Eyyy! diye başlayan cümlelerimiz bir gecede bitti. Yerli ve Milli hikayemiz de bir gecede kalkıverdi. Onun yerine yabancı yatırımcıya getiri garantisi geliverdi. Yeter ki yabancı sermaye gelsin.
Birden hukuk aklımıza geldi; birden demokrasi deyiverdik. Demek ki önceki dönemden ne hukuk kalmış ne de demokrasi. Sanırsınız ki Adalet Bakanı bu hafta bakanlığa atandı.
Sanırım yakın zamanda bütün kabine aynı pozisyonda olacak. Hepsi bir önceki yönetime karşı sert bir mücadele verecek. Yani yeni kabine eski kendileri ile çok sert mücadele edecekler.
Yeni Bakan Lütfi Elvan ve yeni MB Başkanı Naci Ağbal hariç. Onlar gerçekten yeni geldi.
Naci Ağbal için faiz artıramaz demiştim. Aslında tabelada 10.25 görülen ama fiiliyatta 14,25’i aşan faizi artırım saymazsak. Ama yine de yanılmışım...
2013 yılından beri saçma bir faiz & enflasyon teorisi ile ülkeyi mahvetmenin ardından bu kadar sert ‘U’ dönüşü olamaz diye düşünmüştüm.
SETA açıkladı; olabiliyormuş.
Piyasa 500 baz puan artış bekliyor. Bakalım ne olacak. Ama asıl önemlisi faiz artışından ziyade yabancı sermayeye gelir garantili yatırım imkanının verilip verilmeyeceği olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta bunu cümle aralarında ifade etti.
***
Evet, çok ciddi döviz ihtiyacımız var. Varlığımızdan kat be kat fazlasını piyasaya sattık. Bütün ülke 2 yıldır bu işlemleri konuşuyordu. Olmayan döviz satışlarını ve eksiye geçen rezervleri...
Ama kimse duymadı.
Kimse kulak vermedi.
Kimse tehlikeyi dikkate almadı.
Uyaranları hain ilan edip üst perdeden yerli ve milli satışa devam edildi.
Ve geldiğimiz nokta şimdi şu oldu: Yabancı ve Milli.
Yurtdışına ilaç paralarını dahi ödeyemiyoruz. Yaz aylarında bir kaç defa yazdım: Bu kış petrol ve doğalgaz parasını ödeyebilecek miyiz diye. O derece ihtiyacımız var yabancının parasına.
***
Yabancı para getirecekse o ülkede hukuk adalet ister ama bunun öncesinde asıl ‘mülkiyet güvencesi’ ister demiştim. Nitekim hemen o noktaya da değindik.
Ardından hukuk adalet...
Yeter ki yabancı gelsin. Yeter ki yabancı para getirsin.
Tabi ki bunda ABD seçimlerinin de etkisi var. Orada meydanlarda din satan Trump ağır bir yenilgi aldı. ABD kutuplaştırıcı siyaseti sahnelerinden çok sert sildi.
O zaman yeni havaya bizim de uymamız gerekmiş olabilir.
***
Yakın zamanda defalarca yazdım: Türk varlıkları yabancılar için sudan ucuz hale geldi. 100 dolara alınan hisseler artık 10-15 dolara alınabiliyor.
Fırsatı kim niye kaçırsın!
O nedenle döviz fiyatlarında çok sert düşüş oldu.
O konuda da yanıldım: Yabancı bir gecelik ayılmaya hemen inanmaz sandım. Meğerse ciddi garantiler söz konusu olunca yabancı da karına bakıyormuş.
Ama şimdilik sadece sıcak para...
Sudan ucuz hale gelen Ülke varlıklarımıza bir de garantiler verilince sıcak paracılar hemen gelebiliyormuş. Meğer Dıj güçler sadece bir hikayeymiş.
Asıl güçler içerdeymiş de bilmiyormuşuz.
Ama şu notu yeniden tarihe düşmem lazım: Yabancılar kurumsal akıl yerine kişisel akılla yönetilen ülkeleri severler. Çünkü kişiye bağlı yönlendirme çok kolaydır. Trump bunu Hollywood figüranı olarak tanımlamıştı; hatırlayın...
***
Evet, paraya sıkıştık ve yeni ve yepyeni sayfalar açıyoruz. Eski biz artık yokuz. Eski biz yerine yeni biz geldik.
Hele bir bizi görün...
Bakın neler yapacağız.
Siz yeni bize bir yetki verin, bakın dolar, faiz, enflasyonla nasıl mücadele edilirmiş göreceksiniz.
Faiz zulmünü hemen bitireceğiz. Ülke rekabet edecek, kalkınma sağlanacak, istihdam artacak...
Ama önce bir acı reçeteyi alalım. Hepimiz acı reçeteyi bir güzel vakti zamanında uygulayalım.
Göreceksiniz eski bizlerin yanlışlarını yeni bizler nasıl da bitireceğiz. İşte onun için eski bizlerden oluşan yeni kabinemizi iyi tanıyın. Tarihe not düşecek yeni bizlerin isimleri bakanlıkların girişinde zaten yazılı.
Her sabah eski bizlerin resmine bakarak yeni bizler olarak bu büyük mücadeleyi vermiş olacağız. Hazır mısınız?