Seçim günü oy verme işlemi henüz sürerken yazdığım yazıda, hangi parti kazanırsa kazansın uygulanması gereken sadece tek bir ekonomik reçete bulunduğunu bunun özünde IMF ile anlaşma yapılmadan uygulanacak bir acı reçete olacağını, Türkiye´nin kurtulmasının ancak bu uygulandığı takdirde orta vadede mümkün olabileceğini yazmıştım.
Siyasi bir laf ettiğim sanılmasın diye yazıyı oy verme işlemi sürerken yazmaya dikkat etmiştim ve daha sonra sonuçlar alındığında da değişim yapmamıştım yazıda.
CESUR OLMAK GEREKİYOR
Gerekeni cesaretle yapmak için hazırlıkların yapıldığı mesajları Washington´a geliyordu. Hatta Hazine ve Maliye Bakanı AlbayrakTürkiye´nin bu yeni ekonomik yol haritasını Amerikan iş çevrelerine ve uluslararası kuruluşlara yakın isimlerin de katılacağı bir toplantıda global sermayeye anlatmak için 14 Nisan´da Washington´da olacaktı.
di´li geçmiş kullandığıma bakarak programda bir değişiklik olduğunu sanmayın. Şu ana kadar bu yönde gelmiş bir haber bulunmuyor.
ANCAK BENİM KORKUM ŞU
Şu anda yeniden sayımı süren seçim sonucuna göre İzmir, Ankara, İstanbul, Adana ve Antalya´yı kaybetmiş bir iktidar acaba ülkenin kesinlikle ihtiyacı olduğu ve uygulanmamasının uzun dönemde çok daha kötü sonuçlar doğurabileceği bir ekonomik reçeteyi, programı hala aynı cesaretle açıklayıp uygulamaya gidebilecek mi?
Kuşkum burada. Seçim öncesine yine katınılacağına güvenilerek hazıklıklar sürdürüldü. Bu program uygulandığı takdirde ilk başlarda yine zorluklar çekilir ama orta vadede tünelin sonunda ışık gözükebilirdi yani Türkiye´nin yeniden çıkışa girmesi için son umut buradaydı.
ÜLKE İÇİN NE GEREKİYORSA
Eğer siyasi çıkarlar için bu zorunlu reçetenin uygulanmasından vazgeçilme yoluna gidilirse Türkiye´ye asıl kötülük o zaman yapılmış olur. Bu olduğu takdirde CHP´li kardeşlerim bile, "Keşke İstanbul´u almasaydık da iktidar ekonomide cesur biçimde gerekenleri yapsaydı" diyebilir. Çünkü ekonomik programın gerektiği gibi uygulanmadığı takdirde bizleri ota ve uzun vadede daha büyük acılar bekliyor.
Benim tek umudum Başkan Erdoğan´ın tüm siyasi riskini göz önüne alarak yapılması gerekenlerin yapılmasına izin vermesinde. Cesur olacağına ve ülkemiz için gerekenleri yapacağına inancım var. CHP´nin de uygulanacak acı reçetenin kaçınılmaz olduğunu bunun başka çaresi olmadığını görüp siyasi desteğini bu ekonomik programa, eğer beklenilen içerikte açıklanırsa, desteğini vermesidir. Çünkü bu ülkemizin, hepimizin bir çözülmesi gereken problemi. Bilim ise tek bir net çözüm olduğunu gösteriyor. Bu mesele siyasi kavganı yapılacağı yer değil.
Vatanseverliklerine inancım tam olduğu AK Partili ve CHP´li arkadaşların bir büyük uzlaşma içinde eğer taviz verilmeden bir ekonomik program bugün açıklanırsa buna ortak ve tam estek verip bunun arkasında durmalarıdır.
Çocuklarımıza, torunlarımıza bunu borçluyuz.
Bugün bunu dilerim kimse unutmaz.
