İŞSİZLİK YOK!

İŞSİZLİK YOK!

İşsizlik mi var, yoksa iş beğenmeme mi?

AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez’e göre ülkemizde işsizlik gibi bir sorun yokmuş. Kimse iş beğenmiyor ve bu yüzden işsizlik oluyormuş.

Bu tartışma çok su götürür.

Bir çok sanayi ve esnaf kuruluşları da benzer açıklamalarda bulunmuştu. Mesela İSO Başkanı Erdal Bahçıvan 2015 yılında “Sanayide çalışacak insan bulamıyoruz. İkinci gün “İş ağır geldi” diyor ve gidip bir AVM’de çalışmayı seçiyorlar” demişti.

Şimdi TİM Başkanı olan İsmail Gülle’de geçen yıl “Şirketimizde 46 yeni istihdam sağladık ama çalışacak insan bulsak 146 kişi, daha alırız. Çalışacak işçi bulamıyoruz” şeklinde açıklamada bulunmuştu.

***

28 Şubat sürecinde İmam Hatipler yüzünden meslek liseleri de nasibini aldı. Ve meslek liselerine olan ilgi katsayı meselesi ile çok azalmıştı. Sorunu erken teşhis eden Koç Grubu “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” başlığı altında bir sosyal proje başlattı.

18 Temmuz 2009 tarihinde yüzde 16,1’e kadar yükselen işsizlik konusunda şu cümleleri yazmışım (Yeni Şafak-İşsizliğe Koç gibi çözüm): “Bugün ülkemizdeki işsizliği iki ana nedene bağlıyoruz. Birinci neden malum küresel ekonomik krizin yol açtığı iş kayıpları veya yeni istihdamın işyerleri tarafından karşılanamaması. Biz buna ekonomik işsizlik diyoruz. Bu tür işsizlikte iş arayanlar olurken işçi arayanlar olmaz. İşsizliğin ikinci kaynağı ise işçinin durumu ile işyerlerinin durumunun birleşmemesinden doğan işsizliktir. Bunun adına yapısal sorun diyoruz. Çünkü kısa vadede ekonomik önlemler ile çözülecek bir sorun değildir. Eğitim sisteminden işçi yetiştirme kurslarına kadar yapısal değişiklikler gerekli kılmaktadır.”

Ve bir başka ana konu ile devam etmişiz: “Ekonomik krizin en şiddetli olduğu bir önceki dönem olan 2001’de işsizlik oranımız yüzde 8,4’de kalmıştı. Aradan yedi yıl geçiyor ve ülkemiz tam yüzde 50 büyüyor (sabit fiyatlarla-reel rakam). Bir ülke yarı yarıya büyürken istihdam artışı sağlanamıyor (kayıt dışı dahil). Bırakın artışı, istihdamda -330 bin kişilik düşüş bile yaşanıyor. Ekonomik büyümenin istihdamı yeterince desteklemediğini ve her yıl (2006 hariç) giderek artan bir işsizlikle karşı karşıya olduğumuzu görmüştük.”

***

Bugün AK Parti iktidarının başlarında doğan çocuklar 18 yaşına geliyor. Yani bir kuşak geçti bu iktidar döneminde.

“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sorununda ise AK Parti’nin geldiği yer maalesef daha çok İmam Hatip Lisesi açmayı öngörüyor. Yani mesleksiz-tekniksiz bir ülke...

Bu eğitim sistemi ile işçi-işveren mesleki açıdan uyuşamaz. Herhalde işyerlerinde-sanayide üretimi, teknikleri İmam Hatip Liseleri ile aşmayı düşünmüyorsunuz. Gerçi hızlı trenleri dahi emanet edebiliyoruz ama kazaları-ölümleri de sorgulatmıyoruz.

Kısacası bugün evine ekmek götüremediği için, iflas ettiği için veya evladına kırtasiye alamadığı için, atanamadığı için, iş bulamadığı için intihar edenlere baktığımızda ortada ciddi bir çelişki olmalı.

Bir tarafın DAVA diyerek, diğer tarafın DEVRİM diyerek sömürdüğü ve ucuz iş gücüne bel bağladığı sistemler maalesef uzun sürmüyor. Sadaka-Ulufe sistemi ile maaş oranı arasında zaten nerede ise fark çok az. Hatta ülkemizde ortalama ücretler ile asgari ücret bile nerede ise aynı noktaya gelmiş durumda.

Yani okumanın, kalifiye olmanın vs getirdiği getiriler (ücret düzeyi) cazibesini yitirdi. Orta sınıfı çöken bir ülkede ne demokrasi yaşar, ne de üretim artar diye yıllardır bu meseleleri yazıyorum.

***

Ben konuyu yine AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez’e getirerek bağlamak istiyorum: Dini inancı ile şükreden bir nesil ne iş ister ne ev, ne de araba. O zaman neden işsizliği sorun edelim ki; şükredelim gitsin.

Bir kuşak boyu mesleksizliği giderememenin vicdanını sorgulayacağımıza “çalışmıyorlar” demek daha ızdırap verici olsa gerek. Umarım sorunları üstlenerek çözüm yollarını bulmaya çalışırız.