1888'de[19] Rothschild ailesi tarafından finanse edilen İngiliz işadamı Cecil Rhodes tarafından kurulmuş.[20] Rhodes ırkçı ve eli kanlı bir sömürgeci. Zamanında Afrika’da Rodezya diye kendi adına bir ülke bile kurmuş. Daha sonra kuzeyi Zambiya güneyi Zimbabve adını almış.[21]
De Beers İngiltere merkezli ve 1927 yılında bir Alman Yahudisi olan Ernest Oppenheimer tarafından tamamen ele geçirilmiş. Anglo American şirketi 2011'de şirketi satın almış.[22] 2014'te Zen firmasını Türkiye'de lisans ortağı olarak seçmiş.[23] Dünya elmas ticaretinin yaklaşık %75'ini elinde bulunduran De Beers şirketi 2008 yılında Botsvana'ya gelmiş ve ülkedeki bütün elmas kesme ve parlatma işlerinin “Elmas Parkı” ismi verilen tek bir merkezde yapılacağını müjdelemiş.[24]
Botsvana, İngiliz Himayesi ve BDP’nin 60 Yıllık İktidarı
Botsvana’nın dikkate alınması gereken bir diğer özelliği de İngiliz sömürgeciliği ile ilişkisi. Botsvana sömürgecilik döneminde Hıristiyanlığı ve hemen peşinden de İngiliz himayesini kabul etmiş, her iki dünya savaşında da İngiltere’nin yanında savaşmış ve anti-emperyalist bir mücadeleye girmeden bağımsızlığını kolayca elde etmiş.[25]
Acemoğlu'nun da adını sıkça zikrettiği Seretse Khama İngiltere tarafından sürgüne gönderilmesine rağmen döndüğünde İngiltere yanlısı bir politika takip eden Botsvana Demokratik Partisi'ni (BDP) kurmuş. BDP Botsvana siyasetinin tek hakim gücü olmuş.[26] 1965'ten günümüze kadar bütün seçimleri bu parti kazanmış. 2018’e kadar da Seretse Khama’nın oğlu Ian Khama yönetmiş ülkeyi.[27] Ian Khama Botsvana’yı diğer Afrika ülkelerinden izole edecek kadar Batıcı bir politika izlemiştir.[28]
Seretse Khama’nın ismi 1950’li yıllarda gazetelerin magazin sayfalarını da epeyce meşgul etmiş. Zira Seretse, İngiltere’de hukuk okurken Ruth Williams isminde İngiliz bir kadına aşık olmuş ve Ruth’u Botsvana’ya gelin getirmiş. İngiliz mahkemeleri ve Botsvana tarafı bu evliliğe ilk başlarda itiraz etse de araya Churchill gibi siyasetçiler girmiş ve sonrasında Kraliçe evliliği onaylamış. 1966’da Seretse Khama’ya İngiliz Kraliyeti tarafından “Sir” unvanı verilmiş. Bu evlilik 2016’da “Aşkın Krallığı” ismiyle beyaz perdeye de taşınmış.[29]
BDP, kimi Afrika ülkeleri gibi soğuk savaş döneminde komünist politikalar takip etmemiş, liberal tutumuyla ABD ve İngiltere'nin desteğini almış. Buna ek olarak Botsvana'da hiç silahlı darbe yaşanmamış. Ayrıca BDP liderlerinden Mo İbrahim Fransa C. Başkanı Nicolas Sarkozy tarafından Lejyon Donör nişanıyla taltif edilmiş.[30]
Özetle Ulusların Düşüşü, bizim de başarabileceğimizi söyleyen bir hikaye anlatıyor. Nagoles Arizona'dan Güney Kore'ye ve oradan Botsvana'ya kadar başarı örnekleri sunuyor; tabii ki birçok trajik örnek de... Acemoğlu “Botsvana, Batı emperyalizmi karşısındaki uysallığının karşılığı olarak ödüllendirilmiş olabilir mi?” sorusunu sormuyor; ülkeyi 60 yıldan beri aynı partinin yönetiyor olmasını demokrasi açısından sorgulamıyor, Botsvana’nın İngiltere, Amerika ve İsrail rejimiyle olan ilişkilerini sorunsallaştırmıyor. Acemoğlu bize çağrıda bulunurken temel bir kurguya bağlı kalıyor ve sadece hikayenin bir kısmını anlatıyor. Hepimizi “kapsayıcı ekonomik ve siyasi kurumlara” dahil olmaya çağırıyor.
Daron Acemoğlu’nun çağrısı, anlattıkları ve anlatmadıkları CHP’nin vizyon belgesini açıkladığı program hakkında da fikir veriyor.
Batıcılığın Adı Evrensellik Değildir
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumartesi günü yaptığı konuşmanın başında “Bilim, teknoloji ve yatırımın iki büyük merkezi olan ABD’ye ve İngiltere’ye gittim ve ziyaretlerde bulundum. Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla bir geri adım atmayacağım ve vazgeçmeyeceğim” dedi.
