Tarih: 03.02.2025 12:18

İstanbul’da doğum oranı Berlin’den bile daha düşük

Facebook Twitter Linked-in

“Önümüzdeki on yıllarda, Doğu Asya belki de modern dünyanın en dramatik demografik değişimini yaşayacak. Bölgenin tüm ana devletleri (Çin, Japonya, Güney Kore ve Tayvan) dramatik bir şekilde yaşlanacakları ve milyonlarca insanı kaybedecekleri bir nüfus azalması dönemine girmek üzere. BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi Nüfus Bölümü’nün tahminlerine göre, 2020 ile 2050 yılları arasında Çin ve Japonya’nın nüfuslarının sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 18 oranında azalması bekleniyor. Güney Kore’nin nüfusunun ise yüzde 12 oranında azalması bekleniyor. Ve Tayvan’ınki tahminen yüzde sekiz oranında düşecek. ABD nüfusu ise tam tersine yüzde 12 oranında artma yolunda.”

Gençliğimizde artan nüfusu nasıl doyururuz endişesi vardı. Nitekim çok eski geçmişte 1300’lü yıllarda nüfüs artışı büyük olmuş. Yakın zamanlara kadar Çin ve Hindistan,  nüfus kontrolü için zaman zaman demokratik olmayan usullere de başvurdular. Çoğu kez doğumlarda artış doğum kontrolünden habersiz “cahil “kitlelere atfedildi.

Ancak, son  zamanlarda doğumlarda büyük düşüşlere şahit oluyoruz. Aşağı yukarı bütün kıtalarda durum bu. Toplumlar yaşlanıyor.

Bunun nedenleri araştırılıyor ve yaşlanan nüfusun sosyo-ekonomik sonuçları tartışılıyor.

Her ülkede doğurganlık   oranlarının düşüşlerinin nedenleri farklıdır.

Nüfus deposu addedilen Doğu Asya ve Pasifikte doğurganlık düşüş oranı B.M.Nüfus dairesine göre yüzde 40-50 oranında !

Güney Kore gibi ülkelerde kadınların işgücüne artan miktarlarda katılımı da nüfus artışının önünde bir engel olarak görülüyor. Kadın-Erkek eşitliğini de unutmamak gerek. Kadınlar artık eve hapsolmuş değil. Dünya nüfusunun durumu kurtarması için BM Nüfus dairesine göre kadının doğurganlık oranının 2.1 olması   gerekirmiş.

Nüfus konusunda en sıkıntılı ülkelerden olan Japonya şimdiden yaşlıların sağlık sorunları üzerinde durmaya başlamış.

Nüfus azalması bizde de görülüyormuş . İstanbul’da kadın başına 1.2 doğum oranı Berlin’den daha düşükmüş. Bizde ise ekonomik nedenler daha ağır basıyor. Çocuk yetiştirmek ekonomik nedenlerle çok zorlaştı.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 çocuk kampanyasının tutması çok zor. İnsanlar tek çocuğu yetiştirmekte zorlanmaya başladı.

Avrupa’da ise nüfus düşüşü zaten bir süredir devam ediyordu. Rusya’nın durumu alarm veriyor.

Batılı ülkeler içinde en iyi durumda Amerika Birleşik Devletleri. Orada dahi 2080 yılından sonra doğurganlık oranında düşüş bekleniyormuş. Bununla beraber, yetişmiş işgücü ve mülteci kabulü yönünden en şanslı Batılı ülke durumunda.

Bütün açlık ve iç savaşlara rağmen bazı Afrika ülkelerinde nüfus artışı  pek hız kesmemiş.

Nüfus azalması, kuşkusuz tam olarak şimdiden öngörülemeyecek ekonomik ve sosyal sıkıntılara ek olarak ulusal güvenlik sorunları da yaratabilir. Avrupa’da azalan genç nüfus , sayısı artan yaşlılara bakmak durumunda kalacak ve bunun yöneticiler bakımından sıkıntılar  yaratacağı belli. Bugün mülteci istemeyen Avrupa ülkeleri önümüzdeki yıllarda ülkelerine çekmek için mülteci avına çıkmak zorunda kalabilir! Almanya zaten Hintli bilgisayarcılara kapılarını açmış durumda…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —