5,8 şiddetindeki depremle sarsılan İstanbul'da binaların sağlamlığı tartışmaları yeniden alevlendi. İstanbul'da yaşayan milyonlarca kişi, oturdukları semtin depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmaya başladı. Birçok kişi deprem sigortası için yetkili acentelerin kapısını çaldı.
Özellikle 1999 yılındaki depremden sonra yapılan binaların sağlamlığı vurgulanırken, önceki yıllarda yapılan binalara dikkat edilmesi gerektiği de uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Deprem konusunda güven vermeyen binalara ilişkin uzmanlar yapı dayanıklılık testi yapılmasını öneriyor.
Bu konuyla ilgili İstanbul’da 2 bin 500 binanın yapı dayanıklılığı testini yaptığını söyleyen Ekşi Sözlük yazarı "bayermuhen"in yazdıkları dikkat çekiyor.
Söz konusu kişi, Ekşi Sözlük'te depremden sonraki 27 Eylül ile 30 Eylül tarihleri arasında "Beklenen büyük İstanbul depremi" başlığı altında şunları belirtti:
"İstanbul'un pek çok bölgesinde binaların sağlamlık raporlarını hazırladım. Bazı binaları güçlendirdik, çoğuna yıkım kararı çıktı. Hatta geçen hafta Kartal’da çöken ve 21 kişinin ölmesiyle sonuçlanan yeşilyurt apartmanı ile ilgili bir rapor sundum mahkemeye. İstanbul'un hemen hemen her mahallesinde birkaç bina ile ilgilendim. Durum hiç iç açıcı değil. Hem deprem açısından hem binalar açısından. Hem depremle ilgilenip hem riskli bina tespiti, güçlendirme statik proje yapan tek adam benim belki memlekette."
İSTANBUL'DA HANGİ SEMTLER DEPREME DAYANIKLI?
İstanbul'un her semtinin kendi içinde benzerlik gösteren bina yapısı olduğunu belirten sözlük yazarı, asıl meselenin 2001 öncesi yapılan binalar olduğunu öne sürüyor:
"Binayı kurtaran üç şey vardır, demir, beton ve zemin. 1996 senesi sonrasında hazır beton ve nervürlü demir kullanımı yaygınlaşıyor İstanbul'da. Ondan önceki bütün binalarda deniz kumu var ve demirler düz. Deniz kumunun taneleri küçük olduğu için tam taşıyıcılık sağlayamıyor ve kumun içindeki tuz demirleri çürütüyor. Düz demir demek tehlike demek. Düz demir deprem anında betona tutunamıyor ve kolonun kopması nervürlü demire göre iki kat kolay oluyor. Hazır beton da aynı yıllarda yaygınlaşmaya başlıyor. Özellikle 1996 öncesi yapılan bütün binalar riskli. çok çürük, çok kötü demiyorum, risk barındırıyor. Bu risk 2001 sonrası yapılan binalarda yok."
Zemin açısından İstanbul’da en tehlikeli bölümlerin Pendik E-5 ile sahil arasından başlayıp Küçük Çekmece E-5 altına kadar olan kısım olduğunu belirten yazar, sırayla en çok can kaybı olabilecek şu semtleri sıralıyor:
"Kartal E-5 altı, Maltepe E-5 altı, Çarşı, Dragos civarı, Çınar mahallesi, Pendik çarşı, Kadıköy Moda, Yeldeğirmeni’ndeki eski binalar, Bostancı Göztepe vs deki 8-10 katlı 1990 öncesi yapılan binalar, Üsküdar’da birbirine bitişik, sahile yakın 1970’li 80’li yılların binaları, Fatih ve Zeytinburnu komple, Bakırköy’ün eski binaları, Beşiktaş’ın Sabancı Anadolu Lisesi sahil arası kısmındaki eski dökük binalar, Ümraniye Çarşı’daki 1980’li yılların binaları."Ümraniye Çarşı’nın burada sahile yakın olmayan tek mahalle olduğunu belirten yazar, "1980 öncesinde Ümraniye’de su yoktu, binaların betonları sulanmadı, depremde pek şansları yok" diyor.
