Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Başdanışmanı İbrahim Kalın, Alman Die Welt gazetesine verdiği röportajda, gündeme dair çeşitli soruları yanıtladı. Kalın’ın ülkedeki enflasyondan Ukrayna krizine, HDP’nin yasaklanmasından Türkiye-Almanya ilişkilerine kadarçarpıcı açıklamalarda bulunduğu kapsamlı söyleşiden bazı başlıklar şöyle:
Enflasyon ve Lira krizi
Röportajda, Türkiye’de bir yıllık enflasyon oranının resmi verilere göre yüzde 50 olarak açıklanmasına ve buna bağlı olarak Türk ekonomisinin durumuna dair soruya yanıt veren Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ekibi olduğunu ve bu konuda çalışmaların sürdüğünü bildirdi. İçinde bulunulan sarsıntılı dönemin geçeceğine inandığını da kaydeden Kalın, ihracatın artırılarak rekor seviyelere çıkarıldığını kaydederek, enflasyonun da azalmasını umut ettiklerini ifade etti. Bugüne dek gazetecilerin haklarında defalarca “batacakları” öngörüsünde bulunduklarını belirten Kalın, bunun hiçbir zaman yaşanmadığını ve bu öngörüde bulunan gazetecilerin, başka bir alanda çalışmaları durumunda “on kere kapı önüne konulmuş olacağını” savundu.
Ukrayna krizi
Türkiye’nin Ukrayna krizinde nerde durduğu sorusuna ise Kalın, 21’nci yüzyılın devletleri yeni zorlu sorunlarla karşı karşıya bıraktığını belirterek, döneme uygun biçimde prensiplerin de yeniden belirlenmesi gerektiğini kaydetti. İbrahim Kalın, bir yandan Rusya’nın her talebine cevap verilmese de Moskova’yı dinlemenin şart olduğunu, Moskova’ya yönelik yaptırımların da getirisi olmayacağını ifade etti. “Rusya’yı dinlemek ve stratejik endişelerini anlamak gerekli” diyen Kalın, “Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından 30 yıl sonra sınırları yeniden çizmek ve stratejik ittifaklarını yenilemek istiyor” öngörüsünde bulundu.
Ukrayna’ya SİHA satışı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Ankara’nın Ukrayna’ya silahlı insansız hava araçları (SİHA) satışı ve NATO ile ilişkilerine dair de, “NATO’nun dünyanın gördüğü en başarılı ve en önemli askeri ittifak olduğunu ve Türkiye’nin de NATO’da anahtar bir üye olduğunu” belirtti. Bu durumun Türkiye’nin Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika‘da başka ittifaklarla birlikte çalışmayacağı, ilaveten Rusya ve Çin ile iyi ilişkiler yürütmeyeceği anlamına da gelmediğini vurgulayan Kalın, “Herkesle arayı iyi tutmak mümkün mü?” sorusuna verdiği yanıtta, dış politikada 360 derece bakışla hareket ettiklerini ve Türkiye’nin kendine uzanmış bir el varsa bunun hiçbir zaman reddetmeyeceğini aktardı. Coğrafi konumu gereği Türkiye’nin buna mecbur da olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Ankara’nın Kırım’ın işgalini tanınmadığını ve Rusya’nın Suriye’deki rolü ile Libya’daki paralı Wagner birliklerinin varlığını onaylamadığını da belirterek, “Ancak bu nedenle hemen savaşmak zorunda da değiliz” söyleminde bulundu.
Almanya-Türkiye ilişkileri
İbrahim Kalın’a göre Almanya Avrupa‘daki en önemli ülke, ancak ikili ilişkiler olmasını istedikleri düzeyde değil. İki ülke arasındaki büyük potansiyele dikkat çeken Kalın, ulaşılacak çok sayıda ortak hedef olduğunu ve Türkiye-Almanya ilişkilerinde stratejik çıkarlar ve tarihi bakış açılarının yenilenmesine odaklanmak gerektiğini savundu. Berlin’de iktidara gelen ve Ankara’yı sıklıkla eleştiren Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP) koalisyonu ile bu yakınlaşmanın mümkün olup olmayacağı sorusuna ise Kalın, ideolojik saldırılar olmadığı sürece eleştirileri normal karşıladıklarını ve Türkiye’nin eleştirilere açık olduğunu dile getirdi. İbrahim Kalın, bu bağlamda Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimiyle yaşadığı büyük travmayı Alman hükümetinin anlaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’deki demokrasiye ilişkin sorunlar
Gazetenin, Türkiye’de demokrasi açısından eksiklikler olduğu ve bunun nasıl giderilebileceği sorusuna da yanıt veren Kalın, bu konudaki en büyük sorunun HDP olduğunu ifade etti. HDP kendini demokratik bir parti olarak lanse etmesine rağmen emirleri PKK’dan aldığını savunan Kalın, bunun kabul edilemez olduğunu ve “uluslararası sosyalist dayanışmanın kim olursa olsun, ne yaparsa yapsın solu desteklediğini, bunun da ciddi bir sorun ve bir körlük” olduğunu dile getirdi.