Küresel tesir yaratan her gelişme bir yönüyle ülkelerin gelecek politikalarının şekillenmesi veya yeniden yapılanması için güçlü bir referans üretiyor. Referanstan öte, mecburiyet… Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, öncelikli olarak bir trajedi ve modern çağın son dramı ama aynı zamanda insanlığın güvenlik ve refahı için temel bilgileri temize çekme zaruretini ortaya çıkarıyor. Herkes nasıl bir dünyanın parçası olduğunu hatırlıyor. Ve bazı şeyler bilinse de uygulamada ortayla çıkan tablo sarsıcı olabiliyor. Batı, Ukrayna dramına karşılık Rusya dramını yaratma cesaretini göstererek, ekonomi/politiğin gücünü tarihi zirveye ulaştırmış bulunuyor.
Putin, işgali planlarken bugün yaşadıklarını hesap etmemiş olabilir. ABD ve Avrupa’nın sıradan, göstermelik yaptırımlarla durumu geçiştireceğine bel bağlamış olabilir. Ya da yaptırımların mürekkebi kurumadan Ukrayna’nın genç liderinin arkasına bakmayarak kaçacağını, kendini güvenli bir yere atacağını tahmin etmiş olabilir.
Her ne düşündüyse olmadı ve aslında küresel sistem diye bütün ülkelerin ekonomisi, refahı ve güvenliğinin garantisi ve otoritesi olan bir mekanizmayla acı şekilde tanıştı. Rusya da bütün afra tafralara, göstermelik anti-kapitalist sloganlara rağmen o mekanizmanın üyesidir. Zenginliğinin tek kaynağı sattığı petrol, gaz ya da başka şeyler değil, onlarla beraber küresel sistemin bir parçası olmaktan geliyordu.
Putin şimdi, SWİFT sisteminin bir parçası olmanın petrol ve doğalgaz tüccarı olmaktan daha büyük bir zenginlik kaynağı olduğunu anlıyor. Ya da devasa bankalarının, büyük şirketlerinin, kudretli oligarklarının gücünün sadece uluslararası sistem sayesinde anlam ifade ettiğini görüyor. 640 milyar Dolar gibi muazzam bir milli rezerve sahip olsan da oyunu kuralına göre oynamaktan vazgeçersen, onca paraya elini bile sürmenin imkansız olduğunu bütün dünyanın gözü önünde tecrübe ediyor.
Küresel mekanizma barış zamanında sunduğu benzersiz dolaşım ve güce güç katan çarpan etkisini savaş zamanında yine benzersiz bir izolasyonla geri alabiliyor. Aldı nitekim…
Oyunun kuralı acımasız mı, evet öyle. Ama bu kuralın ortaklarından ve en çok istifade ederlerinden birisi olarak Rusya’nın şikayete hakkı yoktur. Putin’in Rusya’sı, özellikle son yıllarda dünya ekonomisinden hak ettiği paydan fazlasını alarak büyüyen bir ülke oldu. Uluslararası sistemin avantaj ve dezavantajlarından, özellikle enerji fiyatlarındaki spekülasyonlardan yararlanarak büyük paralar kazandı. Rusya oyunun karşısında değil tam içinde oldu. Olup bitenleri, manzarayı en iyi gösteren yerden seyretmeye devam etti ve daha fazlasını istemek dışında sesini hiç çıkarmadı. O yüzden bugün gönüllü olarak masayı devirirken, şikayet hakkını da kaybetti. Yıllardır küresel kapitalizme karşı savaş bahanesiyle yayılmacılığı sürdürürken; Ukrayna yaptırımları gösterdi ki Rusya o kapitalizm olmadan iddia ettiği, övündüğü, hava attığı ekonomi değilmiş. Dünya sisteminin mekanizmaları kilitlenince, küresel şirketlerin hizmetleri kapanınca ve uluslararası markaların tabelaları inince geriye kalan şeye hala ekonomi demek isteyen yine diyebilir ama bunun Rusya halkına refah sağlamaya devam edeceğini söylemek mümkün değildir.
Dünya, karlı alışverişlerle zenginleştirdiği ve görmezden geldiği kusurlarıyla şımarttığı Putin’e dur derken, O’nu kendi halkıyla da baş başa bırakıyor.
Putin Ukrayna’ya çok şey kaybettirecek ama kendi halkına ve Rusya markasına kaybettirdikleri daha çok ve daha kalıcı olacak.