2001 YILI YAPI DENETİMLERİ İÇİN MİLAT
Sorunun 1999 depremi öncesi depremle ilgili uygulamada bir yönetmelik olmamasından kaynaklandığını belirten yazar, Türkiye'de yapı mühendisliği için 2001 yılının milat olduğunu belirterek şunları dile getiriyor:
"2001'de nervürsüz demir yasaklandı, hazır beton olmayan elle karma beton kalmadı. Temeller radyeye döndü. Yapı denetim kanunları ortaya çıktı ve uygulanmaya başladı. Bu zamandan sonraki binalar gerçekten çok iyi. 1996 ile 2001 arası ise geçiş süreci. Bu beş yılda yapılan binalar idare eder. 1996 öncesi binalar ne idüğü belirsizdir. 1985 öncesi yapıların ise hiç şansı yok denebilir. 1990 öncesi binanın betonu asla ve asla C12'yi geçmez mesela İstanbul'da. En kralı 14lük demirle yapılmıştır. Her maksimum altı demir vardır."'Bina sağlamlık testi' başlıklı entrisinde de yazar, binaların test prosedürü hakkında bilgiler veriyor:
"Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış kuruluşlar ve bu kuruluşların eğitim almış mühendislerinin bu raporu hazırlama yetkisi vardır. Siz vekaletle bu firmaya başvurursunuz, onlar da binanızın kolon ve perdelerinden altı adet karot numunesi alır, 3-5 kolonun sıvasını sıyırıp demir sayısı, çapı, aralığını ölçer. Binanıza zemin etüd çalışması yaptırır. Daha sonra yapınızın üç boyutlu modelini oluşturup verilerle birlikte analiz eder. Riskli yapı tespit yönetmeliğine göre bazı şartları sağlamıyorsa yapı riskli yapı olarak tespit edilir. Ve tapunuza risklidir şerhi düşülür. Bundan sonra binanızı yıktırıp yeniletebilirsiniz anlaştığınız bir inşaat firmasına."YÜKSEK BİNALAR RİSKLİ Mİ?
"Yüksek katlı rezidans, gökdelen tarzı yapılarda yaşayan insanların çok endişeli olduğunu görüyorum." diye yazan "bayermuhen, "Yüksek katlı binalarda sorun olmayacak. Dünyanın hiç bir yerinde hiçbir depremde yüksek binalar zarar görmemiştir. Çünkü o binalar tamamen olması gerektiği gibi inşa ediliyor ve çok ağır yönetmeliklere tabi tutuluyor.
Yığma binaların 2-3 kattan fazla olanları çok büyük tehlike altındadır. Kaçak kat eklenen binalar, tek seferde inşa edilmeyip 3 kat, sonra üstüne 1 kat, 5 sene sonra 2 kat eklenen binalar tek seferde yekpare inşa edilmediği için depremde bir bütün olarak hareket edemeyip dağılma özelliği gösterir." ifadelerine yer verdi.
"bayermuhen"2 göre İstanbul'un depreme en dayanıklı semtleri şunlar:
"Kurtköy, Kısıklı, Çamlıca, Kayaşehir, Hasdal, Levent, Ayazağa, Sultanbeyli, Başakşehir, Bahçeşehir (gölet hariç), Aydınlı, Orhanlı, Mahmutbey."# DEPREM İLE İLİŞKİLİ:
Son depremler! İstanbul'da artçı sarsıntılar sürüyor
İstanbul için korkutan uyarı: Büyük deprem riski artmış olabilir
Kandilli Rasathanesi 29 Eylül son depremler verileri
Son depremler! Yalova'da korkutan deprem
Son depremler: Silivri açıklarında bir deprem daha meydana geldi
İstanbul gece boyunca 29 artçı deprem ile sallandı
İstanbul'daki acil toplanma alanları: E-devlet sorgulaması
Bahçelievler Belediyesi'nden AFAD'a cevap: Yan yatmış bir binamız yok
Son dakika... İstanbul'da 15 artçı sarsıntı meydana geldi