Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. “Ülke yönetiminde ortak aklı, istişareyi, şeffaflığı, denetimi ve hesap verilebilirliği tesis etmenin yolu TBMM’den geçmektedir.” diyen Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
“Bu çoğulcu ve katılımcı anlayışla ülkemizin problemlerini ele almak ise artık bir gereklilik değil; zaruriyettir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne kadar hayati öneme sahip olduğu, bugün içinde bulunduğumuz durum nedeniyle her zamankinden çok daha iyi anlaşılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanını bu konuda daha sorumlu davranmaya ve meseleye hassasiyetle yaklaşmaya davet ediyorum. Güçlü bir yasama; aynı zamanda güçlü bir yürütme ve güçlü bir yargı demektir.
Sayın Cumhurbaşkanı ‘Daha Adil bir Dünya Mümkün’ kitabında BM’nin yapısına ve özellikle de Güvenlik Konseyi’nin işleyişine getirdiği eleştirilere biz de katılıyoruz. Fakat yapılan eleştirileri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin işleyişine uyarladığımızda benzer sorunların ülkemizde de görüldüğüne şahit oluyoruz. BM’de 5 daimi ülkenin veto hakkını kullanarak diğer ülkelerin aldığı kararları reddedebilmesi bugün ülkemizde TBMM’de de aynı şekilde görülmektedir.
Muhalefet partilerinin bir araya gelip ittifak ettiği konularda iktidar, bir hamlede bütün bu girişimleri boşa çıkarabilmektedir. Maalesef muhalefetin tekliflerine hiçbir zaman itibar edilmemektedir. Ülkemizin çözüm bekleyen büyük problemleri ve insanımızın derman aradığı birçok derdi bulunmaktadır. Bir partinin, bir kesimin, bir grubun tek başına alacağı kararlarla bu problemlerin çözüme kavuşması mümkün değildir.
Ekonominin geldiği durum ortadadır! İşte resmi enflasyon rakamları daha geçen gün açıklandı; 19.58! Bu TÜİK’in enflasyonu, insanımızın marketlerde hissettiği manzara ise yüzde 40-yüzde 50’lerdedir. Tarımda, sağlıkta, eğitimde, dış politikada ve diğer tüm alanlarda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Sıkıntılar her zaman olabilir ama bu sıkıntıları ortadan kaldıracak adımları atabilmek; daha geniş ve kapsamlı bir yaklaşımla mümkündür. Saadet Partisi olarak biz, ülkemizin problemlerinin çözümü noktasında TBMM’nin daha etkin ve güçlü hale getirilmesi gerektiğini elzem görüyoruz.
Kanser hastası olan Ayşe Özdoğan Hanım’a gösterilen yaklaşımı tasvip etmiyorum. Çeşitli sebeplerden dolayı suçlu da olabilir; bu nokta fikir beyan etmiyorum ama çocuğu ve eşi dahil bu şekilde cezalandırılmasının insafla bağdaşmadığını düşünüyorum.
Öğrenciler kalacak yer bulamadıkları için şikayetçi olduklarında ‘Devlete karşı başkaldırıyorlar’ diye bakılırsa var olan bir problemi çözmek mümkün olmaz. Geçinemiyorum diyenleri azarlarsanız; o zaman bu insanların dertlerine derman olamazsınız.
Sayın Cumhurbaşkanının son zamanlarda Putin ile yaptığı iki saatlik görüşmede Dışişleri Bakanlığına mensup olan bir sorumlunun bile bulunmaması endişe vericidir. Seçimlere giderken elbette farklı kanaatleri ortaya koyacağız ama bunları birbirimizin hasmıymışız gibi ortaya koymak yanlış olur. Biz bir bütünüz; farklı kanaat ve fikirlerimize rağmen birbirimizle birlikte olmaya mecburuz.”