Tarih: 23.06.2018 11:11

İttifaklar milletvekili dağılımını nasıl değiştirecek?

Facebook Twitter Linked-in

Koç Üniversitesi´nde akademik çalışmalarını sürdüren Nezih Onur Kuru, 24 Haziran seçimlerinin sonuçları üzerinde ittifakların ne kadar etkili olacağını analiz ediyor.

Türkiye 2015 Kasım´dan bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetlerinin güven oylaması niteliğine dönüşen referandum ve seçimleri tecrübe ediyor. Araştırmalara göre Cumhur İttifakı´nın Millet İttifakı ve HDP karşısında mecliste sandalye çoğunluğunu elde etmekte zorlanacağı tahmin ediliyor. 1 Kasım 2015´te MHP ve BBP´yi tercih etmiş seçmenlerin çoğunluğunun Cumhur İttifakı´nı destekleyeceği inancı tartışmaya açık. AK Parti´nin Erdoğan liderliğinde seçmenini yüzde 90´lara varan seviyede konsolide ettiğini söylemek mümkün. Ancak OHAL uygulamaları üzerinde yaşanan tartışmalar ve Türk Lirası´nda yaşanan değer kaybı partinin oy havuzunu genişletmesinin önüne geçiyor.

Pazar günü sonucu belirleyecek olan faktörler, referandumda hayır oyu vermiş MHP ve BBP seçmeninin tutumu ile Haziran ve 1 Kasım´da HDP´ye oy vermiş seçmenlerin tercihi.

2017 referandumu sonrasında meclis seçimleri için ittifakların önünün açılması da AK Parti´nin aleyhine işlemesi muhtemel. Saadet Partisi ve Demokrat Parti gibi daha önceden AK Parti´ye oy vermiş seçmenlere hitap edebilecek partiler, Millet İttifakı bünyesinde seçim barajı engelini aştılar. Böylece bu partiler mecliste kendilerini temsil edebilecek konuma geldiler. Cumhur İttifakı´nın meclis çoğunluğunu elde etmekte zorlanmasının diğer sebebi de D´Hondt sistemi. Bu sistemin partilerin elde ettikleri oy sayılarını bölmeye dayalı olması, oy sayısı açıkça fazla olan partilere sandalye dağılımı konusunda avantaj sağlıyor. Diyelim ki, 8 sandalyeye sahip olan A seçim bölgesinde, B partisi 80 bin, C partisi 40 bin, D partisi 30 bin oy almış olsun. D´Hondt sistemine göre milletvekili dağılımı sırasıyla 5, 2, 1 şeklinde gerçekleşiyor. Eğer B partisi karşısında C ve D partileri ittifak yaparak seçime katılsalardı sandalyeler eşit dağılacaktı.

Dolayısıyla D´Hondt sistemi oy oranları ile meclisteki sandalye oranları arasında önemli farklılıklara yol açıyor. 1 Kasım seçimlerinde oyların yarısından azını alan AK Parti, HDP´nin de barajı geçmesine rağmen 317 sandalye kazanarak parçalı muhalefet karşısında, özellikle nüfusu az olan seçim bölgelerinde sandalyelerin çoğunluğunu kazanarak, tek başına iktidar olabilmişti. Ancak bu seçimde muhalefet partilerinin seçime oylarını birleştirme amacıyla ittifak bünyesinde katılması hesapları değiştirdi.

Muhalefet partilerinin söz konusu teknik engelleri aşmak için getirdikleri çözüm ?Millet İttifakı? oldu. Henüz İyi Parti kurulmamışken sandık ve mahalle bazlı analizlere göre 1 Kasım´da MHP ve BBP´ye oy vermiş kişilerin yüzde 80´e yakınının ?Hayır? oyu vermesi muhalefet liderlerini cesaretlendirdi. Böylece muhalefet referandumda oluşan ?Hayır? blokunu korumak ve 1 Kasım´da Cumhur İttifakı´nda bulunan partilere oy vermiş seçmenleri yanına çekebilmek adına ?Millet İttifakı? seçimlere katılıyor. Ayrıca muhalefet partilerinin güçlü adaylarla Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmaları da partileri iddialı kılıyor.

