İçişleri Bakanı Soylu’nun görevden alınacağının konuşulduğu bir dönemdi. O sıralar, Yavuz Ağıralioğlu bakanlıktaki kadrolaşmaya dair düşüncelerini dile getirir oldu. Hakan Fidan’ın AKP’den Meclis’e gireceği söylentisi yayılınca da MİT Müsteşarı olmayı düşünmeye başladı.”
Bunu bana söyleyen, Meral Akşener’in çok yakınındaki bir isimdi. Ağıralioğlu’nun aslında neden istifa ettiğini konuşurken eski parti üyesinin ruh halini anlatmak için verdi bu örneği.
Uzun bir süre önce şu iddiayı duymuş ama teyit edememiştim: Binali Yıldırım, altılı masayı dağıtmak için görevlendirildi. Hatta İYİ Parti’den iki isimle görüşmeler yapıyor. İddia edilen o isimlerden biri de Yavuz Ağıralioğlu idi.
Gün geldi…
Ağıralioğlu, “Gördüğüm lüzum üzerine İYİ Parti’den istifa ediyorum” dedi ve partisine veda etti.
Bunun üzerine, aylar önce duyduğum iddianın peşine düştüm. İYİ Parti’nin etkin isimleriyle konuştum. Akşener’in yakın çalışma arkadaşlarından bir kaynağım şunları söyledi:
“AKP’li Faruk Çelik’in ‘Yavuz Bey yapacağı bütün eleştirileri yaptı, artık icraat zamanı’ sözüne dikkat kesilin. Sonra Ağıralioğlu’nun Hasan Doğan’la ve Fahrettin Altun’un bir yardımcısıyla diyaloglarını araştırın, bakın neler çıkar…”
Konuştuğum İYİ Partili isim daha önce dillendirilen o tezi de ekledi: “Eğer arzuladığı gibi genel başkan yardımcılığı görevi verilseydi, bu istifa gerçekleşmezdi. Ama bence asıl planı şu: İktidar seçimi kaybederse, Mustafa Destici artık BBP Genel Başkanı olarak kalmaz. Ağıralioğlu da hep hayal ettiği gibi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun koltuğuna oturur. Görülüyor ki birden fazla dala oynuyor.”
İYİ Parti’nin bir yöneticisini de aradım. O ise bu iddialara dair konuşmak istemedi. Lakin, Ağıralioğlu’nun geçen sene İYİ Parti’deki Türk Dünyası ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı görevinden alınmasına dair şunları söyledi:
“O görevden alınması hep CHP’ye ve altılı masaya bağlandı. Halbuki gerçek değildi. Kendisi görev alanı olmasına rağmen, toplam 4 kez yurtdışına gitti. Yani, istediğimiz performansı göstermiyordu. Bakın yerine gelen Rıdvan Uz, her ayın büyük bir bölümünde yurtdışına giderek o ülkelerdeki ilişkilerimizi büyütmeye çabalıyor.”
Elbette, tüm bu iddiaları sormak için Yavuz Ağıralioğlu’nu da aradım. Ancak Ağıralioğlu sessiz kalmak istedi ve şunu demekle yetindi: “Söyleyeceklerimi paylaştım. Yeni bir şey söylemenin lüzumu da yok sanki. Mazur görün, süreci izlemeye çalışıyorum.”
YÜKSEK YARGIDAN KARŞI SES
Yargıtay ve Danıştay üyelerine zam yapılması teklifi yargı dünyasını karıştırdı. Zira adliyelerde görev yapan binlerce hâkim ve savcı, bu düzenlemenin dışında bırakılıyordu.
Bununla birlikte, konuştuğum bir Yargıtay savcısı da bu teklife karşıydı. İşte halen yüksek yargıda görev yapan o ismin söyledikleri:
“Ülke zor bir dönemden geçiyor. Deprem, pandemi sonrası meydana gelen ve önlenemeyen yüksek enflasyon, bireyleri ekonomik olarak sıkıntıya düşürdü. Bazı yüksek yargı üyelerinin uzun süredir ilk derece ve bölge adliyelerde çalışan meslektaşlarından fazla ücret alma taleplerini ülke yöneticilerine ilettikleri biliniyor. Gerekçe olarak Anayasa Mahkemesi üyelerinin maaşlarını ileri sürüyorlar. Ama ben ve birçok meslektaşım son yasa değişikliğinin zamanlamasının uygun olmadığını düşünüyoruz. Deprem felaketinden sonra, bu yönde farklı bir uygulama toplumda yüksek yargıya olan güveni zedeler…”
Kaynak: Farklı Bakış