İşgalcilerin Gazze’den Kovulmalarının Üzerinden 17 Yıl Geçti

15Ağustos, Filistin direniş tarihinde bir dönüm noktasıdır. Filistindirenişinin 17 yıl önce siyonist askerlere indirdiğiağır darbeler neticesindeSiyonist rejim buradaki askerlerini ve Yahudi yerleşimcileri çıkarmak zorunda kaldı.

İşgalcilerin Gazze’den Kovulmalarının Üzerinden 17 Yıl Geçti

15 Ağustos,  Filistin direniş tarihinde bir dönüm noktasıdır... Filistin direnişinin 17 yıl önce siyonist askerlere indirdiği ağır darbeler neticesinde Siyonist rejim buradaki askerlerini ve Yahudi yerleşimcileri çıkarmak zorunda kaldı. 1948 yılından beri ilk defa Siyonist işgalciler Filistin'de işgal ettikleri bir bölgeden çekiliyorlardı. Direniş adına büyük bir zafer ve kazanım oldu. 

15 Ağustos 2005 tarihinde işgalci İsrail alanı 360 kilometre olan Gazze’nin 35.910 dönümünü işgal eden 21 Yahudi yerleşke alanını tahliye etti. Bu yerleşkelerde dünyanın dört bir yanından getirilen 8 bin Yahudi yaşıyordu. 

Siyonist işgal rejimi Gazze’yi 1967 yılında işgal etti. Oranın idaresini de üstlendi. 1994 yılında ise burayı Filistin Yönetimi'ne devretti. Ancak Gazze içinde ve dışında yaşayan Yahudi yerleşimciler için askeri varlığını sürdürdü. 

1976 yılında Gazze’de Netzer Hazani adıyla bir yerleşke inşa ederken, 2001 yılında, intifadanın başladığı yılda üç küçük çaplı yerleşke daha inşa etti. 

Siyonistlerin Gazze’den çekilmeleri öylesine isteyerek yaptıkları bir çekilme değildi. Özellikle 2000 yılında Tünel Savaşı adıyla anılan intifadada direniş güçlerinin indirdiği ağır darbeler neticesinde buradan çıkmak zorunda kaldı. Gazze’den çekilmeden önceki iki yıl içinde öyle ağır darbeler yemişti ki İsrail ordusu buradaki en güçlü ve korunaklı üssünü bile terk etmek zorunda kalmıştı. 

Ağır darbeler işgal hükumetine güvenlik noktasında ağır bedeller ödetiyordu. O nedenle buradaki güvensizlik ve darbeler onları kaçmaya zorladı. Diğer taraftan dönemin Siyonist Başbakanı Ariel Şaron’un ‘Bağları Koparma’ projesi kapsamında, işgalciye ekonomik yük getiren Gazze’den kurtulma görüşü de etkili oldu.

Gazze’den kaçış kararından sonra Yahudi yerleşimciler Filistinlilere ganimet olarak kalmasın diye evlerini kendi elleriyle yıktılar veya havaya uçurdular. 2000 evle 20 Sinagogu yerle bir ettiler. Resmi kurum ve kuruluşlara dokunmadılar. Plan kapsamında Batı Şeria’nın dört yerleşkesini de terk ettiler. 

Yahudi yerleşimcilerin Gazze’ye terk etmelerinden sonra Gazze halkı meydanlara inip sevincini ortaya koydu. Bundan sonra daha iyi bir hayat umuyorlardı. 1967 yılında işgal edilmiş küçük sahil 38 yıl sonra terk ediliyordu. 

Dönüşüm Noktası

Gözlemcilere göre, işgal güçlerinin Gazze’den çekilmeleri, Filistin direnişinin kendini ve silah gücünü geliştirmesinde, düşmanla olan savaşında bir dönüm noktasıdır. Art arda gelen savaşlarda ayrı taktikler ve stratejiler geliştirdi. Kuşatma ve ambargoya rağmen buradaki halk da onu kucakladı, destekledi ve yanında yer aldı.

Siyonist işgal ordusundaki eski komutan ve generaller, 2005 yılındaki çekilmenin çok da kolay ve rahat olmadığını, çekilmenin İsrail ordusunun verdiği ağır kayıp ve zayiatlarla, Gazze’deki yerleşkelerin de yük haline gelmesi ve ordunun onları korumada zorluk çekmesinden sonra gerçekleştiğini ifade ediyorlardı. 

O dönemde askeri istihbarat birimi başkanı olan Aharon Ze’evi Farkash yaptığı açıklamada çekilmenin, Gazze Şeridi'nde yaşayan 8 bin yerleşimciyi korumakta çektikleri zorluk, bu görev için bir alay askeri görevlendirme zorluğu ve yerleşkelerin Filistinlilerin eylem noktalarına dönüşmesi sonucu meydana geldiğini söyledi.

İsrail’in Gazze işgali fiilen bitti ancak, Gazze’nin ana hayat damarlarına hükmetmeye devam etti. Boğazını sıkmaya, kuşatmaya, boğmaya ve bitirmeye çalıştı. Savaşlar dayattı. 16 yıl boyunca hayatı felç edecek ambargoyu çok sıkı bir şekilde uyguladı.

Gazze’den çıkarılan işgalci İsrail Gazze’nin üç ana kapısını kapattı. Sadece Kerem Ebu Salim Kapısı ile Erez Kapısı'nı açık bıraktı. Bunlar da Gazze halkının bütün ihtiyaçlarını maalesef karşılamamaktadır.

İşgalcinin Gazze’den çekilmesinin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen, Gazze’ye yönelik saldırganlığa son vermedi. Saldırı ve baskıları hâlâ devam ediyor. Bu politika neticesinde Gazze ağır ekonomik sıkıntılarla yığılmış krizlerle karşı karşıyadır. Bunun neticesinde elektrik, su ve temel gıdada ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ham maddenin istenilen oranda geçmesine izin verilmiyor. Bütün bunların neticesinde Gazze’de başka yerlerde görülmeyen derecede işsizlik ve buna bağlı fakirlik had safhadadır.

Diğer taraftan direniş güçleri o günden beri kendini geliştirmekte, askeri alanda gücüne güç katmakta, bu alanda büyük kazanımlar elde etmekte, sahada söz sahibi olmayı sürdürmektedir. Direnişin bu hazırlığını 2008 yılında başlayan ve birkaç yılda bir tekrarlanan düşmanın saldırılarında ve bu saldırılara karşı direnişinde görmek mümkündür. Geçen yıl meydana gelen Kudüs Kılıcı Savaşı'nda direnişin füzeleri işgal altındaki bütün Filistin’e düştü. Büyük özgürlük savaşı için silah gücünü geliştirmeye devam ediyor. 

Direniş, Filistin halkının işgale karşı ulusal savaşını güçlendirecek bir dizi hedefleri gerçekleştirecek stratejik seçenek olmaya devam edecektir. Direnişin Filistin birliğini ve ulusal bütünleşmeyi sağladığı herkesçe artık aşikârdır. Direniş Filistin halkını zarardan başka bir şey getirmeyen düşmanla görüşme ve işbirliğini değil, Filistin halkının hakkını geri alacak direniş seçeneği etrafından topluyor.

Siyonist Rejimi Gazze’den Çıkmaya Zorlayan Belli Başlı Direniş Eylemleri

İşgal altındaki mübarek Filistin topraklarının bir parçası olan ve bugün direnişin kalesi olarak işgale karşı dimdik ayakta duran Gazze, 17 yıl önce dünyanın en büyük ordu ve teknolojiye sahip ülkelerden işgalci İsrail’i bölgeden çıkardı. Buradan çıkmak zorunda kalan işgal rejimi şimdi onunla nasıl baş edeceğinin hesap ve planını yapıyor. 

İşgal rejimindeki siyasilerle askeri ve istihbarat şeflerinin o gün yaptıkları açıklamalarda Gazze’den çıkmak zorunda kaldıklarını, isteyerek çıkmadıklarını, işin askeri, ekonomik ve moral yönünün olduğunu ifade ediyorlardı. Az değil, 21 yerleşkeyi arkada bırakıp kaçtılar. Bunlar arasında Tel Aviv ile eş değer gördükleri bir yerleşke de vardı. Tabii bunlara sebep olan direnişin acıtıcı darbeleriydi. İsrail ordusuna ve siyonistlere yönelik istişhad eylemleri, direniş güçlerinin yerleşim alanlarını roketlerle vurması, tüneller kazıp askerlere pusu kurmaları ve çok sayıda askeri öldürmeleri 15 Ağustos’ta başlayan kaçışın önemli sebepleriydi. 

Eylemlerden Bazıları

Tüneller

26 Eylül 2001 tarihinde Hamas’ın askeri kanadı durumundaki İzzeddin El-Kassam Tugayları ilk kez düşmanla savaşta tünel kullandı. Rafah şehrinin güneyinde bulunan askeri noktaya kadar 150 metre uzunluğunda bir tünel kazdı. Askeri noktanın altına 250 kg.’lık iki bomba yerleştirdi ve uzaktan patlattı. Patlama sonucu 5 asker hayatını kaybederken 30 asker de yaralandı. 