Gerçekten de sormak gerekiyor: Vizyonu nerede arıyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu?
Sözünü ettiğiniz iki ülke yağmacılığın, talanın, sömürgeciliğin, savaşların, darbelerin ve bozgunculuğun merkezidir. Bizi hangi vizyona çağırıyorsunuz?
Değişen bir şey yok maalesef. Bu bakış açısı bir önceki yüzyılın çağrısını yinelemekten ibaret. Bu perspektif, Molcolm X’in ifadesiyle, bizlere ev köleliğinden başka bir şey vaat etmiyor.
Bu perspektifin ruhunu Batıcılık oluşturuyor. Tanıdığımız, bildiğimiz, ömrümüz boyunca tecrübe ettiğimiz, bizden öncekilerin de tecrübe ettiği bir yol bu. Buradan bağımsızlık çıkmaz, şahsiyetli bir politika çıkmaz; buradan ancak İkinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin kurduğu hegemonyaya itaat çıkar.
Batıcılığın adı evrensellik değildir. “İki büyük merkezde” pişirilenin servis edilmesinin adı “demokratiklik” değildir. Rothschild’lerin, Rockefeller’ın, London Economic School’un ürettiğini pazarlamanın adı “bilimsellik” değildir.
Bu ancak kendilerine ait bir akılları, kendilerine ait bir projeleri, kendilerine ait bir fikirleri olmayanların tercih edebileceği bir yoldur. Sonu Washington ya da Londra’ya çıktıktan sonra siyasetin sağından ya da solundan yürümeniz de bir şeyi değiştirmez.
Dipnotlar
[1] https://bianet.org/kurdi/ekonomi/198835-ekonomi-bakanligi-icin-adi-gecen-daron-acemoglu-kim
[2] https://seffaflik.org/hakkimizda/proje-ortaklarimiz-ve-destekcilerimiz/?fbclid=IwAR2LvgkeHD_i78aFj8ecSGdn-
[3] https://www.youtube.com/watch?v=rynPJK3LvK8&t=2323s
[4] https://www.rockefellerfoundation.org/blog/inclusive-economies-sexual-orientation/
[5] https://www.bbc.com/turkce/articles/c51gp8pew2jo
[6] https://islamianaliz.com/makale/9852813/mucahit-gultekin/chpnin-istanbul-sozlesmesi-sevdasi-nereden-geliyor
[7] https://freedomhouse.org/expert/michael-abramowitz
[8] https://www.youtube.com/watch?v=4OqNbmY1hd0&t=648s
[9] https://www. cumhuriyet.com.tr/haber/prof-dr-daron-acemoglundan-korkutan-uyari-cok-daha-zor-zamanlar-bizi-bekliyor-1846388
[10] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
[11] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
[12] https://sputniknews.com.tr/20210616/dunyanin-ucuncu-buyuk-elmasi-botsvanada-bulundu-1044748873.html#:~:text=De%20Beers'in%20rand%C4%B1man%C4
[13] https://africanbusinesslife.com/botsvana,SD_2.html
[14] https://oec.world/en/profile/bilateral-product/diamonds/reporter/bwa
[15] Başak Gürsoy, 2010, Elmas Borsasının Türkiye’de Kurulabilirliği Üzerine Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Yaşar Üniversitesi.
[16] https://embassies.gov.il/istanbul/AboutIsrael/Economy/Documents/Economy.pdf
[17] https://www.reuters.com/article/us-israel-economy-idUSKCN1001RG
[18] https://insidearabia.com/conflict-diamonds-fund-israels-human-rights-abuses/
[19] https://www.britannica.com/topic/De-Beers-SA
[20] https://www.theguardian.com/business/2018/may/29/de-beers-sell-synthetic-diamonds-grown-berkshire-laboratory?CMP=gu_com Ayrıca Bkz. S. D. Chapman, (1985). Rhodes And The City Of London: Another View Of Imperialism, The Historical Journal, 28 (3). Ayrıca Bkz.
[21] https://www.insamer.com/tr/ulke-profili-zambiya/
[22] https://www.bbc.com/turkce/ekonomi/2011/11/111104_de_beers
[23] https://www.samdan.com.tr/galeri/unluler/sukran-guzelis-objektif-karsisina-gecti
[24] https://africanbusinesslife.com/botsvana,SD_2.html
[25] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
[26] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
[27] https://www.mfa.gov.tr/botsvana-siyasi-gorunumu.tr.mfa
[28] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
[29] https://www.artfulliving.com.tr/kultur-ve-yasam/klise-bir-ask-oykusu-uzerinden-emperyalizm-okumasi-i-11299
[30] Mürsel Bayram (2014). Afrika Genelinde İstisnai Bir Devlet: Botsvana, Adam Akademi, Cilt 4, Sayı:1 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/147397
Kaynak: İslami Analiz