Tarih: 30.09.2018 16:55

Kanal İstanbul Yetmez, Kanal Türkiye Olsun?

Facebook Twitter Linked-in

30. 09. 2018 Pazar

Çevre Bakanı Murat Kurum ?Kanal İstanbul? projesinin en önemli proje olarak devam ettiğini ifade etmişti geçtiğimiz haftalarda. Açıkçası biraz sürpriz oldu. Ülkenin ekonomik anlamda yaşadığı türbülans devam ederken, böyle maliyetli ve tartışmalı bir projeyi ısrarla zorlamak benim çok anlayamadığım bir şey.

Önceki gün de ajanslara Çinli bir firmanın bu işlere talip olduğu düştü. Çin´in projelerle borçlandırıp gözünü yaşarttığı Sri Lanka (namı diğer Seylan ki; meşhur Kral ve Ben filmi ile hatırlarız, kel kafalı rahmetli Yul Bryner´li) anıları ise belleklerde daha taptaze. Zamanında Türkler gelmesin diye duvar örmüş Çinliler kanalı da bir nevi koruma maksatlı kazar mı bilmem ama ülke hesapsız yatırımdan zaten yeterince yandı.

Bırakın yoğurdu alaska frigoyu bile üfleyerek yemenin zamanıdır.

Ülkeler bir miktar da coğrafyanın mahsulüdür. Tabii ki coğrafyanın zaman zaman sınırları aşılıp alternatifler geliştirilebilir. Örneğin coğrafya Yunanistan´a, Tiran denizinden Akdeniz´e geçiş imkanı vermemiştir. Yunanistan bu eksiği Korint Kanalı ile aşmıştır. Bu anlaşılır. Süveyş ve Panama gibi kanallar da bu minvalde sayılmalıdır.

- Reklam -

Anadolu coğrafyası ise Karadeniz´i Akdeniz´e doğal boğazlarla bağlamaktadır. Bu topraklara bahşedilen su yolu denizcilik sektörünün gelişmesi buradan geçen gemilere sağlanacak her tür lojistik hizmet ile gelir kaynağıdır.

İstanbul Boğazını Trakya´da ikinci bir hat ile yedeklemek aslında coğrafyanın armağanını kullanmaya kudretimiz yok demek bir taraftan. Trakya´da oluşturulacak su yolunun çevresel etkileri ise başlı başına bir alan.

Çevre Bakanı 100 günlük eylem planına dahil etmiş olduğu bu projenin 100 belki de 1000 yıllık sonuçlarını öngörmekle de mükellef. Neticede görevi çevreyi korumak.

Madem Kanal İstanbul bu kadar mühim. Ve Türk halkı kendisine Allah´ın bahşettiği coğrafyayı kullanma konusunda bu denli akim. Ben Kanal İstanbul projesini görüyor ve artırıyorum.

Bence Kanal İstanbul değil Kanal Türkiye olmalı.

Fethiye ve Adana´dan kazılacak kanallar ile Rize, Sinop ve Sakarya´ya çıkış verilmeli. Hatta buna ilave zaten mevcut olan Marmara geçişi yerine Kırklareli´den Saros Körfezine de kanal açılmalıdır. Yapılacak kanallar ile Karadeniz´e kıyısı olan tüm ülkeler kendilerine en yakın noktadan suya kavuşacak ve Boğazlar gemi trafiğine hiç tabi olmayacaktır.

Memleketimizin tamamı münbit bir su yolu ile örülmüş olacaktır. Bu vesile ile de meşhur ?Demirağlarla ördük anayurdu? marşı, ?su yolları ile ördük hem de 100 günde? şeklinde revize olacaktır.

Proje mi proje.
Fikir mi fikir.
Kanal mı kanal.
Yetmez mi Yetmez !

Eğer su yolu konusunda bazı fizibilite sorunları olur ise -mesela Torosları aşmak vs.- o zaman da Fatih´in projesi ile gemileri karada yürütmek konusunda adım atılmalıdır.

Suyun gitmediği yerlerde gemiler karada yürütülmeli ve bu sayede Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan´ın gemileri için en uygun yollar hayata geçmelidir.

Projemi uygun bulmayan ve beğenmeyenleri Kanal İstanbul projesi ile yetinmeye davet ediyorum.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —