Tarih: 27.09.2022 15:23

İtalya’dan Çin’e kötü haber!

Facebook Twitter Linked-in

İtalya’da Pazar günü yapılan seçimlerden radikal Sağ çizgideki “İtalya’nın Kardeşleri” partisi birinci çıktı. 45 yaşındaki Giorgia Meloni liderliğindeki parti 2018 seçimlerinde sadece “yüzde 4” civarında oy almıştı. Meloni’nin diğer iki büyük Sağ partiyle kurduğu ittifakın toplam oyuysa “yüzde 43” oldu. Meloni’nin büyük ortak olduğu “Sağ ittifak” Meclis ve Senato’da çoğunluğu kazandı. Kezâ Meloni 1945’den bu yana İtalya’nın en Sağcı Başbakanı olacak.

11 Eylül’de İsveç’teki seçimlerde yine radikal Sağ parti “İsveç Demokratları” ikinci parti çıkmıştı. Şimdi “İtalya’nın Kardeşleri”nin seçim zaferi kazanmalarıysa, daha çok “İslam” ve “Göçmen” karşıtlığıyla öne çıkan köktenci Sağ partilerin “ana akım” haline geldiğine ilişkin kaygıları derinleştiriyor. Bir zamanlar Avrupa siyasetinin uçlarında yer alan ve toplumsal temsiliyet oranları bir hayli düşük olan radikal Sağ hareketler kitlesel desteklere ulaştılar. Merkez Sağ ve Merkez Sol partilerin oy tabanlarında ciddi kayıplara yol açan bu gelişmelerin “Hitler” ve “Mussolini”yi doğuran “1930’lar Avrupası”na benzetildiğini hatırlatalım. Nitekim Giorgia Meloni’nin partisi de Mussolini’nin siyasî mirasının yeni bir türevi olarak görülüyordu.

Öte yandan bu partilerin “Avrupa Birliği’ne karşı mesafeli olmalarıysa “Liberal Avrupa” projesinin sonuna gelindiğine dair öngörüleri de güçlendiriyor. Bu bağlamda Meloni’nin zaferi, “Avrupa Birliği” içinde eğreti duran Budapeşte Yönetimi’nin de elini güçlendirecek. Nitekim “İtalya’nın Kardeşleri”ne Avrupa’dan ilk kutlama mesajı Macaristan’dan geldi.

Giorgia Meloni partisini İngiltere’de “Muhafazâkâr Parti” ve ABD’de Trump’ın peşinden sürüklediği “Cumhuriyetçi Parti”nin temsil ettiği Sağ çizgiye yakın olduğunu ifade etmişti. Bazı siyasi analizcilerse Meloni ve “İtalya’nın Kardeşleri”ni Trump’ın yanı sıra Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro ve Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın da içinde yer aldığı “Küresel Sağ” hareketin bir parçası olarak görüyorlar.

Avrupa’daki ırkçı-köktenci Sağ partilerin siyasî söylemleri ana akım partileri de etkileyip dönüştürdü. Etkilenme sadece Merkez Sağ partileri değil, ana akım Sol partileri de içeriyor. Taban kaybetmek istemeyen Merkez partiler söylemlerini göçmen karşıtı köktenci Sağ’ın “Beyaz, Hıristiyan Avrupa” söylemlerine yakınlaştırmaya çalıştılar. Bunun en çarpıcı örneği 2010’da “Almanya kendini yok ediyor” başlıklı kışkırtıcı bir kitap yazarak ciddi tartışmalara yol açan “Sosyal Demokrat Parti(SDP”nin önde gelen isimlerinden Thilo Sarrazin idi. Sarazin adı geçen kitabında Müslüman göçmenler için hakaret ve nefret içeren ifadeler kullanıyordu.

Sarazin 2018’de de “Düşmanca Devralma – İslam Gelişmeyi Nasıl Engelliyor ve Toplumu Nasıl Tehdit Ediyor” adlı ikinci kitabını yayınladı. Irkçı çizgideki “Almanya için Alternatif(AfD” partisinin sahip çıktığı Sarazin’in “SDP”den ihraç edilmesiyse ancak 2020’de gerçekleşiyordu.

1990’larda “Hitler” ve “Mussolini” ye çağrışım yapan siyasî ve ideolojik söylemlere sahip partiler koalisyonlardan dışlanıyordu. Bu dönemler artık geride kaldı. Avrupa’da köktenci Sağ partilerin meşruiyet kazanmalarında Merkez Sağ partiler önemli rol oynadılar. Tek başlarına Hükümet kuracak sayısal oranları elde edemeyen Merkez partiler bu partilere yeşil ışık yaktılar. Ayrıca, hem ABD’de, hem de Avrupa’daki ana akım medya organlarının da radikal Sağ hareketlerin kitle desteği elde etmelerinde rol oynadıklarını hatırlatmak gerekiyor.

Giorgia Meloni’nin zaferi, Çin ve Rusya içinse, ‘kötü haber’. Avrupa’nın Ukrayna’ya daha fazla yardım etmesi için çağrılarda bulunan Meloni, “Ukrayna kaybederse, sonuçları hepimiz için çok ciddi olacak” demişti. Diğer yandan Meloni Batı Balkanlar, Afrika, Hint-Pasifik ve Latin Amerika’nın bazı bölgelerinde Rusya ve Çin’in etkisine karşı koymanın yönetiminin en önemli önceliği olacağını söylemişti. ABD, Kanada, Japonya, Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa’dan oluşan “G-7”de Çin’in “Kuşak-Yol Girişimi”ne imza atan tek ülkeyse İtalya idi. Meloni İtalya›nın “Girişim”e imza atmasını “büyük bir hata” diye nitelemişti. Pekin ile “Kuşak- Yol Girişimi” anlaşmasını yenilemeyeceğini belirten Meloni, Tayvan ile ilişkileri güçlendireceğini de söylemişti. Bu yüzden Tayvan medyasında Meloni’den “Tayvan dostu” olarak söz ediliyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —