İstanbul Sözleşmesi Savrulmaları

Türkiye insanı 10 senedir bu ayıbın düzeltilmesi için çalıştı. Sonuca giderken, sözleşmenin yanında duran partiler kime hizmet ediyor?

İstanbul Sözleşmesi Savrulmaları

Milli Gazete'den Şakir Tarım yazdı;

Bismillâhirrahmânirrahîm;

2011 yılında hükümet tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı tarafından iptal edildi. Avrupa Konseyi’nin bir dayatması olan sözleşme Türkiye’nin büyük ayıbıydı. Hükümet bunu feshetmekle çok önemli bir yanlışını telâfi etmeye çalıştı. Fakat görevi bitmedi. Şimdi İstanbul Sözleşmesi referans alınarak çıkarılmış 2184 sayılı Kanun ve diğer düzenlemeler de iptal edilmeli.        

Türkiye bağımsız bir ülke! Toplumun ihtiyacı olan kanun ve düzenlemeleri kendisi yapar. TBMM’nin kuruluş amacı bu! Halk milletvekillerini bu amaçla seçiyor. Aile kurumu gibi özel ve çok hassas bir alanı Avrupa Konseyi’ne bırakmak büyük bir zilletti. Özgür ve bağımsız Türkiye bu ayıbı daha fazla taşıyamazdı. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Bazı siyasi partiler İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmeye çalışıyorlar. Birisi AYM’ye başvurdu. Türkiye insanı 10 senedir bu ayıbın düzeltilmesi için çalıştı. Sonuca giderken, sözleşmenin yanında duran partiler kime hizmet ediyor? Bu gayret, her şeyden önce varlık sebeplerini inkârdır. Ülkenin en mahrem alanını yabancılara teslim ettikten sonra siz ne işe yararsınız?

Yasaları yabancılara yaptırmak TBMM ve milletvekillerini by pass etmekten başka hangi anlama gelir? Ey siyasiler, milletvekilleri! Bu görev sizin! İster aile, şiddet; isterse başka bütün kanunlar! Bunları siz çıkaracaksınız, siz! Size Avrupa Konseyi’yle sözleşme yapma yetkisini kim veriyor? Sözleşmeyi milletimizle yapacaksınız! Lütfen yerli ve millî olun; size verilen görevi yapın!

 

AİLE ÖZELİMİZDİR

BİR topluma yapılacak en büyük kötülük onun köklerinden koparılmasıdır. Sağlam bir köke yaslanmayan toplumlar uzun süre tarih sahnesinde kalamıyorlar. Yüzyıllar ötesine dayanan “köklü” bir aile geleneğimiz var. Hem de dünyayı imrendirecek düzeyde. Avrupa, aile yapısı bakımından sıkıntılıdır. Aile hayatımızı Avrupa Konseyi’ne emanet etmek ne büyük aymazlık!

Önce cinsiyet ayrımını bir tarafa bırakıp “insan”a şiddeti konuşmalıyız. Erkeğe karşı kadının üstünlüğünü savunmak çarpık zihniyetlerin ürünü! Yalnız kadına, erkeğe şiddet uygulanmasını değil; hayvanlara, bitkilere bile eziyet edilmesine razı olamayız. İnsan, Allah’ın yarattığı “şerefli” bir varlık. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı, kim olursa olsun, hiçbirine şiddet uygulanamaz.

Siyasiler, milletvekilleri! Hayırlı bir iş mi yapmak istiyorsunuz? Öyleyse, ne duruyorsunuz, şiddetin her türlüsünü önleyecek yasa ve düzenlemeleri vakit geçirmeden yapın! Birbirlerine karşı “tiksindirici” yakıştırmalar yapan egoist siyasilerin “değerlerimiz”le savaşmasına izin vermeyelim.

Başlangıçta, feminist derneklerle bir olup İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için çırpınan AKP Kayseri Milletvekili Hülya Nergis’in, sözleşmenin yanlışlığını gördükten sonra geldiği noktayı takdir ediyorum: “Kadına ayrı, erkeğe ayrı muamele beni rahatsız ediyor. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması doğrudur. Avrupa ve bizim beslendiğimiz kaynaklar farklı.” (31.03.2021)

Avrupa Konseyi’ne rağmen İngiltereRusyaABD, Fransa, İsveç, Danimarka, Romanya, Macaristan gibi Batılı ülkeler, sözleşmeyi “dayatma”; “ideolojik” bularak kabul etmediler. Türkiye’ye, kraldan fazla kralcılık yapmak yakışmaz. 

 

AİLEYİ KORUYUN!

KİMSE, yeniden 10 sene öncesine dönmesin! Milletin geleceğini tehdit edecek ölçüde önemli bir sözleşmenin yangından mal kaçırırcasına, gece yarısı, 26 dakikada çıkarılmasında bir “gariplik” görmüyor musunuz? Mehmet Metiner, “Arkadaşlar, neye oy kullandıklarını bilmeden parmak kaldırdılar” demişti de, kimse, “Ben bilerek oy kullandım” itirazında bulunamamıştı.

AKP, CHPMHPHDP grupları birbirine iltifatlar yağdırarak İstanbul Sözleşmesi’ni Meclis’te onaylamışlardı. TBMM gruplarının o zamanki gayretkeşliklerini, şimdi “aileyi korumak için” göstermelerini bekliyoruz. Şikâyeti, kavgayı bırakın da, en acilinden başlayarak, bir an önce Türkiye’nin ihtiyacı olan yasaları Meclis’ten çıkarın! Milletin emanetini koruyun!

AKP Genel Başkan Yardımcısı, eski Aile Bakanı Fatma Betül Sayan, “ Ankara Sözleşmesi” yaparak kendi kriterlerimizle herkesin hukukunu garanti altına alacaklarını söylemişti. Konu Türkiye’nin bugününü ve geleceğini ilgilendiriyor. Bunu siyasi partilerin uzlaşmasıyla yapmalısınız. Sözünüzde durun! Oldubittiye getirilen önceki AKP örneklerini görmek istemiyoruz.

İstanbul Sözleşmesi’nden kurtulduğumuza şükredelim. Biyolojik gerçeklere aykırı olan “cinsiyetsizleştirme” dayatmasının da farklı bir “şiddet türü” olduğunu unutmayalım. Babalar ve Çocuklar Derneği ile Dünya Çocuk Hakları Derneği adına açıklama yapan Dr. Uğur Balin şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi kadını korumadı, şiddeti daha da artırdı. Daha çok LGBTİ ve cinsiyetçi paradigmalar üzerinden kurgulanma yapıldı.”

İstanbul Sözleşmesi öncesi, hazırlık amaçlı yapılan anlaşmaları yeniden gözden geçirelim. İhtiyacımız olan yasaları, değerlerimizi dikkate alarak kendimiz yapalım.