KADEM, MAZLUMDER, ÖZGÜRDER VE DİĞERLERİ; GÜN BUGÜNDÜR

Seyyah Medya'dan Cem Sahir İslam, İSMEK'in bayan personeliye yönelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin söylemiş oldğuu skandal sözlerle ilgili olarak STK'ların olası tavırlarını değerlendiriyor

KADEM, MAZLUMDER, ÖZGÜRDER VE DİĞERLERİ; GÜN BUGÜNDÜR

Başlık hiçbirinize karşı bir önyargı içermiyor. Tam tersi seviliyorsunuz, sizlerin özellikle anılma sebebiniz, etkinliğiniz ve akla ilk gelenler olmanız. Arada bir tenkit edilseniz de güzel işler yapıyor ve yeri geldiğinde sesinizi yükseltiyorsunuz. Ama gün ses yükseltmekle birlikte sonuç alma günüdür. 

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin, yirmi İSMEK Bölge Direktörü hanıma karşı gösterdiği akıl almaz performans artık yargı önünde. Öte yandan İBB içinde de soruşturma başlatılmış ancak bizim konumuz değil. Konumuz değil çünkü Şişli’nin bir üst amiri Genel Sekreter imzasıyla başlatılan bir süreç. Bu kadar önemli bir iddiada Başkan’ın bayrak kaldırıp, tarafları dondurup Teftiş’i göreve bizzat çağırması gerekirdi. En baştan, işin sıkı tutulmadığı belli. 

 

Bu durumda elimizde yargı süreci kalıyor. Elbette davacı kadın yöneticilerin avukatları var ve işi kendi maharetlerince götürecekler. Şunu unutmayalım; o avukat arkadaşlarımızın birinci görevi, müvekkillerinin haklarını korumak ve azamî düzeyde mağduriyetlerinin tazminini sağlamaktır. 

 

Ancak burada, bu davada tüm bunları aşan şeyler var: işyerinde cinsel taciz var, onun şu ana kadar zikredilmemiş veya hukuka yansımamış formları var. Kişilerin tercihen veya hayatın icbar ettiği sebeplerden ötürü öznesi oldukları özel hayatlarının topluluk önünde ortaya serilmeye zorlanması ve o özel hayatlarından ötürü istiskali var. Ve tabii ki ardından gelen o yüz kızartıcı “ahlaksız teklif” var.

 

İçinde oldukları varsayılan sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik sınıftan ötürü hakaret ve aşağılama (defamation) var. Hatta dava dilekçesine layığınca girmemiş olan, şu ana kadar yaptıkları işin yok sayılması, amirlerince verildiği için yaptıkları işlerin, herhangi bir objektif performans kriteri sunulmadan küçümsenmesi var. Olup olmadığı su götürür vücut kokusundan ötürü topluluk önünde ve topluca aşağılanma var (gerçek olması halinde bile teke tek ve usulünce söylenecek bir durum).     

 

Zorbalık (bullying) ve ona bağlı aylar süren mobbing var. Öyle bir iklim oluşturulmuş ki davacı hanımlar aylar boyunca işlerini kaybetme korkusuna seslerini çıkaramıyor, haklarını arayamıyor. Çünkü aradıkları anda tepelerine vurulacağından adları gibi eminler; öyle bir iklim. Süreç boyunca şahit oldukları, işten çıkarmalar ve önlerindeki belirsizlik o sindirilmişlik psikolojisini de besliyor, büyütüyor. İşte o psikolojiyi yaşatmak, zamana yayılmış bir mobbingdir. 

 

Tam da bu fiillerin tek tek tasnif edilip özellikle kadınların çalışma hayatında daha etkin olduğu/olacağı günümüzde ve önümüzdeki dönemlerde emsal olacak kararlara ihtiyaç var. Bunun için ise bu davayı sadece bu dava görmeyen, onu daha geniş bir tecrübe ve perspektif ile ele alacak, en azından mütalaa verip konsültasyon yapacak hukuk desteği elzemdir. Ve belki de o şekilde ele alındığında uzaması mukadder süreç boyunca davacı arkadaşlarımıza maddî destek gereği doğacaktır. 

 

En önemlisi bu süreç daha sert tweeti atmakla iktifa edip ellerin taşın altından çekileceği bir süreç olmamalıdır. Başta kadınların ama nihayetinde hangi meşrepten olursa olsun kadın-erkek tüm çalışanların işyeri huzuru ve yine hangi meşrepten olursa olsun yöneticilerin sınırlarını bilmesi açısından bu dava, bir dönüm noktası olabilir. O yüzden sesimizi yükseltelim ama daha önemlisi sabırla ve ince ince çalışılması gereken bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu görelim; istirham ediyorum.

 

Ey STKlarımız! Mesela ilk iş olarak, tüm STKlarımıza açık bir ortak çalıştay veya arama konferansı yapabilrsiniz. Hem bu vesileyle uzunca bir süre sonra, ortak bir ülkü etrafında da toplanmış olursunuz. İzleyici olarak memnuniyetle yerimi alır, olmaz ya, lüzum olursa ve dinlerseniz fikirlerimi, tecrübelerimi de paylaşırım.  

 

Ey STKlarımız! Göreviniz; tabii eğer kabul ederseniz, bu şerrin hayra evrilmesinde vesile olmaktır. Ne güzel bir görev, ne güzel bir vesile.

Kaynak: seyyahmedya.net

Seyyah Medya'dan Cem Sahir İslam, İSMEK'in bayan personeliye yönelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin söylemiş oldğuu skandal sözlerle ilgili olarak STK'ların olası tavırlarını değerlendiriyor