Kapitalizm dini, Doğu Kilisesi’ni kuracak, yeni havarilerle yol alacak...

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf KAPLAN ANALİZ ETTİ...

Kapitalizm dini, Doğu Kilisesi’ni kuracak, yeni havarilerle yol alacak...

Korona sonrasında, dünya, öncesinde bildiğimiz, yaşadığımız dünya olmayacak.

Nasıl bir dünya olacak, peki?

Kapitalizm bir din. Seküler bir din. Kilisesi de, havarileri de var.

Korona sonrasında Batılılar dünya üzerindeki hegemonyalarını yitirecekler ama kapitalist Batı uygarlığı bir süre daha varlığını sürdürecek.

Şöyle ki: ‘Kapitalizm dini’ni kuran Batı Kilisesi bitti; yerini Doğu Kilisesi’ne ve yeni havarilerine terkedecek.

BATI UYGARLIĞI VE ŞİDDETE DAYALI HEGEMONYASI

Batı uygarlığı, kapitalizm üzerinden küresel bir sistem kurdu: Bütün medeniyetlerin canına okuyan, kanını emen, zenginliklerini yağmalayan vahşî bir sistem bu.

Batı uygarlığı, şiddete dayalı bir uygarlık. Hem hegemonyasının felsefî temelleri hem dünya üzerinde hegemonya kurma biçimleri hem de bu hegemonyasını sürdürme biçimleri şiddete dayalı.

Hegemonyasının temelinde felsefî olarak şiddet var Batı uygarlığının: Ontolojik şiddet bu: Tanrı, insan ve kâinât’tan oluşan büyük varlık zincirini tepe takmak eden, insanı tanrılaştırarak varoluşsal sistemi tersyüz eden ontolojik bir şiddet.

Ontolojik düzeni yıkarsanız, kaos üretirsiniz ve yeryüzündeki varlıklar arasında varolan kozmosu, düzeni, insicamı, âhengi yerle bir edersiniz!

Tanrı ile insan arasındaki ilişkilerin ters yüz edilmesiyle ortaya çıkan ontolojik şiddet, her alanda karşılığını üretmekte gecikmeyecekti: Kozmolojik düzeni bozan pagan Batı uygarlığı insanın tabiatla ilişkisini de, toplumların toplumlarla ilişkilerini de şiddete dayalı ilişkiler üzerinden tanzim etti.

Tabiata hükmetmeye kalkıştı. Sonuç, tabiatın delik deşik edilmesi, ozon tabakasının delinmesi, çevre felâketi!

Pagan Batılı insan, bütün medeniyetlere saldırdı; bütün medeniyetlerin kökünü kuruttu, yaşama, insanlığa yemişler sunma imkânlarını ve ruhlarını yok etti.

Dinleri fosilleştirdi; antropolojik ölü malzemelere dönüştürdü.

FRANKFURT OKULU, WALTER BENJAMIN VE KAPİTALİZM DİNİ

Frankfurt Okulu’nun en parlak beyni, cins adam Walter Benjamin, kapitalizmi bir din olara tarif etmişti. Benjamin’in kültür endüstrisinin kültürü yok etmesi, röprodüksiyon çağında sanat eserinin un ufak olması gibi çığır açan tespitlerine kafa yordu Türk entelijansiyası, iyi kötü.

Ama onun din üzerinden yaptığı okumaları göremedi bile! Gözleri körleştiği için, ruhunu çoktan teslim ettiği için, medeniyet ruhunu, bakış açılarını yitirdiği için yani.

Zavallı Türk entelijansiyası âşık olduğu için celladına, düşünme ve duyma melekelerini yitirmesi kaçınılmazdı.

O yüzden çağı da anlayamazdı; kendi dünyasını da.

O yüzden kapitalizmi din olarak okuyan Benjamin’in ufkunu salt seküler olan’a ve alan’a kilitledi; böylece kışkırtıcı, harikulade bir hazineden mahrum etti kendisini...

Kapitalizm din’di. Kilisesi de vardı, havarileri de, ritüelleri de. Kültür endüstrisi bu kapitalizm dininin Batı Kilisesi’nin ritüellerini üretiyor, kitleleri, verilen ayartıcı narkozla uyutuyordu. Bu kapitalizm dininin havarileri, kapitalistler, dünya düzeninin lordları, dünyaya istedikleri gibi çeki düzen veriyorlardı.

Batı uygarlığı, bu saldırganlığını sorgulayacak mı? Batılı aydınlar, entelijansiya, felsefî bir sorgulama yapacak mı, korona sonrası süreçte?

Pek sanmıyorum. Kapitalizmle ilgili kaba, derinliksiz, çapsız eleştiriler yapılacak Zizek gibi popstar düşünürler tarafından.

Marx’ın gelişi alkışlanacak, meselâ!

Marx, gelecek mi? Önümüzdeki çağ, komünizme ya da sosyalizme mi gebe?

Batı uygarlığı, kapitalizm üzerinden hegemonyasını sürdürecek ama Batılılar tarafından değil, Doğulular tarafından!

Çin üzerinden yapacaklar bunu. Ya da Doğu otoriteryanizmi aracılığıyla. Çin ve diğer Asya kaplanları, kapitalizmin yeni havarileri olacak!

Kapitalizm Kilisesi, hem el değiştirecek; hem de yer!

Kapitalizm, liberalizm âyinleriyle değil, sosyalizm âyinleriyle Kilisesinde reform yaparak yoluna bir süre daha devam edecek yeni Doğulu havarileriyle...

KAPİTALİZM DİNİ, DOĞU KİLİSESİ ÇİN’LE DEVAM EDECEK...

Kapitalizm dini, koronodan sonra hem kilisesini hem de havarilerini değiştirecek...

Bir süre daha böyle sürdürecek hükümranlığını kapitalizm dini.

Bu arada, olan Çin medeniyetine olacak... Beş bin yıllık Çin medeniyeti ‘kapitalizm dini’nin ana kilisesi olacak, ruhunu, aslî ruhunu kapitalizm dinine kurban verecek: Çin, intihar edecek!

Kapitalizm dininin Doğu Kilisesi’nin yeni havarileri, Japonya, Hindistan, Kore ve bilumum bir düzine diğer Doğulu köle de ruhlarını yitirecekler, kapitalizmin yeni kölelerine dönüşecekler!

Peki, Türkiye, İslâm dünyası ne olacak? Biz ne olacağız?

Biz, kapitalizm dininin doğu Kilisesi’nin yeni havarileri arasına katılmayacağız.

Biz teslim bayrağı çekmeyeceğiz.

Bayrağı yeniden ve daha güçlü bir şekilde dalgalandırma yolculuğuna çıkacağız...

Esaslı bir iç ve dış muhasebe yaparak, elbette.

İnsanlığın umudu olduğumuzu gösteren ufku yakalama çileli yolculuğuna çıkarak...

Vesselâm.