Biliyorum, medyayı takip eden muhterem okuyucularımız bugün bizden Cübbeliye karşı önceki günlere göre çok daha sert bir yazı bekliyor olabilirler.
Öyle ya, sonunda dilinin altındaki baklayı çıkarmış, doğrudan hedef göstermiş, Batman ve Diyarbakır’daki yüzbinlerin, milyonların katıldığı Kutlu Doğum etkinliklerini hatta bizzat Peygamber Sevdalılarını kafaya takmış, bir yerlere jurnallemiş durumda.
Çok düşündüm de, işte tam da sakin ve soğukkanlı olunması gerektiği bir anda olduğumuz kanaatine vardım. Medyada öfkelerine şahit olduğumuz bir kısım kardeşlerimize de olup bitenleri soğukkanlı bir şekilde izlemelerini tavsiye ederim.
Önceki günlerde Müslümanların büyük çoğunluğunu rencide ettiği, küfür cephesi karşısında İslam’ın şeref ve haysiyetiyle oynadığı için biz de haddini bildirecek şeyler söylemiştik.
Fakat bugün doğrudan iyilik hareketlerini diline doladığı için susup beklemeyi daha İslami buluyorum.
Çünkü bizim için Müslümanların genel maslahatı her şeyden özellikle kendi maslahatımızdan önce gelir.
Bütün Müslümanlara karşı bizim bir muhabbetimiz, bir hukukumuz vardır. İsmailağa cemaati de onlardan birisidir, onlar bizim biz de onların etkinliklerine katılmaya gayret ederiz. Medrese hizmetlerini takdirle karşıladığımız gibi yeri geldiğinde çocuklarımızı da göndeririz. Sonra, Mahmut Efendi’ye de ayrıca muhabbet duyarız.
Şimdi bir Cübbeli yüzünden bu yakınlığı ve iletişimi koparıp atamayız.
Onun durumuna gelince; denizler nice kütükleri ve kabukları biraz üzerlerinde taşırlar ama bir vakit gelir hepsini üzerlerinden kıyıya atıverirler. Zaten bildiğimiz kadarıyla İsmailağa camiasından önemli bir kesim bu adamı asla kabullenmemektedir.
Sonra, bu adam en son nerede duracak bir de onu görelim, son sözü ne olacak bir bakalım. Biliyorsunuz her öhhöö’de bir iddiasından vazgeçiyor.
Biz sakin ve soğukkanlı tavrımızla bize yakışanı yapalım.