Ancak araştırmalara göre, ?Evet? ve ?Hayır? blokları arasında kitlesel bir kayıştan bahsetmek zor. ?Hayır? blokunu desteklemiş olan seçmenler gelişmelerden ağırlıkla hükümeti sorumlu tutmaya devam ediyorlar. İktidarın medyayı etkin kullanması ve 16 yıllık iktidarı sonunda oluşmuş kredisiyle birlikte ?Evet? blokunda  yer alan seçmenlerin çoğunluğu AK Parti ve Erdoğan´ın hala ekonomi ve siyasette oluşan tıkanıkları çözebilecek güce sahip olduğunu düşünüyor. Böylece meclisteki sandalye dağılımını, ?Evet? ve ?Hayır? bloklarının kıyasen ne derecede muhafaza edildiği belirleyecek.

CHP´nin kısa sürede sağ seçmenleri yanına çekmesi mümkün gözükmüyor. Ancak dinamik bir görüntü çizen ve halkçı bir söyleme sahip olan İnce´nin vasıtasıyla, CHP daha önceden merkez sol partileri desteklemiş ancak ekonomik nedenlerle AK Parti´yi tercih etmiş bireylere hitap edebilir. Ayrıca CHP kararsız ve oy kullanmayan seçmenler için de uzun bir aradan sonra güçlü bir alternatif sunuyor. İyi Parti´nin meclis seçimlerinde referandumda hayır oyu kullanmış MHP ve BBP seçmenlerine güvendiği söylenebilir. Ayrıca milliyetçiliği ve merkez sağ geleneği kadrolarında birleştiren parti AK Parti seçmenlerine de göz kırpıyor. Ancak sandık bazlı analizlere göre 1 Kasım´da MHP ve BBP´ye oy vermiş seçmenlerin beşte dördünün referandumda hayır tercihinde bulunduğu gözlemlense de, araştırmalar MHP seçmenlerinin yaklaşık en az üçte birinin partilerine oy vermeye devam edeceğini gösteriyor. Bunun yanında İyi Parti´nin AK Parti seçmenlerinden sadece yüzde 2-3 seviyesinde destek bulabildiği görülüyor.

İyi Parti´nin araştırmalarda beklentilerin altında kalan performansı MHP ve BBP´lilerin parti aidiyeti, terör ve güvenlik endişeleri bağlamında ittifakta bulunan CHP´nin HDP ile yakınlaşmasına yönelik kızgınlık ve AK Partililerin Erdoğan´a sadakati ile açıklanabilir. Bunların yanında medya desteği bulamaması ve FETÖ ile ilişkili olduğu algısı da partinin önündeki diğer engeller.

HDP seçmeninin önemli bir bölümü 1 Kasım seçimlerinde ve referandumda HDP´nin kendisini ?hendek siyaseti? ve PKK şiddetinden ayıramamasını cezalandırdı. Ayrıca hükümetin bölgeyi terörden arındırıp, kayyum atanan belediyeler aracılığıyla hizmet siyaseti götürmesi de bölgede ?Cumhur İttifakı?nı güçlendirdi. Böylece ?Evet? bloku referandumda HDP´lilerin yüzde 10´unun desteğini alırken, yüzde 10´luk bir diğer kesim ise sandığa gitmedi. Ancak Afrin Operasyonu ile birlikte AK Parti´nin MHP ile ittifakını güçlendirmesi, OHAL uygulamaları ve Selahattin Demirtaş´ın adaylığı üzerindeki tartışmalar, baraj kaygısıyla beraber HDP´nin daha çok destek bulabileceğine işaret ediyor. Ayrıca seçmen artışının en yüksek Güneydoğu Anadolu´da gözlemlenmesi de, gençlerden daha çok destek bulan parti için avantaj. Ancak HDP´nin ittifak dışında kalmasıyla beraber seçim barajını aşamaması muhtemel. Bu durumda partinin sandalyeleri ağırlıkla ?Cumhur İttifakı?na geçecek ve böylelikle ittifak mecliste çoğunluğu doğrudan elde edecek. Bu nedenle ?Millet İttifakı?na oy verebilecek olan seçmenlerinin bir bölümünün ?stratejik oy? kullanarak HDP´nin barajı aşmasına yardımcı olacakları tahmin ediliyor. Son olarak Saadet Partisi´nin sakin bir söylem ve etkin sosyal medya kullanımıyla birlikte öne çıktığı görülüyor. Partinin İslami çizgisi ve adalet vurgusuyla AK Parti´ye 2015 öncesi seçimlerde oy vermiş ancak son seçimlerde oy kullanmamış seçmenlere hitap ettiği söylenebilir. Ancak Saadet Partisi´nin CHP ile ittifak yapmış olması mevcut AK Parti seçmenlerinin partiyi tercih etmesini büyük ölçüde engelliyor.

