Suriye´de Beşar Esed rejimi ve Rusya´nın, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ve orta kesimlerindeki Hama illerine havadan ve karadan saldırıları sürüyor. Dün Rusya ve Esed rejimine ait savaş uçakları ile rejimin helikopterleri, sabah saatlerinden itibaren İdlib´in güneyindeki, Habit, Carcanaz, Hiş, Temenia ve Hama´nın Latamne bölgelerini hava saldırılarıyla vurdu. Saldırılarda 17 sivil yaralandı. Yaralılar arasında Carcanaz ve Hiş köyünde vurulan 4 okuldaki 6 çocuk da bulunuyor. Havadan saldırıların yanı sıra Esed rejimi askerleri konuşlu bulundukları bölgelerden muhaliflerin kontrolündeki köyleri karadan da ateş altına alıyor. Esed rejiminin Fırat Kalkanı Harekatı´yla terörden arındırılan bölgelerin karşısındaki cephe hatlarına da askeri sevkıyat yapması dikkat çekti. Uçak ve helikopterler ile kimi zaman varil bombalarıyla hedef alınan muhalif bölgeler havan, roket ve tanklarla da vuruluyor.
Sivil savunma kaynaklarına göre, bu ayın başından itibaren İdlib´in batısı, güneybatısı ve Hama´nın kuzeyine düzenlenen hava ve kara saldırılarında 29 sivil hayatını kaybetti. En az 71 kişi yaralandı. İdlib´deki askeri muhalifler de Esed rejimine bağlı savaş uçaklarının il genelinde düzenlediği hava saldırılarına karşılık olarak rejime ait askeri noktalara füze saldırısı gerçekleştiriyor.
Tahran´daki üçlü zirvenin ardından İdlib kırsalında taraflar arasındaki güç savaşları devam ederken Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan, bölgedeki son durumu değerlendirdi. Tahran´daki görüşme İdlib´deki sorunun askeri operasyon seçeneği olmadan çözülebilmesi için Türkiye´ye büyük zaman kazandırdığını ifade eden Aslan, "Rusya, kendi askeri üslerine yapılan saldırılara son vermek istiyor. Suriye rejimi, ülkede İdlib´e sıkıştırdığı muhalefeti ülkeden dışarı atmak. Kimyasal saldırı tehdidiyle insanları korkutmak istiyor. İran, ABD ve İsrail´e karşı elini güçlendirmek için sahada pozisyon kapmaya çalışıyor. İdlib´e olası bir müdahalede kaybeden İdlib´e sıkışıp kalan siviller ve Türkiye olacak. Bu amaçla bölgede büyük bir sempatiye sahip olan Türkiye, Ulusal Kurtuluş Cephesini kullanarak HTŞ ve diğer radikal grupları ateşkese ikna etmeye çalışıyor. HTŞ de halka ve Türkiye´ye rağmen savaşı sürdürmede ısrarcı olmayacaktır. Türkiye son aşamada İdlib´e girme seçeneğini de saklı tutuyor. Sonuçları itibariyle Suriye rejiminin İdlib´e müdahalesi Türkiye için her zaman daha riskli olacaktır"diye konuştu. Suriye´nin İdlib şehrinde olası askeri harekat sonrası yaşanması beklenen göç için, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurları ile diğer istihbarat ve güvenlik güçleri olası bir hareketlilikte göç dalgasını, Suriye toprakları içinde set oluşturarak karşılayacak. Bu arada BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü David Swanson, İdlib´deki son saldırıda 30 binden fazla insanın yerlerinden edildiğini belirtti.
Alman Bild gazetesi Suriye´de yeniden bir kimyasal saldırı yapılması durumunda Almanya´nın misilleme harekatlarına katılabileceğini yazdı. AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic de "Saldırı yıkıcı insani sonuçlara ve acıya yol açacak" uyarısında bulundu.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, dün katıldığı Afganistan Milli Günü resepsiyonunda, İdlib ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ateşkes düzeninin bozulması noktasında gerçekleşecek bir saldırıda, sivillerin cefa çekeceğine dikkat çeken Bakan Akar, "Astana Süreci çerçevesinde orada kurulmuş ateşkes düzeni var. Bu ateşkes sürecinin mutlaka sürdürülmesini istiyoruz. İdlib´e karadan ve havadan yapılan tüm saldırılar bir an önce durdurularak, ateşkesin sağlanması en önemli gayretimizdir. Sadece kimyasal silahlar değil her türlü silahlarla masum insanların öldürülmesine karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz" cümlelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreteri Mark Lowcock, "İdlib´e geniş kapsamlı bir askeri müdahale 21´inci yüzyılın en büyük insani felaketine, yıkımına yol açabilir" dedi. Öte yandan BM´nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, garantör ülkeler Türk, Rus ve İranlı yetkililerle Anayasa Komitesi´ne nihai halin verilmesi için İsviçre´nin Cenevre kentinde bir araya gelecek. Soçi´de Ocak 2018´de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi´nde bir Anayasa Komitesi kurulması kararı alınmıştı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Mistura´yla yapılan görüşmelerde Türkiye´yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyet temsil ediyor.