Ocak Medya'dan İbrahim Yersiz Yazdı;
İnsanların iyiliği veya kötülüğü büyütmesi bütünüyle kendi ellerindedir ve birine bakarken ilk düşündükleri her ne ise onda genelde görüp büyüttükleri odur.
Kötülük elbette karşı tarafta görülen duyulan veya hissedilen herhangi bir kötülükle ortaya çıkar, ancak bu genelde insanın arayıp bulduğu şeydir.
Yani aranan şey iyilik olsaydı bulacağı şey muhtemelen iyilik olacaktı. Sonuçta insanda iyilik olduğu gibi kötülükte bir özellik olarak vardır ve insan bu iki özelliğiyle birlikte hayata kalmayı başarmış bulunmaktadır; dahası, bu iyiliği dengelediği gibi, iyi olmanın amacını da öğreten odur.
Burada size farklı olarak söyleyebileceğim şey şudur: insanın bu iki duygudan hangisini büyüteceği önemli oranda onun kendi elindedir ve netice karşısındaki kişide hangi duyguyu uyandırıp büyüteceğinize göre varlık göstermektedir.
Yani daha basit bir ifadeyle karşınızdaki kişinin iyiliğini de kötülüğünü de üzerinize çeken sizsiniz, karşınızdaki kişi yalnızca sizden aldığına karşılık vermektedir.
Bu bütünüyle sizin karşı kişide görmek istediğiniz şey olarak kötülük veya iyilik görmeniz ve ona karşı o temelde bir tutum alarak kötülüğünü ve veya iyiliğini dışa vurmanızla ilgilidir. O nedenle birinin kötü olması veya kötü kalması bütünüyle sizin kendi elinizdedir; çünkü eğer iyilik görmek istiyorsanız o zaman yapacağınız şey iyiliğini görmeniz ve o duyguyu büyütmeniz gerekir.
Muhtemelen bunun sizin elinizde olmadığını düşünüyorsunuzdur, çünkü öyle öğrenmiş bulunuyorsunuz. Ama inanın bu bütünüyle sizin kendi elinizdedir ve bunun sizin elinizde olması da kesinlikle bir tesadüf değildir. Bu bütünüyle sizdeki duyuların karşılıklı olarak aradıkları ilk şeyin o olmasından ötürüdür.
Elbette karşı tarafta kötülük görmeniz bir tesadüf değildir; ancak neticenin elinizde olması bu işin en önemli noktasıdır, çünkü onu bilince çıkardığınızda neticeyi değiştirme imkanı da sizin kendi elinize geçmektedir.
Şu nettir; karşınızdaki insanda ne görüyorsanız onda uyandıracağınız duygu yüksek ihtimalle o olacaktır.
Bazıları insanların iyi olduğunu söyler, bazıları da kötü ki; insanların iyi olduğu sözü doğru olduğu kadar kötü olduğu sözü de doğrudur, sonuçta insan bu iki özelliğin bir toplamıdır, varsa düzenli bir hayatı, bu onun o özelliğini bir muvazene içinde götürdüğü içindir. Burada önemli olan sizin o iki özellikten hangisini harekete getirdiğiniz ve tahrik ederek kendi üzerinize çektiğinizdir.
Bu sizin kendi hayatınızı bir düzene sokmanız açısından önemli bir konudur, çünkü biriyle bir araya geldiğinizde onda ne görmek istiyorsanız ondan göreceğiniz şey o olacaktır.
Bu da iyiliği ve kötülüğü büyütmenizin sizin kendi elinizde olduğu anlamına gelmektedir. O yüzden siz siz olun karşınızdaki kişide iyilik görün, iyiliğiyle yüzleşin, yoksa kötülük görüyorsanız yüzleşeceğiniz kötülü olacaktır.
Bir kural olmamakla birlikte sizde kötü biri olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz; çünkü siz de tüm her şeyi kontrol edemediğiniz bir hayatın bileşenisiniz ve hayatta kalmak için bu iki özelliği bir eşgüdüm içinde götürmek zorundasınız.
Ancak iyi olup kötü görmek veya kötü olup iyi görmek alışıldık bir şey değildir ama kötü bakanın kötü göreceği veya iyi bakanın iyi göreceği yüksek bir olasılıktır. O yüzden iyi görenin iyi görmesi ve karşısındaki insanın içindeki iyiliği harekete getirerek onu kendisi için bir mükafata dönüştürmesi yüksek oranda kendi elindedir.
Kötülük elbette insani bir istidattır, ama iyilik de öyledir ve insan kendisini kötülük yapmaya zorunlu olduğu oranda iyilik yapmaya da zorunludur, çünkü insanın iç muvazenesini, yani bir anlamda ruhsal dengesini bulması koşulu bu iki duyguyu bir denge içinde götürmesiyle mümkündür.
Sizin birinden iyilik görmemiş olmanız veya yalnızca kötülük görmüş olmanız o kişinin bütün olarak iyilikten yoksun olduğu anlamına gelmez, siz onun içindeki iyiliği harekete geçirmemiş biri olarak onun gözünde o iyiliği hak etmemiş görünüyor olabilirsiniz.
Demem o ki, karşınızdaki kişide iyilik görmeniz ve o iyilikten fayda görmeniz önemli oranda sizin kendi elinizdedir, o iyiliği büyütmeniz de öyle…
Siz insanların içindeki kötülüğü gördüğünüz veya görmeye çalıştığınız sürece göreceğiniz şey o kötülükten başka bir şey olmayacaktır.
Kısacası insanın gördüğü şey genelde görmek istediği şeydir. Ne yazık insan kimde neyi görmek istiyorsa onda gördüğü şey odur, o yüzden siz siz olun birine bakarken iyilik görün ve iyilik görün ki iyiliğini görün. Ya da kötülük görün kötülükle yüzleşmeye hazır olun. Çünkü birinin size verdiği şey sizin onda gördüğünüz veya görmek istediğiniz şeyden öte bir şey değildir.
Elbette normal şartlarda insanın görmek istediği şey kötülük değildir, ancak hayat insanı kötülük beklemeye şartlamış, aklına ilk gelenin o olmasına yol açmış bulunaktadır. İnsan o yüzden karşısındaki kişiye güvenmiyor, bakarken ilk göreceği şeyin kötülük olabileceğini düşünüyor.