Referandum ve Kasım 2015 seçimleri baz alınarak yapılan simülasyonlarda, ?Evet? blokunun oy sayısı Cumhur İttifakı´na eşitlendiğinde, ?Hayır? blokunun oyları da HDP Kasım 2015 oylarına göre HDP ve Millet İttifakı olarak paylaştırıldığında, Cumhur İttifakı´nın 315, Millet İttifakı´nı 224, HDP´nin 61 sandalyeye ulaşacağı gözlemleniyor. Ancak referandumdan bu yana Afrin Operasyonları, OHAL uygulamaları ve ekonomideki gelişmelerle birlikte; seçim bölgelerindeki sandalye dağılımlarında değişiklik getirecek oy kaymaları yaşanması oldukça muhtemel. Yine de 550 sandalyeli mecliste 357 sayısına ulaşmış olan Cumhur İttifakı´nın 600 sandalyeli mecliste 310-320 aralığına gerilemesi muhalefetin ittifak hamlesinin önemini ortaya koyuyor.

Seçim bölgelerini beş kategoride analiz etmek mümkün. Birinci kategoride, seçim bölgesine eklenen yeni sandalye dağılımı etkiliyor. Bu nitelikteki 23 seçim bölgesinde Millet İttifakı´nın eklenen sandalye veya sandalyelerin çoğunluğunu kazanacağı ön görülüyor (Afyon, Ankara, Aydın, Bursa, Denizli, Edirne, Eskişehir, Elazığ, Gaziantep, Isparta, İstanbul, İzmir, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Ordu, Sakarya, Tekirdağ). İstanbul, İzmir, Adana, Bursa ve Kocaeli´de artan sandalye sayısı HDP´ye avantaj getirirken, Cumhur İttifakı ve HDP arasında Ağrı, Batman, Muş, Diyarbakır ve Şanlıurfa´da yeni sandalye için mücadele yaşanıyor. Ayrıca Cumhur İttifakı´nın üç büyükşehirde yeni sandalye elde etmesi muhtemel.

İkinci kategoride ise Doğu ve Güneydoğu´da Cumhur İttifakı ve HDP arasında mevcut sandalyelerin dağılımı için çekişme yaşandığı gözlemleniyor. Diyarbakır, Hakkari, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van´da Cumhur İttifakı HDP´nin elindeki son sandalyeyi elde etmeyi amaçlıyor. Ayrıca Diyarbakır ve Şanlıurfa´daki rekabette Millet İttifakı´nın da şansı olduğunu ifade etmek gerekir.

Üçüncü kategoride ise, MHP ve BBP seçmenlerindeki kitlesel muhalif kaymayla birlikte Millet İttifakı´nın seçim yarışını birinci olarak tamamlaması muhtemel 7 bölge (Adana, Antalya, Balıkesir, Mersin, Uşak, Yalova, Zonguldak) yer alıyor. Böylece muhalefet partileri söz konusu bölgelerde ittifak yardımıyla en az bir sandalye daha elde ediyorlar. Ayrıca Ankara, Denizli, İstanbul ve Manisa´da Millet İttifakı´nın birinci olma şansı bulunuyor. Dördüncü kategoride sandalye sayısı değişmemesine rağmen, Millet İttifakı´nın Cumhur İttifakı´nın elindeki son sandalyeyi kazandığı 8 bölge bulunuyor (Aksaray, Giresun, K.Maraş, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Trabzon Tokat, Yozgat). Son kategoride ise muhalefetin yükselecek performansına bağlı olarak Millet İttifakı´nın bir sandalye daha kazanabileceği 9 il daha mevcut (Düzce, Samsun, Kayseri, Şanlıurfa, Rize, Diyarbakır, Sivas, Osmaniye, Malatya). Özetle, 24 Haziran seçimlerinde Cumhur İttifakı´nın 290-320, Millet İttifakı´nın 220-245, HDP´nin ise 55-70 sayıları aralığında sandalye kazanması bekleniyor. Sonuçları belirleyecek olan faktörler olarak, referandumda hayır oyu vermiş MHP ve BBP seçmeninin tutumu ve Haziran ve 1 Kasım´da HDP´ye oy vermiş seçmenlerin tercihi göze çarpıyor. Ekonomideki gelişmelerden ve OHAL uygulamalarından ötürü AK Parti´den uzaklaşan ancak henüz başka bir alternatife yönelmemiş olan seçmenlerin kararları da etki getirecek diğer faktör olarak düşünülüyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —