Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurucuları arasında olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi ve Halkbank arasında yaşanan sorunlar üniversitenin faaliyetlerini krize soktu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası'nın, üniversiteye İstanbul Kartal'daki eski TEKEL arazisinin devriyle ilgili açtığı davalar zincirinde son olarak Danıştay, bedelsiz arazi devri gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Üniversitenin bu araziyi ipotek gösterip Halkbank'tan kredi almış olması nedeniyle Halkbank, Danıştay'ın kararına da dayanarak önce üniversitenin kredi teminatlarını durdurdu sonra da tüm bankalardaki varlıklarına tedbir koydu.
Bu durum, yıllardır kamuoyunda "muhafazakâr camianın prestijli entelektüel kurumlarından biri" olarak görülen üniversiteyi mali olarak hareket edemez noktaya getirdi.
Image captionİstanbul Şehir Üniversitesi'nin kredi teminatları dondurulmuş durumda. Üniversitenin Halkbank'taki tüm varlıklarına da tedbir kondu.
Bu krizin zamanlaması ise kamuoyunda "Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti, kendisine muhalefet bayrağını açan Davutoğlu'nu cezalandırmak için üniversitenin üzerine mi gidiyor?" sorusuna neden oldu.
Peki yaşananların arkasında nasıl bir süreç bulunuyor? İlgili kesimler tartışmaya nasıl bakıyor? Öğrenciler tartışmadan nasıl etkileniyor?
Bugün yaşanan tartışmaların temelinde, İstanbul Şehir Üniversitesi'nin kampüs olarak kullandığı, Kartal ilçesinde, Dragos Tepesi yakınlarındaki eski TEKEL arazisi var.
TEKEL, 2001 yılında özelleştirme kapsamına alındı. TEKEL'in bu arazisi de Özelleştirme İdaresi'ne geçti.
Ahmet Davutoğlu'nun kurucularından olduğu, 1980'lerde bir grup muhafazakâr aydın öncülüğünde faaliyetlerine başlayan Bilim ve Sanat Vakfı, 2008 yılında İstanbul Şehir Üniversitesi'ni kurdu.
Üniversite aynı yıl, Kartal'daki arazinin 49 yıllığına kullanım hakkı için harekete geçti.
Bu süreçte, arazinin devredilmemesi için hem eylemler hem de yıllara yayılacak bir davalar süreci başladı.
2009'da Cevizli Tekel Dayanışması adlı kampanya grubu kuruldu.
Davaların arkasındaki en önemli kurum Mimarlar Odası'ydı.
Arazinin kullanım hakkı girişimi davalara takıldı.
Image captionİstanbul Şehir Üniversitesi'nin Halkbank'tan kredi alırken teminat gösterdiği TEKEL arazisinin devri Danıştay kararıyla iptal edildi.
Özelleştirme Yüksek Kurulu ise 2015'te araziyi bedelsiz olarak üniversiteye devretti.
Sadece eğitim faaliyetleri için kullanılacağı şerhinin düşüldüğü kararda dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de ismi vardı.
Üniversite bunun ardından Halkbank'tan aldığı yatırım kredilerini de kullanarak arazide bir kampüs kurdu ve 2017'de buraya taşındı.
Ancak bu sırada davalar devam ediyordu.
Mimarlar Odası'nın arazinin bedelsiz tahsis edildiği iddiasıyla açtığı davayı taşıdığı Danıştay, 2018'de bu suçlamayı haklı buldu.
Danıştay, arazideki en büyük parselle ilgili açılan bu davada devir kararını iptal etti.
Üniversite, Halkbank'tan kredi alırken bu araziyi teminat gösterilmişti.
Halkbank ise Danıştay'ın kararını da gerekçe göstererek, üniversiteye tahsis ettiği kredi limitlerinin kullanımını durdurdu sonra da tüm bankalardaki varlıklarına tedbir koydu.
Telif hakkıGETTY IMAGES
Image captionHalkbank, birçok kolaylık sağlanmasına karşın üniversitenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylüyor.
Üniversitenin bugün yaşadığı krizin arkasında Danıştay'ın son kararı sonrası Halkbank'ın üniversiteyi mali yönden kilitleyen bu adımı bulunuyor. Üniversite, "Mimarlar Odası tarafından açılan kasıtlı dava ardından Halkbank'ın iyi niyet taşımayan bir adım attığını" öne sürüyor.
Şehir Üniversitesi'nin konuyla ilgili açıklamasında, "geçen yıl yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle ödeme takviminde kısa süreli bir aksama yaşandığı" aktarıldı.
Açıklamada, "bunun üzerine banka ile yapılan görüşmelerde üniversitenin bankaya verdiği gelecek projeksiyonu ve ödeme planıyla ilgili kredi borcunun ödenebileceğine dair fikir birliğine varıldığı, ancak bu anlaşmadan iki gün sonra Halkbank'ın üniversitenin bankadaki tüm varlıklarına tedbir koyduğu" belirtildi.
BBC Türkçe'ye konuşan üniversite rektörü Peyami Çelikcan "bunun iyi niyetten yoksun ve hukuk devletine uygun olmayan bir adım olduğunu" söylüyor.
Halkbank ise konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde internet sitesinde yayımlanan duyurusunda, "Şehir Üniversitesi'nin konuyla ilgili resmi açıklamasında kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı, bankanın güven ve itibarını sarsıcı, gerçeği yansıtmaktan uzak iddiaların olduğunu" öne sürdü.
Banka, "üniversitenin kullandığı kredileri vadesinde geri ödemediğini, bu süreç içerisinde birçok defa ödeme kolaylığı sağlanmasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini" belirtti.
Açıklamada, "Üniversite tarafından bankaya sunulan geri ödeme projeksiyonlarının tutmaması, kredilerin teminatına alınan ipoteklerin teminat vasfını yitirmesi ve yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması üzerine, alacağın tahsili süreci başlatıldığı" aktarıldı.
BBC Türkçe konuyla ilgili olarak Halkbank yetkililerine röportaj talebinde bulundu ancak talebe olumsuz yanıt aldı.