Ya da:
?Büyük ülkelerle ilişki kurmak ayı ile yatağa girmeye benzer.?
Bu iki söz de, bizim siyasal tarihimizin unutulmayan sayfaları arasına giriyor. İsmet Paşa´ya ait sözler.
Ya da tarihten bir yaprak:
İsmet Paşa Amerika´da iken, Amerika onu Ankara´daki bütçe görüşmelerinde düşürüyor.
1960´lı yıllar... Asıl 1961 ile 65 arası... İsmet Paşa Başbakan.
Önce CHP - AP koalisyon hükümetinde, sonra CHP - YTP - CKMP koalisyon hükümetinde. YTP, Ekrem Alican´ın Yeni Türkiye Partisi, CKMP, Osman Bölükbaşı´nın Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi.
İsmet Paşa´nın o dört yıllık son Başbakanlık dönemi özellikle Amerika ile çok fazla çatıştığı yıllar. Nedeni Kıbrıs.
1950´lerin ikinci yarısından başlayarak Kıbrıs´ta yaşayan Türk ve Rum toplumları arasındaki anlaşmazlıklar, Türkiye, Yunanistan, Amerika ve İngiltere arasında en büyük sorun.
1963 yılında Rum terör örgütü EOKA ?Kanlı Noel? olarak adlandırılan cinayetlerine başlayarak adada Türkleri öldürüyor.
Bunun üzerine Başbakan İsmet Paşa ?Amerika´nın uyarılarına rağmen? harekete geçiyor ve Kıbrıs´ın Rum Kesimi bizim uçaklar tarafından bombalanıyor. O sırada Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel.
O günlerde herkesin dilindeki slogan ?Bombala Tansel bombala?.
Tansel bombalıyor ama, Amerika da İsmet Paşa´yı bombalıyor.
Amerika Türkiye´ye ambargo koyuyor.
Öyle ambargo ki, daha sonra Cumhurbaşkanı seçilecek olan dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay yıllarca akıllardan silinmeyecek müthiş bir açıklama yapıyor:
?Bu ambargo çok kötü oldu, donumuzu bile Amerika veriyor?.
Amerika İsmet Paşa´yı bir türlü rahat bırakmıyor ve İnönü sonunda patlıyor:
?Büyük ülkelerle ilişkiye girmek ayı ile aynı yatağa girmeye benzer?.
Ardından yine tarihe kalan bir başka sözü söylüyor:
?Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır?.
Türk - Amerikan ilişkilerini gözden geçirmek amacıyla İsmet Paşa 1965´de Amerika´ya gidiyor.
O sırada Ankara´da bütçe görüşmeleri var. Meclis´te İsmet Paşa Hükümetinin bütçesi oylanıyor ve reddediliyor.
İsmet Paşa Amerika´da iken, Amerika Kıbrıs çıkarmasını affetmiyor ve onu düşürüyor, İsmet Paşa Başbakanlıktan istifa ediyor.
İsmet Paşa´nın Amerika ile böyle bir macerası var.
Bugünlerde böyle bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Aslında, bazı ayrıntılar dışında, herkesin bildiği ya da bilmesi gereken ayrıntılar. Çünkü, bunlar bizim tarihimiz.
Herkesin bilmesi gerek, hele de ?Cumhurbaşkanı? olan bir kişinin, yıllardır siyasetin göbeğinde bulunan bir kişinin çoktan ezbere bilmesi gereken gerçekler.
Buna rağmen, Tayyip Erdoğan ikide bir yaptığı gibi, onun yönettiği Türkiye´de sorunlar onu fena halde sıkıştırdığı an, geçmişe dönüyor. Ne var ki, dile getirdiği geçmiş, gerçeklere ters.
CHP´yi karalamak adına bu kez yine İsmet Paşa´ya dönük ilgisiz bir eleştiri getiriyor.
?İsmet Paşa´nın elinde Amerikan Bayrağı var-mış... ?
Önce, doğru değil, fotoğraflarla kanıtlanıyor, Türk Bayrağı da var.
Sonra doğru değil, bir yabancı konuk geldiğinde, ellerde ve direklerde iki ülkenin de bayrağı var.
Daha sonra, ne alaka?..
Durup dururken, gündemi saptırmak, işte tam da bu.
Türkiye ?ekonomik kriz? ile çalkalanırken, durup dururken İsmet Paşa...
Elinde kendini savunacak malzeme kalmamış olmalı ki, durup dururken İsmet Paşa...
On altı yıllık tek başına yönetimden sonra, hala ?Türkiye´yi iki ayda toparlarız? masalları.
On altı yıldır kim dağıttı ki, sen toparlayacaksın.
Erdoğan ve Amerika ile ilgili tarihin kaydedeceği çok olay var.
Kendisinden bağımsız olarak, 2006 yılındaki bir konferans, bu açıdan çok anlamlı.
Bir zamanlar yanından ayırmadığı danışmanlarından Cüneyd Zapsu Washington´da bir konferansta, üstelik tam da ?BOP sürecinde? Erdoğan ile ilgili olarak Amerikalılara şunu söylüyor:
?Bu adamdan yararlanın. Onu devirmeye çalışmak yerine, deliğe süpürmeyin, kullanın. Burada ve Avrupa´da ondan yararlanın?.
Bu konferansın ardından Erdoğan Amerika´nın en büyük projelerinden biri olan ?Büyük Ortadoğu Projesinde (BOP) Eş Başkanı oluyor?.
Bunu bir kaç kez kendisi de söylüyor.
Özellikle 12 Eylül askeri darbesinden sonra hemen her hafta Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel ile baş başa sohbetlerde bulunuyorum. 1980´li yıllarda. Onların evlerinde.
Bir gün Demirel ile sohbet sırasında konu iktidar ve muhalefet ilişkilerinden açılıyor. Ben soruyorum:
?Askeri darbeden önce, Ecevit ile çok çatışıyordunuz. 1960´lı yıllarda İsmet Paşa ile benzer çatışmalarınızda neler hissederdiniz??
Demirel hiç duraklamadan yanıtlıyor, saygıyla:
?Ben koca İsmet Paşa ile nasıl başa çıkarım?.. Onun arkasında Kurtuluş Savaşı var, meydan muharebeleri var, Lozan var... 1960´ların ikinci yarısında ben Başbakanım, o da muhalefet lideri ama, bana bu günleri armağan eden kişi. Ben İsmet Paşa ile nasıl başa çıkarım?..?
Demirel´in bu sözleri ve Erdoğan´ın İsmet Paşa´ya Amerikan bayraklı yakıştırması...
Başka söze gerek yok.