17 Aralık 2003 tarihinde yine oldukça gelişmiş gözetim ve otomatik silahlarla donatılmış olan Hardoon askeri gözlem noktasının altına 200 metrelik bir tünel kazan Kassam Tugayları'nın patlattığı bomba sonucu 3 asker öldü 11’i de yaralandı. 

27 Haziran 2004 tarihinde Kassam Tugayları, Han Yunus’un kuzeyinde kazdıkları 500 metre uzunluğundaki tünelle askeri noktayı havaya uçurdular. 70 asker öldü 20’si yaralandı.

Birkaç ay sonra Kassam Tugayları Fetih Şahinleri'yle birlikte Öfke Yanardağı adıyla ortak bir operasyon gerçekleştirdi. Kazılan 600 metrelik tünel sayesinde düşman noktasına varan iki mücahit tünelden çıkıp düşmanla savaştı. Süren bir saatlik çatışmada mücahitlerden biri şehit olurken, diğeri silah ve mühimmatla beraber geri döndü. Çatışmada düşmandan 7 asker öldürüldü, 13 asker de yaralandı.

7 Aralık 2004 tarihinde Kassam Tugayları Delici Ok ismiyle bir operasyon yaptı. İsrail istihbarat elemanlarını Gazze’nin doğusunda bir tarım arazisine çektiler. Orada daha önce hazırladıkları tünele patlayıcı yerleştirmişlerdi. Siyonist güçler buraya yaklaşınca Kassam mücahitleri burayı havaya uçurdular. Saldırı İsrail ordusunda ve Şabak’ta deprem etkisi yaptı. Çünkü Kassam iki güce de sızmış ve onları operasyon noktasına çekmeyi başarmıştı.

İstişhad Eylemleri

24 Ocak 2004'te Kassam mücahidi Rim Er-Reyyaşi beline bağladığı bombayla Beyt Hanun geçiş noktasında işgal supap ve askerleri arasında kendini havaya uçurdu. Eylemde 4 asker hayatını kaybederken 10 asker de yaralandı.

Şeyh Ahmed Yasin’e suikast yapılıp şehid edilmesine misilleme olarak Kassam mücahidi Tarık Hamid 18 Nisan 2004 tarihinde Deyru’l-Belah’taki askeri geçiş noktasında bomba yerleştirdiği aracını havaya uçurması sonucu 4 asker ağır yaralandı.

Askeri Noktalara Baskın 

2 Ekim 2001 tarihinde Kassam Tugayları'na bağlı mücahitler Gazze’nin kuzeyinde siyonist yerleşkeye yönelik istişhad eylemi gerçekleştirdiler. 2 asker öldü, 15’i yaralandı.

7 Mart 2002 tarihinde Kassam mücahidi Muhammed Ferhat, Otzim Askeri Akademisi'ni bastı. Çıkan çatışmada 11 asker öldü, 10 asker de yaralandı. 

21 Mart 2004 tarihinde Kassam Tugayları'yla Aksa Şehitleri'nden iki mücahit Asdud içinde ortak eylem yaptılar. Eylemde 10 asker öldü, 20 asker yaralandı.

2 Mayıs 2004 tarihinde Kudüs Müfrezeleri'yle Nasır Salahuddin Tugayları ortak eylem yaptılar. Çatışmada 5 Siyonist hayatını kaybetti.

24 Ocak 2005 tarihinde Kassam Tugayları'yla Aksa Şehitleri ve Nasır Salahuddin Tugayları ortak bir operasyon yaptılar. Saldırıda 6 Siyonist asker hayatını kaybetti, 5’i de yaralandı.

Aksa İntifadası'nda siyonist askerlere yönelik saldırılarla, istişhad eylemleri sadece Gazze ile sınırlı değildi tabii. İşgal altındaki bütün topraklarda eylemler vardı. İstişhad eylemleri, ateş açma, araçla saldırma gibi eylemler her yerde yapılıyordu. Meydana gelen 200’den fazla eylemde 650 Siyonist hayatını kaybederken, 320 Siyonist de yaralandı. 

Siyonist işgalciye karşı Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’da direniş devam ediyor. İşgalciden her türlü zulmü ve barbarlığı gören Filistin halkı, Filistin topraklarının özgürlüğü ve siyonistlerin bu topraklardan çıkarılması için umudunu direnişe bağlamıştır. Bunun farkında olan Filistin direnişi hazırlık yapmaya devam ediyor.

 

Kaynak: Ekran Gazetesi